“Eskiden onların ettiği laflara kızgınlığımı belli ederdim ama artık içten içe seviniyorum. Evet doğru ben bir erkek değilim! Erkekliğe bir nebze bile ait olmak istemiyorum."

MEYDAN

“Sen Benim Oğlum Değilsin”: Yemen’den Kısa Bir Hayat Hikayesi

Heba Ebu Taha’nın 1 Ağustos 2020’de MyKali dergisinde yayınlanan  “أنت مش ابني” قصة حياة عابرة من اليمن” başlıklı yazının çevirisidir. Yemen’de trans olduğu için hapse atılan Ritaj geçtiğimiz yaz aylarında tahliye oldu. Bir arkadaşının evinde kalan ve dışarı çıkamayan Ritaj’ın öncelikle gıda gibi temel yaşam masraflarına destek olmak, korona tehlikesi hafiflediğinde ise ülkeden çıkabilmesine yardımcı olmak için Haziran 2020’de bir kampanya başlatıldı. 27 Ağustos 2020’de Ritaj aldığı destek sayesinde Yemen’den çıkmayı başardığına dair bir tvit attı. LGBTQ Yemen oluşumu 2 gün önce Birleşmiş Milletler’in Yemen’de cinsel kimlik ve yönelim ayrımcılığı üzerine yayınladığı raporu paylaştı. Rapor Yemen’de cinsel kimlik ve yönelime dayalı devlet işkencesinin ne denli yaygın olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

 

 

Uyarı:

Aşağıdaki çeviri tecavüz, işkence ve intiharla ilgili detaylara değinmektedir ve okuyan kişiler için tetikleyici olabilir. Böyle bir durumda size destek olabileceğini düşündüğünüz ruh sağlığı uzmanına ulaşabilir, şehrinizdeki LGBTİ+ oluşumu ile bağlantıya geçebilir veya destek için Kaos GL’nin danisma@kaosgl.org adresine mail atabilirsiniz, ayrıca haftaiçi 12.00-18.00 saatleri arasında SPoD Danışma Hattına 0850 888 5428’den ulaşabilirsinizEğer Türkiye’de yaşayan bir mülteci iseniz, 7/24 Arapça, Farsça, İngilizce ve Türkçe hizmet veren Mülteci Destek Hattına 0850 888 0539’dan ulaşabilirsiniz.

 

 

 

“Kendimi hiç olduğum gibi kabul etmedim, bu beden beni hiçbir zaman temsil etmedi. Kendimi sınırlasam da hayatıma bu şekilde devam edemedim ve iki kere intihara teşebbüs ettim ama sanırım ilahi bir güç beni ölümden kurtardı. Ülkem Yemen bana zulmetti, dünya beni reddetti. Hapishanenin karanlığı hayatımı karartıyor… O iğrenç tecavüzcüyü hala vücudumda hissediyorum. Başıma gelenlerle ilgili bir şeyler paylaşmaktan çok korkuyorum.”

 

Yemenli 24 yaşındaki trans kadın Ritaj’ın durumu işte böyle.

 

Sancılı Bir Çocukluk

Dünyaya geldiğinde Ritaj’ı sancılı bir hayat bekliyordu. Etrafında neler olup bittiğinin farkında değildi. Kimse onu kollarına alıp kulağına “ben senin babanım” diyerek adını fısıldamamıştı. Ailesi mutlu bir aile değildi. Mutluluğa ve güvenliğe açılacak ilk kapı ona ve hatta annesinin yüzüne kapatıldı. Annesi Ritaj’ı doğurduğu için mutlu sayılmazdı çünkü Ritaj daha o dünyaya gelmeden biten kötü bir evliliğin sonucuydu. Ritaj kendisini doğduğu bedene hiçbir zaman ait hissetmemesine rağmen bu durumu göz ardı etmeye çalıştı. Elbette, içinde bir yerlerde hissettiği o isyan duygusunu bastıramadı. Ritaj, aslında ilkokul dördüncü sınıftan beri sonsuz bir döngü içinde. Yanında ne annesi ne babası, kimse yok. O, her şeyi anormal ve aşırı bulan bir büyükbaba ve büyükanneyle büyümüş; “Sen erkek değilsin, sende bir nebze bile erkeklik yok!” sözleriyle. “Eskiden onların ettiği laflara kızgınlığımı belli ederdim ama artık içten içe seviniyorum. Evet doğru ben bir erkek değilim! Erkekliğe bir nebze bile ait olmak istemiyorum. Çocukluğumu büyükbabamın evini temizleyen bir işçi olarak, küçük düşürülerek bir şekilde geçirdim. Ama annemin çocukluğumdan bu yana tekrar ettiği cümleyi asla unutmadım: ‘Sen benim değil başka insanların oğlusun.’”

 

Tecavüz

“İçimdeki her acıyı, korkuyu ifade edebilecek gücüm yoktu. Kendimle konuşmaya bile korkuyordum. Yaşadığım tecavüzü de aynı şekilde içime attım. Bir gece rüyamda kendimi yaşamak istediğim dünyada gördüm ama bu rüya bir süre sonra gerçek bir kabusa dönüştü… Gözümü açtığımda insan kılıklı bir canavar pantolonumu indirmeye çalışıyordu. Benden uzaklaşması için yalvardım ama onunla sevişmezsem beni öldüreceğini söyledi. Beni tehdit eden kişi annemin erkek kardeşi, yani dayımdı. Bu olay bir kereyle sınırlı kalmadı. Tehditlerine de tecavüz etmeye de annem bir gün o bana tecavüz ettiği sırada odaya girene dek devam etti. Dayım bu durumdan “oğlun kadın gibi. Bunu benden o talep ediyor,” diyerek sıyrıldı. Annem ise dayımın bana tecavüz ettiğini söylememe rağmen benim yanımda durmadı, hatta beni dövüp odama kilitledi.”

 

Yeni Hayat

Ritaj, liseyi bitirip ailesinden uzak bir yerde üniversite okumaya karar verene kadar gizli gizli elbiseler giyiyor ve makyaj yapıyordu. Üniversiteye kayıt oldu ve Yemen’in merkezinde bir oda kiraladı. Burada yeni hayatını, evinin dört duvarı arasında yaşamaya başlamak üzere yola çıktı. Ne de olsa bu dört duvar onun sırlarını ifşa etmez, yaptıklarını ailesine anlatmazdı. Okuldan kendi küçük dünyasına döndüğünde kadın kıyafetleri giymeyi, makyaj yapmayı, epilasyon aleti kullanmayı ve bir gün hayalini gerçekleştirip geçiş operasyonu yaptıracağı günün hayalini kuruyordu.

 

İşkence ve Hapis Süreci

“Sanırım bu gerici toplumla mücadele etmeye cüret ederek hayallerimin sınırını biraz aştım. Kaşlarımı aldım, şık kıyafetler giyindim ve dışarı çıktım. Ama keşke çıkmasaydım çünkü o günkü özgürlüğümün bedelini çok ağır ödedim. Dışarıya çıktım, birkaç adım attım, daha istediğim yere gelemeden polisler yolumu kesip beni sürükledi ve kelepçeleyip karakola götürdü. Hapiste geçirdiğim on gün boyunca dayaktan tacize türlü işkencelere maruz kaldım. Bir gün tecavüze uğradıktan sonra uyuyakaldım ve bir askerin yüzüme basmasıyla uyanıp sorgu odasına götürüldüm. Fuhuş ağımın olması gibi beni işlemediğim suçlarla itham ettiler ve uğradığım en hafif işkence vücuduma elektrik verilmesiydi… Sorgu odasından çıktıktan sonra beni daha fazla zorladılar ve on günlük bir cezai soruşturma geçirdim. Orada da daha önce uğramadığım türlü işkencelere maruz kaldım. Beni asıp üzerime su döktüler, dişlerimi ve tırnaklarımı çektiler. Artık ayağa bile kalkamaz hale geldiğimde beni bir örtüyle yatakhaneye taşıdılar. En şiddetlisi seks yapıp yapmadığımı anlamak için anüsüme konserve kutusu sokmaya çalışmaları oldu. Sonrasında ailem dosyamın savcılığa gönderilmesi için 300 bin riyal rüşvet ödedi. Karar çıkana kadar da beni altmış gün cezaevinde tuttular.”

 

Yüz Kırbaç

“Kadına benzemekle ve ‘oğlancılık’ ile itham edildim. Avukatım bile beni savunmadı. Mahkeme salonunda avukatıma “aşağılık birini savunmayı nasıl kabul edersiniz,” diye soruldu ve sonunda da bir yıl hapis cezasına çarptırıldım. Halka açık bir alanda kıyafetlerimi çıkarmamı istediler ve ben yere uzandıktan sonra da yüz kez kırbaçladılar.”

 

Ev Hapsi

“Hapisten çıktıktan sonra tekrar büyükbabamın evine döndüm. Beni bir odaya kilitlediler annem elektrik kablolarıyla bana şiddet uyguladı ve tüm vücuduma acı biber sürdü. Kuzenim evden kaçmama yardımcı olana kadar beni bağladılar, sonrasında da beni evinde saklayacak olan arkadaşıma gittim. Sonrasında ailem beni tehdit etti, askerler gelip beni yeniden alsın diye sosyal medyada fotoğraflarımı yayınladılar. Ve ben şu an sokağa dahi çıkamıyorum. Evde oturup, dışarıda hava soluduğumu, sokakta insanlar gördüğümü hayal ediyorum.”

 

Sanırım En İyisi Ölmek

“Tüm bu anlattıklarımdan sonra canıma kıymayı denedim. Dünyada yerim olmadığına inandım. İlk intihar girişimimden sonra arkadaşım beni hastaneye götürüp midemi yıkatmıştı. İkincisinde ise bıçakla bileklerimi kestim. Tam o sırada arkadaşım geldi ve bana mani oldu.”

 

Ritaj sözlerini şöyle bitirdi: “Allah’tan başka kimsem yok. Bazen bir koltukta iki gün öylece oturuyorum çünkü tekrar yakalanırsam hapse girerim.” Ağlayarak devam ediyor, “Yemen’de kendimi arıyorum ama bana hiç kimse yardımcı olmuyor, yanımda bir kişi bile yok. İnsan hakları örgütüne ulaştım ama onlar da bir kez görüşüp size kalacak yer arıyoruz dedikten sonra benimle iletişime geçmediler. Artık erkek olarak anılmak istemiyorum.”

 

Toplu İhlaller

Ritaj, ülkeye hakim olan ataerkil ve gerici düzenin kurbanıdır. Onun ilk celladı düzenin kendisi sonra da ailesidir. Okul müfredatında dahi bağnazlık öğretildiği için ülkenin kendisi de gericileşmiş durumda ve ülkede adalete dair bir emare dahi yok. Konuyla ilgili yayınlanan belgeleri uygulasak Ritaj’ın talebinin ne kadar meşru bir hak olduğunu anlayacağız. Örneğin, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ nin ikinci maddesi şunu söylemektedir: “Irk, renk, cinsiyet, dil, siyasi görüş, ulusal veya etnik köken farkı gözetmeksizin bütün insanlar bu beyannamede belirtilen tüm hak ve özgürlüklere sahiptir.” Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kişinin özel hayatına, ailesine, yazışmalarına yapılan keyfi müdahaleye izin verilmeyeceğini de vurgular.

 

Ritaj bir suç işlemedi. Bu dünyaya doğduğu bedene atfedilen erkeklikle anılmak istemiyor. Ailesi cezalandırıyor, toplum reddediyor ama Ritaj en temel hakkından başka hiçbir şey talep etmedi. Ritaj hala öldürülme, hapse atılma korkusuyla yaşamaya çalışıyor. Allah’a içinde yaşadığı bu büyük hapishaneden kendisini kurtarması için birini göndersin diye yalvarıyor. Maalesef ona bunu yaşatan vatanının ta kendisi…

 

 

Ana görsel: Aude Nasr

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

Y“Bedenlerimiz İçin Özür Dilemeyeceğiz”
“Bedenlerimiz İçin Özür Dilemeyeceğiz”

Şam’ın en popüler kahvecilerinden birinde bilgisayarımın şarj aletini prize takmaya çalışırken, tehlikeli bir suç işlemiştim ama neydi bu suçun adı?

MEYDAN

YSalgın Zamanında Mahkum İşçiler ve Göçmen Kadınlar
Salgın Zamanında Mahkum İşçiler ve Göçmen Kadınlar

Bu krizle baş edebilmek için mutlaka feminist bir mücadeleye ihtiyaç var. Devlet ekonomik açıdan üretken ve garantisi olmayan kadınların bu dönemde yaşadığı zararı görmezden gelmemelidir.

Bir de bunlar var

Haykırışın Eli Kulağındaydı
Yarasından Doğan Bir Hareketin Koynunda
Kadın erkek eşitliği için kaç erkek öldürmemiz gerek?

Pin It on Pinterest