Türkiye’nin ilk kuir olimpiyatları Queer Olympix, 23-24-25 Ağustos’ta üçüncü kez gerçekleşecek. Türkiye’de LGBTİ+ ve feminist mücadeleyi futbol sahasında faal olarak sürdüren tüm takımların buluşacağı etkinlikte olimpiyatlar beş branşta sürerken isteyen herkes izleyici turnuvalarına, atölyelere ve antrenmanlara katılabilecek.
Her yıl olduğu gibi etkinlik Cuma günü Heybeliada’daki tanışma pikniği ile başlayacak. Plaj keyfine ek olarak yoga, petank atölyesi ve misket turnuvası ile dolu dolu geçecek bu günün ardından hafta sonu boyunca Queer Olympix atletleri Kalamış’ta spora, müziğe ve aşka doyacak. Cumartesi uzun atlama, bayrak yarışı, hızlı yürüme ve plaj voleybolu branşlarında atletler küründen yarışırken izleyici futbol turnuvası, tenis, hulahop, jonglörlük ve slackline atölyeleri tüm katılımcılara açık olarak devam edecek. Oyun kurucu atölyesinde sınırlarını ve kurallarını kolektif bir şekilde belirlediğimiz, dışlayıcı olmayan bir oyun yaratmayı deneyeceğiz. Geçtiğimiz ay biten Kadınlar Dünya Kupası’nı her yönüyle tartışmak için de bir vesile yaratıp bu mega spor etkinliğindeki görünürlüğün bizim için ne ifade ettiği, artıları ve eksileri, hangi oyuncunun daha çok tuttuğu ve benzeri mühim sorulara hep birlikte cevap arayacağız.
Bu yıl turnuvaya, Ermenistan’ın ilk kuir futbol takımı Queer League Armenia da katılıyor! İlk uluslararası maçlarını yapacakları için çok heyecanlı olan takım, Queer Olympix’e katılan diğer tüm takımların oyuncularıyla birlikte Cumartesi 21:00’de özel bir maç için sahaya çıkacak.
Cumartesi’yi sahada kapattıktan sonra Pazar gününü Queer League Armenia ile bu kez söyleşi için buluşarak açacağız. Hem kendi özgün deneyimlerini dinleyeceğiz hem de iki ülkenin kuir spor aktivistleri olarak ortaklaştığımız ve dayanışabileceğimiz alanları konuşacağız.
Hemen ardından BoMoVu Derneği’nin doğaçlama atölyesinde takım oyunu ve bireysel yaratıcılık arasındaki dengeyi çeşitli egzersizler ve oyunlar yoluyla inceleyeceğiz. Yan etkinlikler ve herkese açık oyunlar gün boyu devam ederken Olympix atletleri, antrenmanla ısındıktan sonra, futbol turnuvası için sahaya çıkacak. Bu turnuva ile 3 günlük etkinliği tamamlarken yorgun ama mutlu lubunyalar olarak son enerjimizle kapanış partisinde birbirimizi ödüllendireceğiz.
Etkinliği düzenleyen Atletik Dildoa takımından Seçil, kendisine «iyi ki bu hayali kuran arkadaşlarımın peşine takıldım» dedirten çok an yaşadığını söylüyor Queer Olympix’te. Etkinlik standındaki gökkuşağı bayraklarını görüp yanına gelen ve hiç tereddüt etmeden «ben de lezbiyenim» diye kendini tanıtan bir lise öğrencisiyle karşılaşmak mesela… «Hayatında Onur Yürüyüşü görmemiş bir liseli lubunyanın bu kadar kalabalık bir LGBTİ+ topluluğuyla Queer Olympix sayesinde karşılaştığını gördüm», diyor ve ekliyor:
«Queer Olympix’in henüz üçüncü yılında bu kadar coşkuyla beklenen bir etkinlik olması karşısında ne kadar mutlu olsak, ne kadar şaşırsak az gibi geliyor bazen. Bu ekibin bir parçası olmak, son yıllarda aktivizm adına başıma gelen en iyi şeydi diyebilirim. Alanlarımız daralırken, alan derken laf olsun bile değil eskiden yürüyebildiğimiz İstiklal dahi yasaklanırken, söz üretmek, eşit hakların hayalini kurmak ve bunun için çabalamak giderek daha uzak bir ihtimal gibi görünürken Queer Olympix’in hepimiz için iyileştirici bir yanı olduğunu düşünüyorum. Hepimizi en çok etkileyen cümlelerden biri geçen yıl birçok kişiden “Queer Olympix alternatif bir Pride gibi oldu” sözlerini duymaktı».
Ecemen ise «bu süreçte spor yaparken başkalarına aldırmamayı öğrendim» diyor:
«Takım sporlarına karşı çok önyargılıydım ama Atletik Dildoa’da kurulan, başarının kıstas olmadığı bir oyun alanı. İnsanlar gerçekten birbirine alan tanıyor; iyi oynayan kendisini bazen geri çekiyor, gol atacakken yanındaki hayatında hiç topa vurmamış insana pas atıyor; çünkü onun özgüven geliştirmesi «bizim takımı» güçlendirecek şey. Camiamızı ve Queer Olympix’i de daha büyük bir takım olarak düşünebiliriz.»
Türkiye’de son yıllarda birbiri ardına kurulan amatör LGBTİ+ futbol takımları, sporun erkek egemen ve ikili cinsiyet kalıpları üzerinden şekillenmiş mekanlarına karşı, tüm bedenlerin istedikleri şekilde var olabileceği sahalar açıyorlar. Hem oyun oynama hakkını savunmak hem de LGBTİ+’ların birlikte güçlenebileceği alanlar yaratmak için son derece önemli olan bu oyun alanları, Queer Olympix’le umuyoruz ki çok daha fazla genç lubunyanın görüş alanına girebiliyor ve çok daha fazlası için ilham oluyor. Elif:
«Hannah Gadsby, Nanette adlı şovunda Mardi Gras Festivali’ni izledikten sonra şu soruyu sorduğunu söylüyor: «Peki ya sessiz gayler nereye gidiyor»? Küçük bir şehirde büyürken bu soru bende “benim gibi insanlar nerede” şeklinde yankılanmıştı. Etrafımda bana benzeyen kimse yoktu; sürekli yalnız ve yanlış olduğumu hissederek büyümüştüm ve tek çareyi üniversite için İstanbul’a gelip bana benzer insanları bulmakta görmüştüm. İlk Pride’ımı hatırlıyorum; gözlerim dolmuştu, biraz ürkmüştüm ama İstiklal Caddesi benim gibilerle doluydu, benden farklı insanlarla doluydu, bana kimsin sen diye bakmayan, olduğum kişiyi saklamamı istemeyen insanlarla doluydu… Yıllardır hissettiğim o büyük boşluk, o yalnızlık kaybolmuştu…
«Son yıllarda LGBTİ+’lar üzerindeki baskılar giderek arttı. Yürümemiz, film izlememiz, toplaşmamız yasaklandı. Ayrımcılığa uğruyor, öldürülüyoruz ve bize karşı olan şiddetin her biçimi görmezden geliniyor. Benim aklıma ise “kendine benzer insanları bulmak isteyen, yalnız olmadığını bilmek isteyenler ne yapacak” sorusu geliyor. Queer Olympix’teki en büyük motivasyonum da bu oldu. Bir yerlerde birileri bizi görmeyi bekliyor, yalnız olmadığını hissetmeyi, bedeni yüzünden dışlanmamayı, hep olduğu kişiyi saklamamayı… Birilerine göre yanlış olan ama her anlamı ile güzel olan bizler, sizin cis-hetero normlarınızı yıkmak için burada olacağız. Bazen gol atacağız, bazen üstünüzden atlayacağız, bazen de halay çekip coşacağız».
Ecemen, Queer Olympix’in birçok etkinlikten farklı olarak, katılımcıların hizmet satın almadığı ve birlikte yaratılan sürecin parçası olduğu bir etkinlik olduğunu söylüyor:
«Türkiye’de bunun gibi basit amaçlar hep küçük görülüyor. Çocukluğumuzdan beri bunu hissediyoruz. Mesela bir spor salonunda ya da çocukken yollandığın basketbol kursunda hep bir kıyaslama var ve sonra “başarısız” olduğun sana hissettiriliyor. Ailen “boşuna mı veriyoruz bu paraları” gibi şeyler söylüyor. Yetişkinliğinde de “kilo vermek için” ya da “kalp krizi geçirmemek için” spor yapman söyleniyor. Ama kimse sana ayrılığı atlatmak, sosyalleşmek, flört etmek ya da sonrasında soğuk bir bira içmek için spor yapabilirsin demiyor!»
Biz, sporun güçlendirici yanına dikkat çekmek, oyun oynama hakkımızı savunmak, sözümüzü sahalar aracılığıyla daha fazla kişiye duyurmak ve benzeri pek çok amacın yanı sıra arzuların ve bedenlerin sahalarda özgürce top koşturmasını istiyoruz. Kilo vermek için değil koli bulmak için sahadayız bazen; bazen de dış dünyadaki nefreti ve dertleri bir süreliğine unutmak için… Farklı olduğu için oyunlardan dışlanan çocuklar olarak büyüdük, sahalara yeniden girdik; «yeterince iyi olmadığı» için spordan uzaklaşmış her yaştan ve bedenden tüm çocukları Queer Olympix’e bekliyoruz!