Kayıp haberini burada da duyurduğumuz Sarai Sierra’nın cesedi bulundu. Öldürülmüş. Öldürmüşler gene. Bu konuya denecek fazla bir şey yok. Her gün içinde yaşadığımız mini cehenneme gelen misafir bir haftada yok olup toprağa gidince, denecek bir şey kalmıyor. Bir yandan misafirimiz geleneğimiz, göreneğimiz gereklerince tecavüze uğrarsa sansar gibi Facebook’undaki fotoğraflarından galeri yapıp tepesine de eşşek kadar reklam alıyoruz zaten. Sonra da şak af çıkartıp suçluları aramıza salıyoruz ki, galeri kuyularımız asla kurumasın.
Fakat rezilliklerin hepsinin üzerinden birden hızla geçmeyelim, birine odaklanalım ki iyice tadı çıksın. Sierra’nın İstanbul’da kaybolduğunu iki üç objektif haberden öğrendiğimizden hemen sonra haber sitelerini hemen bir “Ya Pippa Bacca gibi olduysa, ya gene rezil olduysak” kaygısı aldı.
Bu ani gelen “dünyaya kötü görünüyoruz” korkusunun arkasından 33 yaşında evli ve iki çocuk annesi Sierra’nın kadın başına neden yalnız gezdiğini, ülkemize tamam hoşgelmiş döviz bıraksın ama, gene de ÖYLE NE HALT ETTİĞİNİ sorgulamaya başladık.
Sierra’nın Türkiye seyahati dahilinde ailesine haber vermeden Amsterdam ve Münih’e gittiği ortaya çıkınca, kamuoyunda tatlı bir rehavet yerleşmeye başladı bile. Haberlerin diline bir sinsi komşu şüpheciliği yapıştı. Kocasına haber vermeden neler neler yapmıştı, zaten amatör fotoğraf çekme bahanesi de tekin değildi. İnsanın aklına tabii hemen üç ihtimal geliyor: Bu kadın ya ahlaksız, ya ajan, ya da ikisi birden. Bunların doğru olduğu takdirde, ölmüş olsa dahi çok büyük problem değil.
Utanmasalar “Instagram öldürüyor” diyecekler.
Takvim’de ‘Amerikan Filmi’ başlıklı Mevlüt Yüksel yazısı (29 Ocak):
Posta (29 Ocak):
Star (28 Ocak):
Evet farklı gazetecilerin ortak çalışması sonucu ortaya 30. sınıf bir Amerikan filmi çıkmış hakikaten de. İştahla filmin sonunu bekliyorlar ama bu arada olayın ucu kaçmış…
Yenişafak’ta Cem Küçük yazısı:
Sierra’nın kaybolması gibi haberler aslında ciddi habercilerimiz aka komplo teorisyenlerimiz için Sudoku tadında zihin geliştirici alıştırmalar portalı…
Mynet’te yorumlar:
Sözcü’de yorumlar:
Nee?
Evet Sierra’nın ahlaksızlıkları tek başına yaşanıyor olamaz tabii, yataklık etmiş yoldan çıkmış birileri var, Habertürk bunun kokusunu almış bakın nasıl hemen yapıştırıveriyor:
Mevlüt Yüksel’in haberinde ev sahibi Yiğit’in üstüne güzelcene bok atılmıştı zaten. Niye? Çünkü gazetecilerin, aranızda duygusal yakınlık var mı, sorusunu yanıtsız bırakmış. E Sarai zaten alem yapıyormuş. Hem Taylan’la hem Yiğit’le daha kim bilir kimlerle nerelerde götürüyormuş… Acaba Sarai’la kocasının son dönemde aralarının kötü olduğunu iddia eden ağızları salyalayan bu “haberciler”, “aralarının” kötüleşmesi üzerine Sierra’nın Türkiye’ye erkek görmek üzere geldiğini ve dolayısıyla başına bu gelenlerin çok da anlaşılmaz olmadığını ima ve iddia ederken ufacık bir utanç dahi duymadılar mı?
Okur yorumlarına bakılırsa utanmalarına pek de gerek yok gerçi. Kim kimden utansın?