Tarafını seç.

KÜLTÜR

Kadın cüzdanı mı erkek cüzdanı mı?

Erkek cüzdanları genelde koyu renkli, küçük, arka cebe veya ceketin iç cebine sığacak şekilde yapılır. Kadın cüzdanları ise aksine, çoğunlukla daha büyük olur; illa çantaya koymak gerekir çünkü sığmaz bir yerlere. Fakat insan ister istemez düşünüyor, neden böyle bir ayrım var? Neden aksesuar sektörü cüzdana bir cinsiyet biçiyor? Yani kadın cüzdanının erkek cüzdanından daha farklı bir fonksiyonu mu var benim bilmediğim?

 

Bu meseleyi son iki yılda ikinci kez cüzdanımı çaldırdıktan sonra iyice düşünmeye başladım. Cüzdanımı hep çantama koyarım ve her gittiğim yerde de başıma bela olur. Hesap ödeyecek olurum, yarım saat cüzdan ararım. Akşam dışarı çıkarım, çantayı nereye koysam acaba, bir şey olur mu, aman üzerine montumu da koyayım ki bulamasınlar falan diye düşünür, bir yandan dans ederken diğer yandan çantamı gözetlerim. İşte bu kez yine çantamdaydı cüzdan ve eve döndüğümde hem çantam açıktı, hem de cüzdan gitmişti. Halbuki bu sorunları cüzdanı üzerimde taşıyarak çözebilirdim!

 

Peki, cüzdanı çantaya koymak pratik olmadığı kadar güvenli de değilse, neden kadın cüzdanları üzerimizde taşıyamayacak kadar büyük olur gerçekten? Google’da bu sorunu araştırdığımda karşıma çıkan ilk sitede şöyle bir açıklamaya rastladım:

 

Erkekler her aksesuarda olduğu gibi cüzdan da faydayı ön plana alırlar. Şıklık faydadan sonra gelmektedir. Tarzınıza uygun olmasından önce hangi cüzdanın sizin için daha kullanışlı olduğuna karar verin! Erkek cüzdan modelleri de bu düşünce tarzına uygun olarak faydacı tasarımlarla üretilmektedir. […] Kadınlar için ise piyasada çok sayıda bayan cüzdan modeli bulunmaktadır. […] Kadınlar kalite denildiğinde marka olanı anlar ve ona yönelirler fakat çoğu zaman şıklık da kararlarının değişmesine neden olabilir. Bayan cüzdanlar arasında en trend olanlar fermuarlı cüzdanlardır. Bu cüzdanlar dağınık kadınların hayatını kolaylaştırabilir zira fermuar kilidi cüzdanınızdaki değerli eşyalarınızın düşmesini önleyecektir. Kadınlar erkeklere nazaran hacimce daha büyük cüzdanlar tercih ederler.

 

Büyük cüzdan seçiminin sebebi açıklanmamış ne yazık ki. Fakat yazı yine de hepimiz için önemli tavsiyeler içeriyor (!) Yani erkekler faydayı, kadınlar ise şıklığı ön plana koyarak araştırmalarını yapmalılar. Ha bir de, bazı “dağınık” kadın arkadaşlarımız, erkeklerin ihtiyaç duymadığı fermuar özelliğine de dikkat etmeliler. Hadi fermuarlı cüzdanı seçtik, değerli eşyalarımız düşmedi. Ama ya cüzdanı çantadan düşürüyorsak? Ya çantamızdan alıyorlarsa değerlimizi? O zaman ne yapacağız?

 

Tamam, haydi madem faydaya daha çok önem veriyoruz, öyleyse gittik erkek cüzdanı aldık diyelim. Fakat aksesuar sektöründen sonra bir darbe de giyim sektöründen geliyor: Zira kadın cüzdanlarını küçültsek bile, bir de eş zamanlı olarak cep boyutlarını büyütmemiz gerekiyor. O cepler yok mu o cepler… Telefonun yarısı girer ancak; ellerin ise üçte biri. Bazı markalar sağ olsunlar, düşünmüşler, madem bu ceplere bir şey konulamıyor, öyleyse kaldıralım gitsin diyerek sahte cepleri üretmişler. Her defasında heyecanlanıp elimi atacak oluyorum, ama bir bakıyorum ki “şıklık” adına bir dikiş geçilmiş sadece. Yine “fayda” göz ardı edilmiş. Neden, çünkü erkek pantalonlarına konulan o bol ve kullanışlı cepler, kadın pantalonlarına konulduğunda maskülen bir görüntü yaratıyor; kadının vücut hatlarının ortaya çıkmasını engelliyor. Ee tabi ince belli, çıkık kalçalı olmalıyız! Ama bacaklarımız da çok kalın olmamalı…

 

“Kadınsı” giyinmenin de karşılığı bu işte: rahat ve bol kıyafetler out, dar ve rahatsız kıyafetler in. Kadınların kullanışlılığı, rahatlığı öne koymak gibi bir lüksü yokmuş gibi, yüzyıllardır korselerin, topuklu ayakkabıların içinde kıvranıp duruyoruz. Bol, rahat ve kullanışlı kıyafetler giyince de maskülen veya salaş bir tarzımız oluveriyor; bakımsız ve paspal olup çıkıyoruz. Ya da toplumun belirlediği güzellik standartlarına uymadığımız, bu yüzden bedenimizi sakladığımız düşünülüyor. Ne de olsa her “güzel” beden gösterilmeli. Ancak ev kıyafetlerimizin rahat olmasına müsaade var. Gerçi onlardan da bir yere kadar sevimli ya da seksi olması bekleniyor.

 

Peki arz talep meselesi ile mi açıklayalım şimdi biz bunu? “E kadınlar şık olmak istiyorlar, giyim ve moda sektörü de ona göre üretim yapıyor canım” mı diyelim? Tam tersi olamaz mı? Yani belli bir güzellik ve tarz algısının bütün kapitalist medya araçlarıyla çoğaltıldığı ve dayatıldığı bir yerde arzuladığımız nesneler nasıl şekilleniyor? Kadının nasıl davranması, nasıl giyinmesi, nasıl konuşması gerektiğine dair herhangi bir yorumun yapılmadığı bir günün geçmediği dünyamızda gerçekten kadınlar seçimlerinde ne kadar özgürce davranabiliyorlar? Ama işte bazen bireyleri suçlamak, “istemiyorsa yapmasın yani, bize ne” demek; bütün bir sistemi sorgulamaktan daha kolay gelebiliyor…

 

Cüzdan meselesine geri dönecek olursak: Dün Facebook’ta tanımadığım bir adamdan çok nazik bir mesaj aldım. Cüzdanımı sokakta bulmuş ve geri alabilmem için çalıştığı yerin adresini vermiş. Hemen adrese gittim ve içinde eksikler olan zavallı cüzdanıma kavuşmuş oldum. Dönüş yolunda da ne etsem de para ve kartlarımı hırsızlardan korusam diye kara kara düşünmeye devam ettim. Sütyen kenarına mı iliştirsem bundan sonra, yoksa külotlu çorap kenarına mı?

 

Ne diyorsunuz 5Harfliler?

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YHatay’ın Kadın Kooperatifleri (III): Üretim Yapmak
Hatay’ın Kadın Kooperatifleri (III): Üretim Yapmak

Hataylı kadınların söylediği gibi, Hatay’a bir kez giden, bir kez daha gidermiş. Ben de dönmekte çok gecikmem umarım! 

MEYDAN

YHatay’ın Kadın Kooperatifleri (II): Finansal Kaynak Bulmak
Hatay’ın Kadın Kooperatifleri (II): Finansal Kaynak Bulmak

Hangi kooperatifin ne zaman hangi destekten faydalandığının, bunun bir ayrıcalık mı yoksa bir hak mı olduğunun ya da “bağımsız” kooperatif titrini düşürüp düşürmediğinin çetelesini tutmak hiç de kolay değil.

MEYDAN

YHatay’ın Kadın Kooperatifleri (I): Ortak Olmak
Hatay’ın Kadın Kooperatifleri (I): Ortak Olmak

Hatay’daki kadın kooperatiflerinin gündeminde neler var? Bu kooperatifler neler söylüyor, neler biliyorlar? Ne tür üretim ve ortaklık stratejileri geliştiriyorlar? 

MEYDAN

Y“Aşk Bir Rüyaymış, Uyandık”
“Aşk Bir Rüyaymış, Uyandık”

“aşk bir rüyaymış, uyandık” ama karında kelebekler de yok değil...

Bir de bunlar var

Rızanın İnşası Üzerine bir Roman: Telekız
İntihar Anısı, KLİK
Sömürgecinin Dilini Konuşmak Kendininkini Reddetmek Anlamına Geldiğinde

Pin It on Pinterest