Polonya’nın merhametsiz kürtaj yasaları, fotomuhabir Kasia Strek’i üreme haklarının kısıtlandığı yerlerdeki kadınların tecrübelerini sergilemeye itti.

MEYDAN

Seçimin Bedeli: Üreme Sağlığı Hakları Elinden Alınmış Kadınları Fotoğraflarken Öğrendiklerim

Diane Smyth’in Kasia Strek ile yaptığı The Calvert Journal’da yayınlanan “The price of choice: what I learned photographing women denied their reproductive rights across the globe” röportajının çevirisidir.

 

 

Aslen Polonyalı olan Kasia Strek, Łódź’daki Güzel Sanatlar Akademisi’nde fotoğrafçılığı keşfetmeden önce Krakow’daki Jagiellonian Üniversitesi’nde Fransızca ve Antropoloji okudu. Daha sonra Polonya, Fransa ve Avustralya’da belgesel fotoğrafçılığı eğitimi aldı, şimdi ise Paris ve Varşova arasında yaşıyor. 2018’de, kürtajın yasadışı veya sınırlandırılmış olduğu ülkelerde kürtaja ulaşım hakkında devam etmekte olan Seçimin Bedeli projesi ile Camille Lepage On Est Ensemble ödülünü aldı, aynı zamanda bu projeye destek için Fondation Jean-Luc Lagardere bursuyla ödüllendirildi. 2019’da Seçimin Bedeli çalışmaları Visa Pour l’Image festivalinde gösterildi.

 

Strek, Seçimin Bedeli’ne Polonya’da başladı fakat Filipinler’den, Mısır’dan, El Salvador ve İrlanda’dan bölümler ekledi. Bunu küresel bir anlatıya dönüştürmeyi ve bu işe devam etmek için baharda Amerika Birleşik Devletleri’ne ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde seyahat etmeyi planlıyor. Strek aynı zamanda kömür madenciliği ve tarım gibi çevre sorunları hakkında ödül alan projelere sahip ve New York Times, Time, The New Yorker, Le Figaro, Le Monde, Libération, Tygodnik PowszechnyGazeta WyborczaUluslararası Af Örgütü ve Action Aid France gibi yayın ve kuruluşlar için çalışıyor. Aynı zamanda Fransız kolektif ITEM’in bir üyesi.

 

Fotoğrafçılığa nasıl başladın?

 

Her zaman sanat ve tasarıma ilgim vardı ama antropoloji, sosyoloji ve psikoloji gibi, insanların konu edinildiği sosyal konulara da ilgim vardı. Fotoğrafçılığı keşfettiğimde, ikisinin harika bir birleşimi olduğunu gördüm. Bu benim insanları ve dünyayı anlamamın, sesleri duyurmamın bir yolu haline geldi.

 

 

Neden kürtaj üzerine çalışmaya başladın?

 

Adaletsizliğin olduğu ve bazı insanlara farklı davranılan yerlerde çalışmak istiyorum. Kürtaj konusunda çalışmak çok doğal göründü. Polonya’da çok tartışılan bir konuydu [Polonya’nın kürtaj yasaları, Avrupa’daki en kısıtlayıcılardan biri] fakat 2016’da hükümet [2015’te çoğunluğu ele geçiren Hukuk ve Adalet Partisi] bunun tamamen yasadışı olması teklifinde bulundu. Buna karşılık büyük eylemler yapıldı [200,000 kişi sokağa döküldü], komünist dönemden beri yapılan en büyük eylemler bunlardı. Ben orada değildim, fakat bu konuyu incelemeye o dönemde karar verdim. Bu kadar büyük bir projeye dönüşeceğini hayal dahi edemezdim.

 

Almanya’nın Prenzlau kasabası Polonya sınırından sadece 50 kilometre uzakta, devlet hastanesi ise kürtaj yaptırması gereken Polonyalı kadınların gittiği yabancı kliniklerden biri.

 

 

Bize Polonya’daki kadın haklarından bahsedebilir misin? Sosyalist Polonya’da kürtaj yasal mıydı? Doğum kontrol yöntemleri bugün kolayca bulunabiliyor mu?

 

Doğum kontrol yöntemleri mevcut fakat ödeme yapmanız gerekiyor, prezervatif dışındaki şeyleri reçeteyle alabiliyorsunuz. Polonya, Avrupa’da ertesi gün hapının reçeteyle alındığı az sayıdaki ülkelerden biri. Bu da acil kontrasepsiyon almayı imkansız hale getiriyor çünkü 72 saat içerisinde para ödemeniz gereken bir jinekologdan randevu almanız gerekiyor. (Çünkü ertesi gün hapının cinsel ilişkiden sonraki 72 saat içerisinde, mümkünse hemen alınması gerekiyor.) Prezervatifler kolayca alınabiliyor ama ucuz değiller. Polonya’daki asgari ücret aylık 523 euro ve üç prezervatifin fiyatı 5 euro. Öğrenciler için bu çok fazla. Doğum kontrol hapı da alabiliyorsunuz fakat bu da ucuz değil.

 

Komünist dönemde kürtaj yasaldı ve ulaşılması çok kolaydı. Eğer çocuk sahibi olacak paranız yoksa, kürtaj bir sorun değildi. Komünist rejimden sonra, 1990’da yasa değişti ve Nisan 1990 hükümleri kürtaja erişimi zorlaştırdı. (İkinci büyük değişim 1993’te, “zor yaşam şartları” kürtaj sebebi olmaktan çıkarıldığında yaşandı.)

 

Polonya’da yalnızca hamilelik cinsel saldırı veya ensest sonucu olduysa, annenin sağlığı tehlikedeyse veya fetüs tedavi edilemeyecek kadar kusurluysa kürtaj yasal. Bu sebeplerde dahi kürtaja ulaşmak zor olabiliyor. Cinsel saldırı durumunda saldırıya uğradığınızı ve hamileliğin bu saldırı dolayısıyla olduğunu kanıtlamanız gerekiyor. Aynı zamanda doktorlar operasyonu vicdani olarak yapmamayı seçebiliyorlar ve bu bütün bir hastane veya bölgenin tutumunu belirleyebiliyor. Üç yıl önce ben bu hikaye üzerine çalışırken, kuzeyde kürtaj yaptıramadığınız bir bölge vardı. Ya 200 kilometre seyahat etmeniz, ya da başka bir ülkeye gitmeniz gerekiyordu. Bununla birlikte, var olan yasalar son üç yıldır daha katı bir şekilde uygulanmaya başlandı.

 

Prenzlau’daki kliniğe kadınların eşleri eşlik ediyor. Polonya’nın kadınları yargılamak için herhangi bir yaptırımı yok, fakat yardım eden herhangi biri üç yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor.

 

Cinsellik eğitimi ne durumda?

 

Ben okulda herhangi bir cinsellik eğitimi almadım. Hatta Polonya hükümeti erginlik yaşının (15 yaş) altındaki okullarda cinsellik eğitiminin yasaklanması için bir yasa tasarısı sundu, bu eğitim doğum kontrol hakkındaki bilgilendirmeyi kapsıyor [tasarının adı ‘Pedofiliye Dur’ ve uymayan öğretmenlere beş yıl hapis cezası verilmesini teklif ediyor]. Avrupa Birliği bu teklifi kınadı. Gönüllü gruplar da var ama bunlar bütün Polonya’da sadece birkaç tane.

 

Kürtaj Polonya’da bir tabu mu?

 

Bunun herhangi bir yerdeki en tabulaşmış konulardan olduğunu düşünüyorum fakat evet, Polonya’da kürtajla ilgili bir damgalama söz konusu. Bu bir cinayet olarak görülüyor ve bunun hakkında aileleriyle bile açıkça konuşan çok az kadın var. Projem kürtajı hakkında feminist bir yayına konuşan ve sonrasında bir nefret dalgası tecrübeleyen Polonya’daki ünlü bir şarkıcının portresini içeriyor. Konserleri yasaklanmış, ölüm tehditleri aldığı için güvenlikle dolaşmaya mecbur bırakılmıştı.

 

Fakat son üç senede bu değişti. [Kimyasal kürtaj amaçlı] ilaç tedarik eden kadınlar var. Üç yıl önce onlarla tanıştığımda sayıları çok azdı ve bir bodrumdan çalışıyorlardı. Son görüştüğümüzde ise Varşova’nın merkezinde, Kanada ve İngiltere’den konuşmacıların davet edildiği, 60-70 kişilik bir çalıştaya hazırlanıyorlardı.

 

Kadın toplulukları üyeleri yılda bir defa yapılan feminist yürüyüş için son hazırlıklarını yapıyorlar. Her yılın özel bir konusu var, çoğu zaman bu konular Polonya’da kadınların üreme haklarının ihlali ile ilgili oluyor.

 

Projen Polonyalı kadınlara kürtaj sağlayan Almanya’dan bir doktorun fotoğraflarını da içeriyor. Bu tarz kürtaja erişim Polonya’da herkesin bildiği bir sır mı?

 

Evet, Polonya’da internette ‘Almanya veya Slovakya’da kürtaj’ aratırsanız, Lehçe konuşan kliniklere ulaşabilirsiniz. Bir klinik en iyi bilinen ve ulaşılması en kolay olanıydı, çünkü hemen sınırdaydı; doktor sonra taşındı fakat sınıra hâlâ çok yakın. Destek olmayı bilen bir doktor ve Polonyalı kadınlar için iletişimi kolaylaştırıyor. Slovakya’da da bir klinik var, bu klinik de operasyon ve taşımacılık sağlıyor. Kadınlar sabah üçte bir benzin istasyonunda bekliyorlar, oradan alınıp operasyon geçiriyorlar ve benzin istasyonuna geri bırakılıyorlar. Bunu herkes biliyor. Sadece çok pahalı. Kürtaj 550 euro tutuyor diyelim, bu bir aylık asgari ücrete denk geliyor ve kliniğe yapılan seyahati, otel konaklamasını, geri dönmek için yapılan seyahati kapsamıyor bile.

 

Kürtaj referandumundan iki gün önce İrlanda’da Rosa isimli bir feminist grup artistik bir performans gerçekleştiriyor: yaklaşık kırk kadın üreme haklarına dikkat çekmek için Damızlık Kızın Öyküsü karakterleri gibi giyinmişler.

 

 

Neden projeni Polonya dışına taşımaya karar verdin?

 

Farklı ülkeler, dinler, toplumlar gösterip bunun küresel bir sorun olduğunu anlatmak istedim. Dünyanın her yerinde oluyor, her ülkede bir kadın sorunu olarak görülüyor. 120’den fazla ülkede kürtaj yasadışı veya sınırlandırılmış, Dünya Sağlık Örgütü kürtajın yasak olduğu yerlerde anne ölümlerinin daha fazla olduğunu söylüyor. DSÖ aynı zamanda her yıl 25 milyondan fazla güvenli olmayan kürtajın yapıldığını söylüyor.

 

Kürtaja erişimin olmamasının cinsellik eğitimine ve doğum kontrole erişimin olmamasından ve cinsel şiddetten, kadın hayatının erkek hayatından daha az önemli olduğu eril toplumdan kaynaklandığını göstermeye çalıştım. İster Filipinler’de ister Salvador’da, Honduras’ta veya Kosta Rika’da olsun, bu bir güç gösterisi.

 

Aynı zamanda, bu sorunla ilgili konuşmama yardımcı oluyor. Ülkemden hiç kimse Polonya’da kürtajla ilgili çalışmamı yayınlamak istemedi. Başka ülkelerde çekim yaparak bununla ilgili çalışmamı da gösterebilirim.

 

Manila, Filipinler’deki Dr. Jose Fabella Hastanesi ülkedeki en büyük kadın sağlığı tıbbi tesisi. Aynı zamanda kürtaj sonrası komplikasyonları kadınları yargılamadan tedavi eden az sayıdaki tesislerden biri. Nisan 2017.

 

Başka ülkelerde kürtaj fotoğraflarken ne gibi zorluklarla karşılaştın?

 

Bu çok geniş bir hikâye olduğu için fotoğraflaması çok zor, aynı zamanda çalıştığım ülkelerde kürtaj tabu ve yasadışı. Bu duygusal olarak da zor olabiliyor çünkü bazen yıllarca hapis cezası almış insanlarla tanışıyorsunuz.

 

Zaman çok yardımcı oluyor. Bu, zaman isteyen bir iş. İki hafta içerisinde yapmayı hayal bile edemiyorum. Her ülkede iki veya üç ay geçiriyorum, bu da bana insanlarla tanışmak, onlarla birkaç kez buluşmak ve dinamikleri yerinde gözlemlemek için zaman veriyor. Uluslararası bir ağ [kürtaj hakkı aktivistleri ağı] var, bu ağa bir kez girdiğinizde başka ülkelerde iletişime geçebileceğiniz insanlarla tanışmanızı sağlıyor. İnsanlar size kapı açıyorlar.

 

Çoğu zaman kadınları göstermiyorum, tutuklanacaklarından değil – ki bazı ülkelerde bu olabilir – fakat daha fazla toplumsal damgalamaya maruz kalacaklarından. Bunun açık olduğunu düşünüyorum. Portrelerini çekmemi kabul edenlerle iş birliği yapıyoruz. Birkaç saat orada kalıyorum ve beraber nasıl yapabileceğimizi bulmaya çalışıyoruz.

 

2016’da yayınlanan bir UNICEF raporu Mısır’ın Kahire ve İskenderiye şehirlerinde bir milyon çocuğun sokaklarda yaşadığını, bu çocukların yüzde 93’ünün diğer çocuklar ve hatta polis tarafından taciz ve istismar edildiğini gösteriyor.

 

Bu hikayeyi Mısır’da fotoğraflamak nasıl bir duyguydu?

 

Mısır çok zorlayıcıydı, fakat Mısır genel olarak çalışmak için zor bir ülke ve bununla biliniyor. Doğum kontrol yöntemleri pahalı değil ancak sadece evliyseniz alabiliyorsunuz, bir evlilik belgesi veya parmağınızda yüzük olması gerekiyor. Doktordan prezervatif alabiliyorsunuz, pahalı değiller. Fakat gittiğim bir klinikte prezervatiflerin – orada çok uzun süre durdukları için – bir hemşire tarafından şişirilip balon olarak hayvanat bahçesinde satıldığı söylendi bana. Hiçbir erkek onları kullanmak istememişti.

 

Dr. Mawaheb al-Mowelhy, Mısır’daki dezavantajlı bir bölgede kadınlara genital sakatlama ile ilgili bir seminer veriyor.

 

ABD’de neden kürtaj fotoğraflamak istiyorsun?

 

Genelde, Polonya’dan başka, kürtajın en kısıtlı olduğu ülkeleri seçtim [İrlanda’da kürtaj yasaları sonradan değişti]. ABD’yi dahil etmek istedim çünkü yerleşik yasaların hükümet değişikliğiyle nasıl değiştirildiğini gösteriyor. Trump’ın imzaladığı ilk belge ABD’nin BM Nüfus Fonu’na yaptığı yardımı kesmek içindi [bu fon 150’den fazla ülkede aile planlaması, anne ve çocuk sağlığı desteği sağlıyor]. Bu sembolikti. İmzalayabileceği en önemli belge bu değildi. Bu bazı şeylerin ne kadar hızlı değiştiğini gösteriyor.

 

Mayıs ayında, Alabama valisi kürtaj yapan doktorların müebbet hapis ile cezalandırılabileceği bir yasa tasarısı imzaladı. Georgia, Ohio, Kentucky, Mississippi ve Louisiana eyaletleri altı haftadan sonra kürtajı yasaklayan yasa tasarılarını kabul etti, bu da kadınların hamile olduklarını fark etmelerinden önce demek oluyor. Aynı zamanda erişim meselesi de var. Örneğin ABD’de tek bir kürtaj kliniği bulunan altı eyalet var.

 

Ilopongo, El Salvador’daki kadın hapishanesinde mahkûm sayısı kapasitenin dört katını bulduğundan 2019’un mart ayında Izalco’da kadınlar için bir ıslah evi açıldı. Bazı kadınlar sert kürtaj yasaları yüzünden hapse girmişlerdi.

 

Bunun yalnızca bir kadının çekebileceği bir proje olduğunu düşünüyor musun?

 

Bir erkeğin benim yaptığım şekilde yapamayacağını düşünüyorum. Örneğin kadınların bir erkeğin ameliyathaneye girmesine izin vereceklerini sanmıyorum. Fakat bu projeyi yapamayacakları anlamına gelmiyor.

 

Söylemek istediğim bir şey var, Polonya, İrlanda veya ABD gibi gelişmiş ülkelerde kürtaja erişim çift ve aile için bir problem. Fakat gelişmekte olan ülkelerde, kadınların yalnız olduğunu görüyorum. Mısır’da, eşinin “bunu istemiyorum, kurtul ondan, haftasonunda burada yokum,” dediği bir kadınla tanıştım. Bu yüzden klinikte partnerlerini bekleyen Polonyalı erkeklerin fotoğrafını koymak istedim: erkeklerin de önemli olduğunu, onların da sorumluluğu olduğunu göstermek için.

 

Aynı zamanda, erkekler kürtaja erişemedikleri için ölmüyorlar. Doğum nedeniyle ölmüyorlar. Bu kadın ve erkeklerin sorumluluğu ama kürtaja erişimsizliğin sonuçlarına katlananlar kadınlar oluyor.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

KÜLTÜR

YBarbara Paes ile Röportaj: Brezilya’daki Siyah Feminist Siberaktivistler ve “Teknolojide Kadınlar” Neoliberalizmi
Barbara Paes ile Röportaj: Brezilya’daki Siyah Feminist Siberaktivistler ve “Teknolojide Kadınlar” Neoliberalizmi

Kendimizi teknoloji üretebilen fakat zulmü yeniden üretmeyen insanlar olarak kurmamız çok önemli.

ECİNNİLİK

YSalgın Capcanlı ve Tuhaf Rüyalar Gördürüyor. Peki Ama Nasıl?
Salgın Capcanlı ve Tuhaf Rüyalar Gördürüyor. Peki Ama Nasıl?

Karantinada yalnız başına kalmak gibi günlük yaşantılarımızı kısıtladığımız durumlarda rüyalarımızın gündelik olaylardan beslenen içeriği azalıyor ve bilinçaltımız daha derindeki anılara ulaşıyor.

SANAT

YSinemada Bechdel Testinden Daha İyisini Yapabiliriz
Sinemada Bechdel Testinden Daha İyisini Yapabiliriz

Bechdel testi sinemada kadın temsiliyetleri açısından artık yeterli değil.

Bir de bunlar var

SEGBİS arası, kodların şiiri, Ahmet Şık sessizliği
Sen Sus Da Gözlerin Konuşsun
Ya Depremden Sonra?: Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu’ndan Prof. Dr. Mehmet Zencir ile Röportaj

Pin It on Pinterest