Asmahan’a bir şarkı yazdım. Sesim de pek güzel olmadığından buraya yazmakla yetineceğim. Sesi Asmahan kadar değilse de birazcık azıcık güzel olanlarınız buna keyfine göre bir melodi bi’ de tumturaklı ritim uydurup okuyuverebilirler.
Hangi sırlara sahipsin de böyle bakıyorsun?
Birilerinin sırlarından korkmasından korkmuyor musun?
Hayır demeye de mi, yalvarmaya da mı korkmazsın?
Sesin insanın içinden güfte çıkartıyor.
Bildiğinden mi öyle bakıyorsun?
Sırrın sonsuzluk mu son mu?
Neden öyle bakıyorsun Asmahan?
Dürzi şarkıcı ve sinema oyuncusu Asmahan’ın gerçek adı Amal al-Atrash’mış. Al-Atrash ailesinin babası Osmanlı’nın son günlerinde Demirci’de valilik görevi yapmaya başlayacakken ülkeyi terketmeleri gerektiğinden ailece İzmir’den Beyrut’a giden bir gemiye binmişler ve Amal bu gemide doğmuş. Kendisine Emily ismi de konmuş fakat ’emel’ manasına gelen Amal ismini kullanmayı tercih etmiş.
Amal’ın hikayesine geçmeden biraz annesi Alia al-Atrash’ın hikayesini anlatmak sanki yerinde olacak. Alia, Osmanlı’dan kaçtıktan sonra yerleştikleri Suriye’de Dürzi Dağı’nın eteklerindeki evleri Fransız askeri gücü tarafından bombalanınca çocukları alıp Şam’a kaçmış. Beyrut’ta aranmakta olduklarını da öğrenince Hayfa’da ve Filistin’de saklanmış. Son olarak da Amal’ı ve iki ağabeyini alıp Mısır’a Kahire’ye gitmiş. Kahire’de rahat olmalarının sebebi o dönemki başbakanın Amal’ın babasının bir akrabası olmasıymış. Bu dönemde bu sayede pek çok Suriye ve Lübnan’lı Mısır’da yaşamakta imiş. Asmahan babasından uzakta ve başına buyruk bir anne tarafından büyütülmüş. Baba; 1925’te hayatını kaybedene kadar çocukların ve eşinin bu gidişlerini kabul etmemiş. Anne Alia Mısır’da ilk başta dikiş dikerek, sonra partilerde ud çalarak ve şarkı söyleyerek çocuklarını bir Fransız Katolik Okulu’nda iddialara göre bir de ‘Baron’un gizli sponsorluğu sayesinde ‘Kusah’ diye takma bir soyismi ile okutmuş. (Kusah, ‘Kabak’ demekmiş.)
Ağabeyi Farid bir gün ud dersindeyken müzik öğretmeni yan odadan Asmahan’ın şarkı söyleyişini duymuş. Sizin de duyduğunuzda diyeceğinizi düşündüğüm gibi ‘Bi saniye Farid’ciğim!’ demiş ve Amal’ı çağırıp ona o günden sonra sahne ismi olacak Asmahan adını takmış(mış). Asmahan daha sonra Farid’le birlikte gece klüplerinde sahne almaya başlamış. Vikipedi kendisinden, döneminde Ümmü Gülsüm’e rakip olabilecek kadar ünlenen tek kadın Arap şarkıcı diye bahsediyor. Başka bir kaynakta ise Ümmü Gülsüm’ün Asmahan’ın önünü kapatmak için çeşitli çabaları olduğu yazıyordu fakat bu paragrafta dedikodulara galiba ziyadesiyle prim verdik.
Asmahan iki kere kuzeni prens Hasan al Atrash’la evlenmiş. Hasan, Asmahan’a öyle aşıkmış ki evlenmek için öne sürdüğü biri hariç tüm şartları kabul etmiş. Bu şartlara göre Asmahan örtünmeyecek, Dürzi dağında değil Şam’da yaşayacak, içki-sigara içecek ve şarkı söylemeye devam edecekmiş. Kabul edilmeyen şart şarkıcılık kariyerinin devam etmesi, ilişkilerini de bitiren ise Asmahan’ın kariyerine geri dönme isteği olmuş. Asmahan Hasan’la bir kere daha olmak üzere kısa ömrüne dört evlilik, pek çok kayıt, bir müzikal, Modern Arap Müziğinin en tanınan kadın şarkıcısı olmasını sağlayacak bir müzik kariyeri ve şaibeli bir başka kariyer de sığdırmış.
Söylenmese hatırı kalacak nutuk tutultturan güzelliği ve insanın ruhunu doyuran sesi aşikar. Fakat Asmahan, bunların yanında bir de ikili ajanmış. Şöförünün sıyrıksız ve kupkuru kurtulduğu, kendisinin ise suya düşen arabanın içinde bir arkadaşıyla birlikte 32 yaşında öldüğü esrarengiz kazayı; Arap kaynaklar, hem İngiliz Gizli Servisine hem de Gestapo’ya çalışıyor olmasına bağlıyorlar. Bir kaynağa göre de Asmahan’ın Nazi’yle bağı Charles De Gaulle’ün Suriye’ye bağımsızlık sözünü yerine getirmemesi üzerine Fransız ordusundan öç almak istemesinden kaynaklanmaktaymış.
Bu aralar e-mail grubumuzdan sık sık sızıntı oluyor. Assange’ın kulakları çınlasın 5Harfliler olarak kendi aramızda konuştuklarımızı grupta tutamaz olduk. Yine grupta Asmahan’dan bahsederken aramızdan biri ‘bir insan neden ajan olur?’ sorusunu sordu. Bunun yanıtını ajanlığın doğasında mı aramak gerekir ki? Acaba ajanların hepsi ajan olduklarını biliyorlar mı? Ajanlık bile isteye olunan bir şey mi yoksa tesadüfen veya zorunda kalarak mı olunuyor? Daha da doğrusu ajanlık ne? Bir haberci veya bir yazar veya önemli yerlerde dostları olan herhangi biri esasında ajan olmadığından kesin emin olabilir mi? KONUŞ ASMAHAN!!! (neden öyle…)
Dinlediğiniz şarkının sözleri:
Gel Sevgili