Kadına şiddete karşı reklam kampanyaları üzerine...

MEYDAN

KÜLTÜR

Kadına Şiddet Uygulayan Erkek Var

Kadına yönelik şiddeti önlemek için geliştirilen iki farklı kampanyanın kullandığı şu iki video arasındaki farkı 5harfliler’le kesin paylaşmam gerekiyordu. Önce “Kadına Şiddet Uygulayan Erkek Değildir” (artık kimse) kampanyasının videosunu hatırlayalım:

 

 

Zamanında bu kampanya sloganı yine erkekliği yüceltmesi ve yine erkekliğe ulvi değerler yüklemesi bakımından eleştirilmişti. Slogan üzerinden düşünürsek, “herhalde kadına şiddet uygulayan erkek değilse olsa olsa kız işidir” gibi bir yoruma gerçekten çok açık. Hele içinde cinayet de yoksa zaten “kız polisiyesi” falandır.

 

Bu da Fransız Fédération Nationale Solidarité Femmes (FNSF) adlı kurumun, kadına yönelik şiddetle mücadelelerinin 20. Yılı dolayısıyla hazırlamış oldukları reklam filmi:

 

 

Kadınların kendi kendilerine gaipten dayak yiyen canlılar olmadıklarını gösterebilmişler, ne de iyi etmişler. Çeşitli sembollerle (labirentler, olmayan bir şeyden kaçmalar, nereden geldiği belli olmayan yumruklar…) asıl mesele katakulliye getirilmeden mesaj gayet açıkça belirtilmiş.

 

Basında yer alan kadına şiddet ve tecavüz haberlerinde de kendini hafifçe sakınan, ya da sadece kolunu bacağını gördüğümüz kadın fotoğrafları yerine, salyalar akıtan, yüzünden gözünden nefret fışkıran erkek görselleri gayet kullanılabilir, ki bu tarz görsel kullanımındaki sıkıntı daha önce şurada işlenmişti.

 

Bir de kurumun kendi sayfasında bulunan başka kampanya görselleri mevcut. Kadına yönelik şiddetin günlük hayatın bir parçası olduğu gerçeğini göz ardı etmemişler. Zaman zaman “elm sokağı kâbusu” boyutuna ulaşan bu şiddetin,  tanıdığımız, bildiğimiz, sıradan, gerek iyi giyimli, gerek işinde gücünde, gerek eli yüzü düzgün erkeklerden geldiğine dikkat çeken görsellere buradan göz atılabilir:

 

 

 

Özellikle, sıradan erkekleri gördüğümüz bu siyah beyaz fotoğraflara bakınca arkadaşımın başından geçen bir olayı hatırladım. Onu da araya sıkıştırayım. Otobüste “fordçuluk” olarak tabir ettiğimiz eyleme maruz kalan arkadaşım, uzaklaşması için tacizci “erkeği” uyarır. Tacizcinin yanında bulunan genç kadın arkadaşıma endişelenmemesi için, elleriyle bu görünmeyen ama yükselen tansiyonu aşağı doğru bastırarak seslenir: “Haa, şey, hanımefendi… O benim dayım…”

 

Son olarak FNSF başka bir videoda kadına şiddet uygulayanın sadece erkekler olmadığı noktasına da değiniyor:

 

 

Burada gerçekten kadınlar arası bir “kız kardeşlik” (sisterhood) mevcut mu tartışmalarına da değinilmiş sanki. Kadından (erkekler tarafından belirlenmiş ve çoğunlukla erkekler tarafından) beklenen rolleri yerine getirmeyen kadını, cezalandıran “kadınlar” var. Çünkü orada bir yerlerde, kadına nereden geldiği belli olmayan yumruklar sallayan, kadını sürekli zor durumda bırakan erkek egemen kültür var.

 

Not: Kampanya filmlerinin içeriği kadına yönelik şiddet olunca yazı da biraz fiziksel şiddet üzerinden gelişmiş oldu. Belki son videoda biraz, kadının sokakta, iş yerinde ve diğer kamusal alanlarda karşılaştığı muamelelere gönderme var diyebiliriz. Neticede şiddet, eve kapatılmaları, özgüven kırıcı tüm stratejileri, kadının geçimini sağlayabileceği kaynakların kasıtlı olarak kısıtlanmasını ve pek çoğunu da içermekte.

 

Naptın dayı?

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

14 Mayıs Seçimlerine Giderken: Dindar Kadınlar Siyasetten Ne Bekliyor?
Otomatik Cinsiyet: Yüz Tanıma Sistemlerinde Cinsiyet Problemi
Hepimiz aynı Gezi’de miydik? Hayvan özgürlüğü mücadelesine bir bakış

Pin It on Pinterest