Adèle Haenel 12 yaşından 15 yaşına kadar yönetmen Christophe Ruggia tarafından düzenli olarak cinsel saldırıya maruz kaldığını açıkladı.

MEYDAN

“Konuşabilme gücümü, #metoo ile benden önce konuşmuş tüm kadınlara borçluyum.”

3 Kasım 2019 günü bağımsız haber sitesi Médiapart, Fransız oyuncu Adèle Haenel’in 12 yaşındayken “Les Diables” filminin çekimleri sırasında yönetmen Christophe Ruggia tarafından düzenli olarak cinsel saldırıya maruz kaldığıyla ilgili çok kapsamlı bir haber yayınladı. Gazeteci Marine Turchi’nin hazırladığı bu haber, Adèle Haenel’in tanıklığının yanı sıra yirmiden fazla tanığın ifadesini ve pek çok belgeyi içeriyor. 4 Kasım’da Marine Turchi ile birlikte Médiapart’ın canlı yayınına katılan Haenel, Edwy Plenel’in sorularını yanıtlayıp yaşadıklarını ve kendisini konuşmaya iten süreci anlattı. Program kaydından kısa bir özeti Türkçe altyazılı olarak buradan izleyebilirsiniz:

 

Çeviri: Yasemin Köker

Altyazı: Gizem Bayıksel

 

Adèle Haenel katıldığı programda sessizliğini bozmaya karar vermesinin sebebini Michael Jackson’ın çocuk istismarını ortaya koyan “Leaving Neverland” belgeselini izledikten sonra, belgeselde gördükleriyle bundan 15 yıl önce “Les Diables”in çekimi sırasında yaşadıkları arasında pek çok benzerlik kurması olarak açıklıyor. Haenel’in bu yıl Nisan ayında tanıştığı gazeteci Marine Turchi ile tanıklığını paylaşmasının ardından Turchi, altı aylık uzun bir araştırmanın sonucunda o dönem sette yaşananlara tanıklık etmiş pek çok insana ulaşıyor. Tanıklar ise Christophe Ruggia’nın Haenel’e yönelik davranışlarını tuhaf ve uygunsuz bulduklarını belirtiyorlar. O dönem otuzlarının sonunda olan yönetmenin henüz 12 yaşındaki Adèle Haenel üzerinde büyük bir etkisinin olduğunu, çekimler sonrasında Haenel’in eğitiminden kendisinin sorumlu olduğunu söyleyerek kimsenin ona yaklaşmasına izin vermediğini ve onu izole ettiğini anlatıyorlar. Film ekibinden iki kişi endişelerini Christophe Ruggia ile paylaştığında yönetmen tarafından filmi mahvetmekle suçlandıklarını ve uzaklaştırıldıklarını söylüyorlar. Bir kısmı ise bu duruma tepki vermek istediklerini ama konuşmaları halinde zaten tutunması çok güç olan sinema sektöründen kovulmaktan korktuklarını açıklıyor. Tanıklıkların ortak noktası ise pek çok insanın bu durumu yanlış ve uygunsuz bulması ama o dönem kimsenin yönetmenin davranışlarını taciz olarak nitelendirmemiş olması. Haenel’in annesi ise filmin setine geldiği bir gün Christophe Ruggia’nın sürekli iki genç oyuncuya sarıldığını ve onları öptüğünü görünce bunu garipsediğini ama “sinema dünyasına dair pek bir şey bilmediği için” bir şey söyleyemediğini belirtiyor.

 

Adèle Haenel, filmin çekimleri tamamlandıktan sonra (14 Eylül 2001) Christophe Rugia’nın tacizlerinin başka bir boyut aldığını söylüyor. Oyunculuk eğitiminin bir parçası olarak her hafta sonu yönetmenin Paris’teki dairesine gidip onun DVD arşivinden faydalanan Haenel, her seferinde Ruggia’dan uzaktaki bir koltuğa oturmasına rağmen yönetmenin onun yanına geldiğini, ısrarla ona dokunmaya çalıştığını, boynundan öptüğünü, saçlarını kokladığını, vücuduna bir şekilde temas etmeye çalıştığını anlatıyor. 2005 yılında artık lise öğrencisi olan Haenel, Christophe Ruggia ile tüm bağlarını kesmiş ve sinemayı tamamen bırakmış. Yakınları bu durumu bir ergenlik krizi olarak değerlendirdiklerini ve Haenel’in üzerine gitmediklerini belirtiyorlar.

 

Marine Turchi soruşturma sırasında birçok kez Christophe Ruggia’ya ulaşmaya çalışmasına rağmen yönetmenin kendisiyle konuşmayı reddettiğini ve avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada her türlü taciz iddiasını reddederek kendisini Adèle Haenel’in büyük yeteneğinin “kaşifi” olduğunun altını çizdiğini söylüyor.

 

Unifrance, la Société civile des auteurs, réalisateur et producteurs (ARP), le syndicat des producteurs indépendants, La Fémis gibi önemli kuruluşların Haenel’in yanında olduklarını söyledikleri destek yazılarının yanı sıra, Ruggia uzun yıllar yardımcı başkanlığını da üstlendiği Yönetmenler Birliği’nden (Société des réalisateurs de films) atıldı. 6 Kasım’da Paris Yüksek Mahkemesi (Parquet de Paris), Ruggia’ya “güç sahibi bir yetişkin olarak 15 yaşındaki bir çocuğa cinsel saldırıda ve tacizde bulunma” suçundan soruşturma açtı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

KÜLTÜR

YHareket ve durağanlık arasında: “sandalye’yle ikinci kez”
Hareket ve durağanlık arasında: “sandalye’yle ikinci kez”

Zeynep Kayan’ın tekrar kavramı etrafında şekillenen "sandalye ile ikinci kez" başlıklı kişisel sergisi, sanatçının yakın zamanda Rijksakademie’deki misafir sanatçı programı sırasında ürettiği işlerini bir araya getiriyor. Sergide, sergiyle aynı adı taşıyan üç kanallı bir video yerleştirmesinin yanı sıra çamura bulanan iplerin tavandan sarkıtıldığı mekâna özgü bir yerleştirme, manipüle edilmiş veya prova görüntülerinden seçilmiş fotoğraf baskıları ve bir ilk olarak sanatçı tarafından kaleme alınmış bir şiir-hikâye yer alıyor. Bu yazıda, sergi vesilesiyle Kayan’ın sanat pratiğine ve son dönem üretimlerinde hareket ve performansın kazandığı yeni biçimlere eski ve yeni çalışmaları üzerinden bakmaya çalışacağım.

SANAT

YVenüs Yörüngesinde: Kibele Yarman’ın Kolajları
Venüs Yörüngesinde: Kibele Yarman’ın Kolajları

Kibele Yarman bir hikâye anlatıcısı edasıyla farklı görselleri bir araya getirip onları yapıştırarak ve dikerek birbirine işliyor. Bütünü parçalara ayırıp, o parçalardan yeni bir bütün oluştururken yaptığı oyuncu hamleler göz yanılsamalarına, beklenmedik eşleşmelere ve hayal gücüne alan açıyor.

SANAT

YGood Deed Bad Deed: Fotoğrafçılar İçin Bir Kutu Oyunu
Good Deed Bad Deed: Fotoğrafçılar İçin Bir Kutu Oyunu

Oyun süresince oyuncular, sanatsal üretim süreçleri boyunca karşılaşabilecekleri etik ikilemlerle ilgili sorular üzerine düşünüyorlar.

SANAT

Y“İrem”: Bakmanın ve Bakılmanın İfşası
“İrem”: Bakmanın ve Bakılmanın İfşası

Eylül Çekiç, Mamut Art Project'te sergilenen "İrem" isimli video çalışmasını ve sanat pratiğini anlatıyor.

Bir de bunlar var

Boğaziçi “Kayyuma Nakka” Diyor
Linç Değil İfşa
Sınır Tanımayan Kadındövücüler

Pin It on Pinterest