Karen Fratti’nin How abortion is portrayed on TV and in movies actually matters so much başlıklı yazısının çevirisidir.
İlk kez 1972 Kasım’da, Roe v. Wade* kararından yalnızca birkaç ay önce, televizyonun en çok izlendiği saatlerde yayınlanan bir dizide ana karakter, Maude dizisinin iki kısımlık Maude’s Dilemma (Maude’un İkilemi) bölümünde kürtaj oldu. Yargıtay’ın 22 Ocak’taki efsanevi kararının 45’inci yıl dönümü yaklaşırken kürtajın televizyonda nasıl resmedildiği hâlâ önem taşıyor çünkü pek yol katetmiş değiliz. Bu yılın başlarında Black Mirror, senaristlerin acil kontrasepsiyon ve tıbbi düşük yöntemlerini birbirine karıştırdığı bir bölüm yüzünden eleştiri aldı. Dizi hatalı bilgi vererek eğitimin, farkındalığın, yaygın ve güvenli tıbbi prosedürlerin doğru biçimde resmedilmesinin gerçekte ne kadar önemli olduğunu göstermiş oldu.
Kaçıranlar için söyleyelim: Arkangel adlı bölümde bir anne, görünürde düşük hapı olan bir şeyle kızının gebeliğini sonlandırmaya çalışıyor. İlerleyen sahnelerde hastalanan, kusan ve durumu gitgide ağırlaşan 15 yaşındaki kız bazı tahliller yaptırıyor. Daha sonra bir hemşire, hastalığına ve gebeliğinin sonlanmasına sebep olan şeyin acil kontrasepsiyon olduğunu söylüyor. “Acil kontrasepsiyon. Gebeliğini sonlandırmak için. Artık gebe değilsin.” diyor hemşire. Sosyal medyada izleyiciler, bölümü -hem de yönetmeni Jodie Foster- kürtaj, tıbbi düşük ve acil kontrasepsiyon hakkında her şeyi yanlış tanıtmakla suçladı.
Suçlamakta haklıydılar da. Belli ki dizi çok büyük bir şeyi gözden kaçırmış.
Kafalar karışmasın: Acil kontrasepsiyon ve düşük hapı bambaşka şeyler.
Genelde ertesi gün hapı denen acil kontrasepsiyon, seks yaptıktan sonraki 72 saat içinde alınabilir ve yumurtlamayı baskılar. Böylece yumurta spermle buluşamaz ve gebelik meydana gelemez. Ama kadın, hapı aldığında gebelik çoktan gerçekleşmişse hap, o gebeliği sonlandırmaz. Düşük hapıysa New York Times’a göre gebeliğin ilk on haftası içinde alınabilen, iki aşamalı bir süreç.
Aile Planlaması Derneği’ne göre düşük hapı kullanan veya tıbbi düşük yapan bir kadın, gebelik durumu için gereken progesteron hormonunu bloke eden mifepriston hapını almış olur. Yaklaşık altı ila sekiz saat sonra alınan ikinci hap mizoprostol, kanama başlatarak rahmin boşaltılmasına neden olur. İkinci hapın alınmasıyla kadın, kasılmalar hissedecektir. Nadiren ilk haptan sonra da mide bulantısı görülebilir ama bu sık rastlanan bir durum değildir. Yani Acil kontrasepsiyon ve tıbbi düşük yöntemlerinin tamamıyla güvenli olduğu, insanı hasta etmediği ve hatta birinin gebeliği sonlandırmadığı göz önünde bulundurulduğunda Black Mirror her açıdan hatalı. Yalnızca düşük hapı gebeliği sonlandırabilir.
Sosyal medyadaki bazı hayranları, dizinin bir bilim kurgu olduğunu ve kürtajı doğru biçimde tanımlama gibi bir sorumluluğu olmadığını söyleyerek bu “karışıklığı” savundu. Oysa konunun uzmanları (kürtaj hakkını umursayan herkesin yapacağı gibi) bu konuda hemfikir değil. Zira bu tür yanlış kanılar ortak bilinçaltımıza sızarak kamuoyunu ve kürtaj politikalarını teorik olarak etkileyebiliyor. Üreme sağlığı alanında çalışan Advancing New Standards in Reproductive Health (ANSIRH) ortak araştırma grubu direktörü Doktor Daniel Grossman, durumu bir tweet’le özetliyor:
“Cinsellik ve üreme sağlığına ilişkin özellikle gençler arasında pek çok mit ve yanlış kanı var. Eğlence sektörü, izleyicilerin sağlığını olumsuz etkileyebilecek yanlış bilgileri yaymakla değil, onlara gerçekleri sunmakla sorumlu.”
Doktor Grossman’a göre distopyan bir gelecekte de olsa en azından tıbbi düşükle acil kontrasepsiyonu birbirinden ayırt etme konusunda hataya düşmeyebilirlerdi. Grossman, kürtajın televizyonda nasıl tasvir edildiğini takip ederek ANSIRH’te “Ekranda Kürtaj (Abortion on Screen)” projesini yürüten meslektaşı Doktor Gretchen Sisson’a işaret ediyor. Sisson’ın en güncel araştırma haritaları, kürtaj yöntemlerinin farklı türler arasında nasıl tasvir edildiğini ve dramdan komediye bu yöntemlerin ne gibi değişiklikler içerdiğini gösterse de ekibi, kürtajın ekrana yansıyan diğer yönleri hakkında da veri sahibi. Kürtaja başvuran kadının demografik özelliklerine, karakterin neden kürtaja başvurduğuna, hangi engellerle karşılaştığına ve sonrasında olanlara ilişkin veri topluyorlar.
Kürtaja ilişkin bu tasvirlerin insanların kürtaj algısını ve kürtaj kanunlarını nasıl etkilediğini inceleyeceği etki araştırma çalışması henüz yapım aşamasında olsa da Doktor Sisson, bazı çıkarımlarda bulunulabileceğini söylüyor.
Televizyonda kliniğe giden, kürtaj olmaya karar veren ama bekleme odasında fikrini değiştiren kadın örneğini ele alalım. “Bu tasvir, kadınların kürtaj konusunda fikirlerinin nasıl değiştiğine ilişkin kamuoyu görüşünün oluşmasına sebep olabiliyor ve bekleme süresi ve zorunlu psikolojik danışmanlık koşulu gibi şeylere işaret edebiliyor,” diyor Sisson.
Gerçi hâlâ bilmediğimiz pek çok şey var. Örneğin televizyonda gösterilen kürtaj işlemlerinin yaklaşık çeyreği, kürtajın tehlikeli olduğu geçmiş zaman dilimlerinde gerçekleşiyor. Call The Midwife ya da Atlas Grace gibi dönem dizilerini düşünün. Bu dizilerin yaratıcılarının ne düşündüğünü biliyoruz ama Sisson şunu soruyor: “İzleyiciler kürtajın tehlikeli olduğunu gördüklerinde ‘Eh, yasallaşması iyi olmuş; bu sayede artık daha güvenli’ mi diyor yoksa kürtajın çok riskli olduğunu mu düşünüyor?” Sisson, işte bu sorunun cevabını bulmaya çalışıyor.
Her hâlükârda kürtajın televizyondaki tasvirinin, kürtaj gerçekliğiyle nadiren örtüştüğünü ve bazı kalıpların sürekli karşısına çıktığını söylüyor. Öncelikle televizyonda kürtaj olanlar, çoğunlukla genç ve beyaz kadınlar. “Televizyonun çoğunluğu beyaz,” diyor Sisson. Gerçekte beyaz olmayan kadınlar da kürtaj oluyor ve çoğu (Slate’e göre bu oran yüzde 61) zaten çocuk sahibi. Sisson diyor ki:
“Popüler kültür bize beyaz genç kızların kürtaj olduğunu gösteriyor. Yanlış da sayılmaz. Her gün pek çok beyaz ve genç kız kürtaj oluyor; fakat bir bütün olarak baktığımızda kürtaj olan çoğu insan bu gruba dâhil değil. Kimlerin hangi sebeple kürtaja başvurduğunun anlaşılamamasıdır bu. Bunun da sorun yarattığı aşikâr.”
Bir diğer sorun da kürtajın fiziksel ve psikolojik yan etkilerinin abartılı tasviri. Şöyle diyor Sisson: “İster House of Cards’da Claire Underwood geçmişteki kürtaj deneyimlerinin kısırlığa sebep olacağını öğrensin (ki olmuyor) ister yasa dışı kürtaja bağlı kadın ölümleri olsun; kürtajın yan etkileri televizyonda muhakkak şişiriliyor.” Her ne kadar televizyonda abartılı tasvir edilse de yasa dışı kürtajın risklerini bilmek önemli. “Ama modern kürtaj pratiklerinin istenmeyen fiziksel ve psikolojik sonuçları da abartılıyor,” diyor Sisson.
Son zamanlarda daha “doğru” kürtaj tasvirleri de gördük. Crazy Ex-Girlfriend’de Paula, Halt and Catch Fire’da Donna, Jane the Virgin’de Xiomara, Grey’s Anatomy’de Cristina Yang veya Scandal’da Olivia Pope ile olduğu gibi. Yine de bunlar arasında da abartılı olanlar var. Sisson, kürtaj yaptıran kadınları daha gerçekçi şekillerde gösterdiği için bilhassa Shonda Rhimes’ı takdir ediyor. “En popüler kanallardan birinde, en çok izlenen saatlerde, Noel’de bir kürtaj gösterdi,” diye ekliyor. Fakat o zaman bile Olivia Pope’un ameliyathanede kürtaj olması gerekmişti ki bir kez daha abartılmış bir tasvir bu.
“Olacak; belli bir yere ulaşıyoruz. Daha çeşitli, daha farklı örnekler görmeye başlıyoruz ama mevzu bir ödevi tamamlamaktan ibaret değil,” diyor Sisson. “Siyahi bir karakter kürtaj olduğunda ‘Tamamdır, bunu da hallettik’ demiyoruz. Kürtaj olan her kadının kürtaj olma sebebi farklı, hayat koşulları farklı, aşması gereken engeller farklı. Her yıl ülkemizde gerçekleşen bir milyonu aşkın kürtaj işleminin ardında farklı bir hikâye var. Televizyondaysa farklı deneyimlerden ziyade son derece benzer hikâyelerin anlatıldığını görüyoruz.”
Televizyonda temsil edilme ve çeşitliliğin kadınlar için pek çok sebeple önemli olduğunu zaten biliyoruz. Neden kürtaj da öyle olmasın? Yapımcılar Roe v. Wade kararından 45 sene sonra en azından konudan haberdar olabilirler.
(Türkçe altyazı için Ayarlar’dan dil seçimi yapabilirsiniz.)
* Kürtaj yasal değilken, ABD’nin Teksas eyaletinde kürtaj olabilmek için eyalete dava açan Norma McCorvey davayı kazanır ve bu dava sonucu emsal karar olarak Amerikan hukuk tarihinde yerini alır. 1973’te Yargıtay da kürtajın temel bir insan hakkı olduğunu tesis eder. Bu noktada McCorvey çoktan doğum yapmıştır ve bebeği evlatlık vermiştir.
Ana görsel: Scandal dizisinde, Alison Pope kürtaj oluyor.