Türkiye’de kadının konumunu iyileştirmek için gereken bilinç oluştu mu?

MEYDAN

Kadın Hakları Bilincinde Türkiye’nin Bardağının Yarısı Dolu, Yarısı Doldurulmayı Bekliyor

2020 yılına umutla başlamak istiyoruz. İstiyoruz istemesine ama 2019’un bilançosu aklımızda, Türkiye’de bir yıl içinde erkekler tarafından öldürülen kadın sayısı 400’den fazla. Üstelik bu yalnızca medyaya yansıyan rakam. Şiddetin yanı sıra günlük hayatın düzenlenişine baktığımızda da Türkiye kadınlar için en zorlu ülkelerden biri. Kime göre? Görünen o ki, neredeyse tüm dünyaya göre. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2018 yılı Cinsiyet Ayrımı Raporu’nda 149 ülke, kadının ekonomiye katılımı, eğitim süresi, siyasi temsiliyeti gibi çeşitli parametrelere göre sıralandı. Bu listede Türkiye 130. sırada. OECD’ye göre ise iş hayatında cinsiyet eşitliği konusunda Türkiye, 40 OECD ülkesinin sonuncusu. Durum buyken akla şu soru geliyor: Türkiye’de kadının konumunu iyileştirmek için gereken bilinç oluştu mu?

 

Toplumun kadın kaklarına bakışı Türkiye’nin şu an bulunduğu noktanın hem bir sebebi hem de bir sonucu. Bir taraftan, kadını ikinci sınıf vatandaş olarak gören bir zihniyet varken yanlışları düzeltemiyoruz, diğer taraftan da gerekli adımlar atılmadıkça bu yanlışlar zihinlerde normalleşiyor. Devlet büyükleri, kimi sözde akademisyenler, köşe yazarları İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye için absürt bir pakt gibi bahsederken “sokaktaki vatandaş” kadın hakları hakkında ne biliyor, ne düşünüyor?

 

İşte aklımızda bu sorular, kalbimizde alacağımızı umduğumuz yanıtlarla turkiyeraporu.com için Kadın Hakları dosyasını açtık.Kasım ayında, Türkiye’nin cinsiyet, eğitim durumu ve siyasi eğilimlerine uygun 1500 kişiyi arayıp Kadın hakları ve kadının toplumdaki yeriyle ilgili dört ifadeye ne kadar katıldıklarını sorduk. Her üç kişiden birinin «Kadın hakları konusunun abartıldığını düşünüyorum.» ifadesine «kesinlikle katılıyorum» yanıtını verdiği araştırmamız sonucunda umutlarımız bir bakıma ertelense de gelecek vaat eden sonuçlara da ulaştık.

 

“Kadın Hakları konusunun abartıldığını düşünüyorum.”

 

Katılımcıların %46,4’ü bu ifadeye “katılıyorum” veya “kesinlikle katılıyorum” yanıtını verdi. “Hiç katılmıyorum” yanıtını verenlerin oranı ise %30,9’da kaldı. Yanıtların kadın ve erkekler arasında dağılımlarında ise bu ifadeye kadınların daha çok katılıyor olması işleri daha da içinden çıkılmaz bir hale soktu. Katılmayanların oranının ise cinsiyet farkı olmaksızın aynı olduğu görüldü. Yaş kırılımlarına bakıldığında ise 65 yaş üstü bu ifadeye en çok katılırken 25-34 yaş arası en çok itiraz eden grup oldu.

 

*

 

“Türkiye’de Kadın Hakları iyi bir durumda.”

 

Türkiye’de kadın haklarının durumuna bakışta daha da ilginç bir manzara karşımıza çıktı. Kadınların Türkiye’de kadın haklarının iyi bir durumda olduğuna çok daha fazla inandığı görüldü. Erkeklerin %22,2’si “kesinlikle katılıyorum” yanıtını verirken kadınlarda bu oran 5,5 puan daha yüksek. Burada bir diğer önemli ayrım siyasi parti tercihlerinde görülüyor. 2018 genel seçimlerinde verilen oylarla kıyaslandığında Türkiye’de kadın haklarının durumundan %87,2 ile en çok HDP seçmeni rahatsız. HDP seçmenini %62,8 ile CHP seçmeni ve %51,4 ile İYİ Parti seçmeni takip ediyor. AK Parti ve MHP seçmeninin ise sırasıyla %29,7’si ile %22,3’ü şu anki durumu yetersiz buluyor.

 

 

“Kadınlar da çalışmalı ama erkekler kadar aktif olmamalı.”

 

Kadınların haklarına sahip çıkabilmesi, sosyal hayatta varlıklarını sürdürebilmeleri için belki de en önemli noktalardan biri çalışma hayatına katılımları. Türkiye’de 15 yaşından büyük erkeklerin %70,8’i çalışma hayatına katılırken bu oran kadınlarda yalnızca %29,4. Dolayısıyla kadınların iş hayatındaki yerinin toplum gözünde ne noktada olduğu da önemli bir soru. Katılımcıların yarısından fazlası (%51,7) bu ifadeye “katılıyorum” veya “kesinlikle katılıyorum” yanıtını verdi.

 

Çalışma hayatına katılım konusunda kadınların bu kez daha eğilmez bir duruş sergilediğini gördük. Erkekler arasında ifadeye katılmayanların oranı %31,3 seviyesinde iken kadınlarda %35,2 olarak karşımıza çıktı. Yine geçtiğimiz milletvekili seçimlerinde verilen oylarla karşılaştırıldığında sağ-sol düzleminin solunda kalan partilerde ifadeye katılmama oranının sağ görüşlü olarak değerlendirilebilecek partilere göre çok daha yüksek olduğunu gördük.

 


“Kadın ve erkek her konuda eşit olmadığı sürece Türkiye ilerleyemez.”

 

Anket katılımcılarına sunduğumuz son ifade, bir noktada araştırmanın da dönüm noktası oldu. Önceki ifadelere verilen yanıtlar Kadın Hakları, kadının toplumsal hayattaki yeri konusunda yeterli bilincin oluşmasının şimdilik uzak bir hayal olduğunu gösteriyordu. Oysa, Türkiye’nin ilerleyebilmesi için kadın ve erkeğin her konuda eşit olması gerektiği görüşüne katılanların oranı başka bir bakış açısı sundu. %35,3 ifadeye “kesinlikle katılıyorum”, %11,1 de katılıyorum yanıtını verdi. Sırasıyla “hiç katılmıyorum” ve “katılmıyorum” yanıtını verenlerin oranları ise %30,9 ve %7,6.

 

 

Buradan çıkacak en önemli sonuç şu: bardağın yarısı dolu. Toplumun neredeyse yarısı ilerleme sağlayabilmek için kadın ve erkeğin her konuda eşit olması gerektiğinin farkında. Öte yandan toplumun %40’a yakın bir kesimi eşitliğin gerekliliğine inanmıyor. Belki bu oran karamsar bir manzara gibi görünebilir ama buna bir sonuç değil bir başlangıç noktası olarak bakıldığında doğru adımları atarak toplumsal bilinci sağlamak için hiç de geç değil.

 

Verilen yanıtlardan görüyoruz ki Kadın hakları konusundaki bilinç kadınlar arasında tam olarak oluşmuş değil, hatta erkeklerden daha “geride” olduğumuz noktalar var. Bunun bir sebebi belki de kadın haklarının bazı kadınlar için soyut bir kavram olarak kalması. Çünkü görüyoruz ki iş hayatına katılım konusu söz konusu olduğunda çok daha yüksek bir bilinç var. O zaman, kadınlardaki bilincin oluşmasının toplumdaki bilincin oluşması için bir gereklilik olduğunu kabul ettiğimizde yapılacak tek bir şey var. Kadın hakları gerçekten hangi hakları kapsar? Hayatın hangi noktalarına dokunur? Eşitlik, evde, işte kadınlara bakışı, kadınların konumunu nasıl değiştirir? Bunların kadınlar tarafından anlaşılmasını sağlamak, kadın haklarının bir dizi ifadenin çok daha ötesinde olduğunu anlatmak önümüzdeki adım.

 

Veri görselleştirme: Orkun Yeşim.

 

*: Grafikte “katılıyorum” ve “kesinlikle katılıyorum” yorumları katılıyorum seçeneği altında, “katılmıyorum” ve “kesinlikle katılmıyorum” yanıtları katılmıyorum seçeneği altında birleştirilmiştir.

 
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Feminizmle Mücadele Derneği Ya Da Siz Bu İstanbul Sözleşmesi’ni Neden İmzaladınız?
Beyoğlu’nun Çilesi
Açılmanın Yükünü Taşıyanlardan Mısınız?

Pin It on Pinterest