Her bir kadın kıyafetlerini ve fotoğraflanacağı yeri kendisi seçiyor. Hughes çektiği portreler ve bu esnada kadınlara sorduğu sorularla geleneklerin, ekonomik yapıların, kişisel tarihin ve mekanın görsel ve psikolojik dünyamızı nasıl şekillendirdiğini sorguluyor.
“Tacize uğramak istemiyorsam saçımı topluyorum ve etek giymiyorum”
Proje kapsamında şimdiye kadar ABD, İsveç, Swaziland, Kanada, Güney Afrika ve Brezilya’da çekim yapan fotoğrafçı gelecek hafta başında İstanbul’a da gelecek. Fotoğraflamak için burada yaşayan kadınlar arıyor, ilgilenir miydiniz? (Sonradan ekleme: Çekimler 19 Eylül tarihi itibariyle bitmiş, Sarah büyük ilginiz için çok teşekkür ediyormuş!)
Neden “Güvende” ve “Seksi” kelimelerini seçtiniz? Sizce günlük hayatta kadınlar birinden birini seçmek durumunda mı kalıyor?
Güvende ve Seksi kelimelerini seçtim çünkü çok bariz uçlar. Sadece bir ruj sürüp bir mücevher takabilir, gözlüğünüzü çıkarıp saçınızı açabilirsiniz, ama kıyafetleriniz aynı kalarak. Ya da tamamen androjen, neredeyse görünmez olup bir anda şok edici derecede orada görünebilirsiniz. Bu kelimeleri seçtim çünkü aynı gün içerisinde bütün bu alanlarda seyrediyorum, neredeyse her gün. Proje bir performans işimle başladı, sonra farkettim ki çoğu insan bununla özdeşleşebilir. Fikri diğer insanlara ve global olarak genişletmek çok daha ilginç geldi.
Bu kelimelerin hem nasıl hissedileceği hem dışarıya nasıl gözüküleceği bakımından çok açık niyetleri var. Bir kadının görünüşü diğer bir insanın onunla ne kadar ve nasıl interaksiyona geçeceğini belirleyen bir barometre. Hafifletmek için “rahat” ve “çekici” kelimelerini de kullandığım oluyor. “Güvende” proje için de çok kritik ve kadınlara özgü bir kelime. Erkekler rahat olmak, çekici gözükmek isteyebilir ama kamusal alanda hareket ederken güvende görünmek ya da hissetmeyi nadiren düşünürler (ya da asla düşünmezler). Erkekler dayak yememek ya da başka bir grup erkek tarafından alay edilmemek için bir şekilde giyinebilir, özellikle ergen ya da eşcinsel ise, veya bir çete durumu varsa. Ama bunun boyutu asla kadınların sırf kadın oldukları için her gün gereksiz yorumlar ya da şiddetten kaçmaya çalışması kadar vahim değil.
“Eğer çok emin olmadığım bir yere gidiyorsam koşabileceğim ayakkabılar giyiyorum”
Siz kişisel olarak birinden birini seçmeniz gerektiğini hissediyor musunuz? Seksi hissetmek istediğinizde nasıl giyiniyorsunuz? Güvende hissetmek istediğinizde nasıl?
Gün içinde ikisi arasında gidip geldiğimi hissediyorum. Sabahları nötr, sonra belki bir ruj, saç yapma, özellikle toplantım varsa biraz daha kendime çeki düzen verme. Fiziksel bir iş yapacaksam, çekim ya da röportaj gibi, rahat ve çoğunlukla androjen. Her zaman değişiyor. Süslenmeyi seviyorum ama yürümeyi, bisiklete binmeyi, egzersiz yapmayı daha çok seviyorum. Parasal nedenlerden asla taksi insanı olamadım. Bu da rahat ayakkabılar giymem gerektiği anlamına geliyor. Bir davet için şık giyinmem gerekirse topuklu ayakkabılarım ve tavuskuşu tüylerim (yani aksesuarlarım) çantamda oluyor. Evden süslü çıkarsam çantamda her zaman topuksuz ayakkabılar ve üzerimde popomu örtecek bir şey ya da uzun palto oluyor.
Çekim sırasında sorduğunuz sorulardan bazıları şöyle: “Biri size gözlerini diktiğinde ya da ıslık çaldığında nasıl hissediyor veya tepki veriyorsunuz? Hangi noktada kabul edilebilir olmaktan çıkıyor?” Yazar Lionel Shriver geçenlerde şöyle yazdı: “kendini güzel bulmak çok uçucu bir his – tehlikeli bir biçimde başkalarına bağlı, zaman zaman akıl almaz, hatta moral bozucu”. Buna katılır mısınız ya da seksi hissetmenin de benzer bir his olduğunu söyleyebilir misiniz? Kadınlara çekimlerde bu iki soruyu neden soruyorsunuz?
Katılırım ama tek gerçeğin bu olduğuna inanmıyorum, ve kadınların kendi içlerindeki sihri bulmalarını umuyorum. Güzellik yoluyla dışarıdan onay almaya fazlaca uğraşmak tehlikeli, pahalı ve bana kalırsa zaman kaybı olabiliyor. İşimizde de bu harici onayları arıyoruz, ama ikisi de içeriden tatmin edici olmalı. Güzel ve/veya seksi olma hissi sırf iyi hissediyorsunuz diye de gelebilir, denizde yüzmüşsünüzdür, spor salonuna gitmişsinizdir, önemli bir amacınıza ulaşmışsınızdır, sağlıklı bir yemek yemişsinizdir, güzel bir film, oyun oynayan bir çocuk ya da bir sanat eseri görmüşsünüzdür. Özgüven bu bilmecede büyük rol oynuyor. Kadınlara saygı duyan erkekler de çok önemli. Arkadaş, erkek kardeş, baba, meslektaş ya da yabancılar olsun, erkeklerle sağlıklı ilişkiler kurmamış kadınlar için zor.
Bu iki soruyu kadınların yorum alıp almadıklarını, bunların nasıl yorumlar olduğunu, hoşlarına gidip gitmediğini ve tepki verip vermediklerini öğrenmek için soruyorum.
Sizi Türkiye’ye getiren nedir? Neden burada çekim yapmak istiyorsunuz? Daha önce hiç gelmiş miydiniz?
Daha önce hiç gelmedim. İlk sanat tarihi derslerimi aldığımdan beri gelmek ve keşfetmek için can atıyorum. Bu projeye yıllar önce başladığımda proje için olmazsa olmaz ülkeler listem vardı. Çoğunluğu Müslüman bir ülkede çekim yapmak istiyordum. Türkiye çok çeşitli ve zengin kültürlerin, dinlerin kesiştiği bir ülke olarak tanınıyor. Bu proje kamusal alanla ilgili, dolayısıyla Müslüman ya da değil tüm kadınların kendi seksi ve güvende tanımlarını “güvenle” ifade edebilecekleri ve dışarıda fotoğraflanabilecekleri bir ülke seçmem gerekiyordu. Rusya, Çin ve Hindistan da listemde. Tabii diğer ülkelere de açığım ama bu ülkeler önceliğim.
Türkiye’de ne kadar kalacaksınız? Yalnızca İstanbul mu başka şehirler var mı?
Maalesef yalnızca 5 günlüğüne ve sadece İstanbul’da olacağım! Acı ama gerçek. Genelde hem şehir hem kırsal mekanlarda çekim yaparım. Ama ne kadarına zamanımız olacak göreceğiz.
—
Projenin bir parçası olmak isteyen 13-85 yaş arası tüm kadınlar damlaa@gmail.com adresine mesaj atarak Sarah’ya ulaşabilir. Fotoğrafların geri kalanını görmek için şuraya.