Ya Dilan kızı olsaydı, ya Reyhan eşi olsaydı diye düşünmeyi bırakıp, gerçekten empati yapmalı erkekler. Sadece bir kere, tek bir defa Dilan olmayı, Reyhan olmayı denemeliler.

MEYDAN

Kız Bebek

 

“Kız bebek demişler

Sonra eksik etek

Ya kaşık düşmanı

Ya da bazen avrat

Ben bir kadınım ama önce insanım

Ben bir kadınım hem de kötü kadın”

N. Öncel

 

 

Bu “kızlı-erkekli” muhabbetinin hem biz kadınları hem de erkekleri ilgilendirdiği su götürmez fakat bir yerde kız babası artık deyim olmuşken, bu söylemin aslında daha çok kadınları hedef aldığı, onlara tesir ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu muhafazakarlık algısı her dönem mi kadınların belası olacak bilinmez ama ilk kez, yine kadınları töhmet altında bırakan bir söylemin yanına, somut olarak erkekleri de ilgilendiren bir ifade iliştirilmiş durumda.

 

Bu defa her zamankinden farklı olacağını umarak günlerdir sosyal mecralarda sarf edilenleri okuyor, görüyor, dinliyorum. Fakat ne yazık ki erkekler yine duruma içine samimiyetle dahil olamadılar. Oysa şekilli-şemalli konularda konuşmayı ne denli sevdiklerini biliyoruz. Sadece onlar değil, senelerdir televizyoncular, gazeteciler de aynı dine mensup kadınların meclise, üniversiteye girememesi söz konusuyken,  yine aynı dine mensup fakat hiç tesir altında kalmamış adamların görüşlerine başvurdular.

 

Senelerdir cinsel devrimi arzuluyoruz ve aynı şiddetle hırpalanıyoruz. Ve bu süre zarfında erkekler hiçbir zaman gerçekten yanımızda olmadı. Kadın hareketinin erkeklere elbette ihtiyacı yok. Ve fakat cinsel devrim diyorsak buna erkekler de re’sen müdahil olmalı. Kürtaj dillere pelesenk edildiğinde erkekler buna ses çıkarsaydı diyorum ama sonra tabi biçare müstehzi gülüyorum. Bir hükümet başkanının dilinden hem erkekleri hem kadınları ilgilendiriyormuş gibi görünen fakat kadını itham eden bu sözleri duyduğumda aklıma geldi; Kaddafi  infaz edildiğinde görüntülerin normalleştirilerek dolaşması, Kaddafi karşıtlarını teşvik etmişti. Daha sonra Kaddafi yanlılarına ne tür işkenceler edildiğini sıklıkla okuduk. Elbette, Başbakan Erdoğan’ın sarf ettiği bu sözlerin, Sebahat Tuncel’in de daha önce ifade ettiği gibi namus adı altında işlenen kadın cinayetlerinin artmasına sebebiyet verebileceğini tahmin etmek için Kaddafi örneğine gerek yok.

 

Memleketimin herhangi bir devlet büyüğü, bir siyasi figürü böyle absürt bir ifadede bulunduğunda bunun dillere pelesenk olması gerçek bir başkaldırı, karşı çıkış değil, artık bu abukluğu normalleştirmek gibi geliyor bana. Ama ne Dilan çıplak arandığında ne de Reyhan Topal tecavüz bebeğini doğurmak zorunda bırakıldığında çıkarmaları gerektiği sesi çıkarmadılar. Ya Dilan kızı olsaydı, ya Reyhan eşi olsaydı diye düşünmeyi bırakıp, gerçekten empati yapmalı erkekler. Sadece bir kere, tek bir defa Dilan olmayı, Reyhan olmayı denemeliler.

 

Başbakanın bu sözlerinden ötürü hiçbir erkek evlat babasının bu hususta ne düşündüğüyle ilgili kaygı duymazken, bugün birçok kadın öğrenci ya da birey babasıyla bu konuyu konuşamayacaktır bile. O, yarım itikattan bile yoksun sessiz ve derinlikli şüphe iliklerimize işlemiş yakamızı bırakmıyorken ortaya atılmış bu tür bir konu geyik mezesi yapılmak yerine muhakkak ciddiye alınmalıdır. Erkekler adları bir kadın meselesinin yanına yazılmışken artık kendilerine gelmeli ve derhal bu muhabbete “geyiklemesine” değil, samimiyetle dalmalıdırlar.

 

Hatta bu konuyla ilgili kız bebeklerin, erkek evlatların değil, ebeveynlerin, özellikle de kız babalarının ses çıkarması ve bu ithama yanıt vermeleri elzemdir. İşte o zaman bu topraklarda cinsel devrimin gerçekleşeceği, her yerin gökkuşağına boyanacağı umudu duyabilirim. Çok mu şey istiyorum, bilmiyorum. Ama evet, Marmaray.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Seks İşçiliğini Victor Hugo’dan Öğrenmek
Şengül Karaca Davası, İntihar Süsü Verilmiş Kadın Cinayetleri ve Payımıza Düşen Sorular Üzerine
Fransa’da “Cinsel ve Cinsiyetçi Şiddete Karşı Yürüyüş”: İzlenimler, Soru(n)lar

Pin It on Pinterest