Bugün iki bira aldım.
Bu toplumda bir kadının iki bira alması ilmek ilmek örülmüş bir stratejik planlama gerektirir.
Tramvaydaydım, canım bira çekti. Bankacılık uygulamama baktım. Geçen hafta bu parayla iki bira alabilirdim. Bu hafta da alabilirim herhalde, dedim.
İki biralık stratejik planımın finansal aşamasını başarıyla tamamladığıma inandım.
Şimdi sıra tedarikçi seçiminde.
Tramvayın sıradaki üçüncü durağında bir alışveriş merkezi var. Alışveriş merkezinde alkol satan bir zincir market var. Oradaki kasiyer alkol alan kadın müşterilere dair fikirlerini ifade etmemek konusunda uyarılmış olabilir. Hatta şanslıysam kasiyer kadın bile olabilir. Ama yanımda çanta yoktu. Yanımda sadece kartlarım vardı ve cebim yeterliydi ama bu başka bir yazının konusu olsun.
Burada çantanın stratejik önemi şu: yolda sanki iki bira almış bir kadın değilmiş de sadece bir kadınmışımcasına yürümemi sağlayabilirdi. Sadece bir kadın olmam, yalnız yürüyen bir kadın olmam, sutyen giymemiş mi ne bir kadın olmam yeterli değilmiş gibi bugün bir de iki bira almış bir kadın olasım yoktu.
Sıradaki dördüncü durakta zaten ineceğim. Az ileride bir tekel var. Tekelden almak istemiyorum. Ama yol daha kısa. Tekele girdim.
O gevşek gülüş.
Buzdolabından iki bira aldım.
“Ararsanız eve de geliriz.”
Senin o gülüşünün girdiği evin duvarları rutubet yapar.
“Gece lazım olursa gece bire kadar açığız.”
Senin o gülüşünü gören Ay, Güneş’in uydusu olmaktan cayar.
“Poşet veriyim biralar elinizde dolaşmayın.”
Elimde siyah poşette biralarım. Projenin tedarik aşaması tamamlandı; lojistik aşamasındayız. Bu siyah poşet ile lojistiği hangi coğrafyadan geçerek sağlarsam daha güvenli. Tenha sokak mı? Kalabalık cadde mi? Neyse ki sağlam bir şemsiyem var yanımda.
Sokaklardan geçtim. Eve vardım. Zili çaldım. Kapı açıldı.
Projenin son aşamasına geldim. Şimdi sıra topluma rapor vermekte:
İki birayı masaya koydum koltuğa oturup stratejik raporumu sunmaya başladım.
“Neden sustun?” dedi jüri.
“Neden o adama cevap vermedin?”
-Bugün tartışacak mecalim yoktu.
“Neden marketten değil tekelden aldın?”
-Lojistik açıdan daha mantıklıydı. Bu kadarını da öngöremedim.
“Not düşün stratejik planda öngörüler zayıf.”
“Neden o adama para kazandırdın?”
-İki bira istedim. Canım çok çekmişti.
“Yazın! Ticaret etiğine aykırı.”
Böyle böyle onlar sordu, ben cevapladım. Projemi sundum. Ve sonunda bitti.
Artık iki biramı içebilirim.
Masanın başına gittim. Şişeyi elime aldım. Ilımış. Raporlarken buzdolabına koyayım soğusun, diye düşünememişim.
Bir dahaki sefere stratejimizdeki bu açığı da kapatalım.