Önemli Bok Püsür Müzesi‘ndeki bütün bok püsürlerin arasında en çok bu kahverengi leke şeylerin büyüsünü anlatmaya muktedir galiba. Büyü derken şeylere vurulmuş, şeylerin gücüne çarpılmışların o şeyleri anlatırken etrafa saçtıkları ışıktan bahsediyorum.
Yukardaki resimde gördüğünüz kahverengi leke, Nina Simone’un 1999’da Londra’daki bir müzik festivalinde sahneye gelirken çiğnediği, o gün orada Simonu’u izleyenlerin “büyü” olarak tanımladıkları performansına başlamadan hemen önce ağzından çıkarıp piyanoya yapıştırdığı sakız. Konserin sonunda piyanodaki sakızı alıp saklayan ise Nick Cave’in grubu Bad Seeds’ten Warren Ellis.
Dünyada 20000 Gün belgeselinde Nick Cave ve Warren Ellis’in 1999’daki o günü, Nina Simone’un sahne büyüsünü ve piyanoya yapıştırdığı bu sakızı uzun uzadıya konuştukları bir sahne var. 2014 İstanbul Film Festivali’nde FIPRESCI’yi, Sundance Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve En İyi Kurgu ödüllerini alan Nick Cave belgeseli Dünyada 20000 Gün olağanüstü, muhteşem, başdöndürücü bir belgesel mi? Pek sayılmaz. Ama kesinlikle büyüyle ilgili. Romantik bir fikir, bir kaçış olan büyü de değil, emek ve özenle, yazıyla, müzikle ve şeylerle adım adım kurulan büyüyle ilgili. Gündemden bir iki saat kaçabilmeye, başka bir dünyada biraz soluklanmaya ihtiyacınız varsa Başka Sİnema’yla birkaç salonda gösterimde olan belgesele koşun derim.
Belgeselin vizyona girişiyle birlikte Önemli Bok Püsür Müzesi de internette açılışını yaptı. Nick Cave, Warren Ellis, filmin yönetmenleri Iain Forsyth ve Jane Pollard için önemli olan bok püsürlerin görselleri ve neden önemli olduklarına dair kısacık hikayelerle açılan internet müzesi herkese, herkesin şeylerine açık. Siteye/müzeye kaydolup, sizin için önemli olan şeyleri görselleri ve hikeyleriyle birlikte müzeye yükleyebiliyor, bok püsür aşkına dahil olabiliyorsunuz.
Online müzede Tom Waits’in sigara izmariti, Kylie Minogue’un çantası gibi hayranlık şeyleri de var, bir iskambil kartı, saatlerlerle dolu bir kase, küçüklükten kalma bir kumbara gibi anısını, anlamını ancak sizin bilebileceğiniz şeyler de..
Bir şeyin ne olduğunu, ne anlama geldiğini, gelebileceğini, kendinde kaç zamanlar, ne anılar biriktirdiğini, kimleri, kaç kişiyi, nasıl içinde sakladığını bilmenin yolu yok. Nick Cave’i sevip sevmediğinizden bağımsız olarak, bir insanın bu sonsuz ihtimaller aşkını izliyorsunuz belgeselde. Şeyler, yazı ya da müzik, aynı arayışın farklı araçları olarak anlatılıyor, hem bu dünyada olup hem de bu dünyaya sıkışmamanın, bu dünyadaki ÖNEMLİ’lerin karşısında kendi ÖNEMLİ’lerini de elden bırakmamanın. Dünyadaki 20000 Gün ve Önemli Bok Püsür Müzesi gündemden kaçmak isteyen ruhlara günün reçetesi olsun.