Hayvan Çiftliği hakkındaki sorunuza istinaden... Tabii ki niyetim romanın öncelikle  Rus Devrimi'yle ilgili bir hiciv olmasıydı. Fakat daha geniş bir çerçeveye uyarlanabilmesini, o tarz  (vahşi suikastlerle planlanan, ne kadar güç delisi olduklarının farkında olmayan insanlar tarafından yürütülen) bir devrimin yalnızca tepedekilerin değişeceği anlamını taşımasını da istedim.

TARİH

SANAT

Hayvan Çiftliği: George Orwell Aslında Ne Kastetmişti?

Aşağıdaki alıntı, İngiliz yazar George Orwell’in Dwight MacDonald’a 1946 Aralık ayında, Hayvan Çiftliği‘nin Amerika’da yayınlanmasından hemen sonra yazılmış bir mektuptan. Mektupların editörü ve bu yazıdaki dipnotları da sağlayan Peter Davison’a göre mektuplaşma şöyle başlamıştı:

 

“(MacDonald) tanıdığı Stalin karşıtı entellektüellerin Hayvan Çiftliği’nin vermek istediği dersin devrimin ezilenler için her zaman çok kötü sonuçlandığı ve dolayısıyla “madem öyle, hiçbir çabaya değmez, yaşasın statüko!” olduğunu iddia ettiklerini yazmıştı. MacDonald’ın kendisi ise romanın sadece Rusya hakkında olduğunu ve genel olarak devrim felsefesiyle ilgili hiçbir şey söylemediğini düşünüyordu. “Ne kadar çok solcunun ilk belirttiğim yorumu birbirinden bağımsız biçimde yaptığına şaşırıyorum – şaşırıyorum çünkü kitabı okurken bu asla aklıma gelmemişti ve açıkçası şimdi de bana doğru gelmiyor. Sizce hangi görüş sizin romanı yazarkenki niyetlerinize daha yakın?”

 

Orwell’in cevabı ise aşağıda:

 

Hayvan Çiftliği hakkındaki sorunuza istinaden… Tabii ki niyetim romanın öncelikle  Rus Devrimi’yle ilgili bir hiciv olmasıydı. Fakat daha geniş bir çerçeveye uyarlanabilmesini, o tarz (vahşi suikastlerle planlanan, ne kadar güç delisi olduklarının farkında olmayan insanlar tarafından yürütülen) bir devrimin yalnızca tepedekilerin değişeceği anlamını taşımasını da istedim. Çıkarılacak dersin devrimlerin ancak kitleler dikkatli olduğunda ve liderlerini iş görmeyi bıraktığı anda indirmeyi bildikleri zaman radikal bir değişikliğe yol açabileceği olmasını istedim. Hikayedeki dönüm noktasının domuzlar süt ve elmaları kendilerine ayırmaya başladıkları zaman olması gerekiyordu (Kronstadt) Eğer o noktada diğer hayvanlar da direnmeyi akıl etselerdi her şey iyi olacaktı. Eğer insanlar statükoyu savunduğumu düşünüyorlarsa bunun sebebi bence karamsar düşünmeye başlamış olmaları, diktatörlük ya da laissez-faire kapitalizmden başka bir alternatifin mümkün olduğuna artık inanmamaları. Troçkistlerin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde 1926’ya kadar olanlar konusunda kendilerini sorumlu hissetmek ve o tarih civarında büyük bir dejenerasyonun yaşandığını düşünmek zorunda olmak gibi bir handikapları da var. Oysa ben Bolşevik partisinin yapısına bakarak bütün sürecin öngörülebilir olduğunu – ve bir kaç insan, mesela Bertrand Russell tarafından öngörüldüğünü de düşünüyorum. Benim söylemeye çalıştığım şuydu: “Kendin çıkıp yapmazsan devrim olmaz, müşfik diktatörlük diye bir şey de yoktur.”

 

 

(Bu yazı daha önce New York Review of Books‘ta yayınlanmıştır)

YAZARIN DİĞER YAZILARI

SANAT

YBu Resim Gitmeli Mi?
Bu Resim Gitmeli Mi?

Sanatçı Hannah Black'in siyah bir çocuk cesedini tasvir eden sanat eserinin var oluşunu ve sergilenmesini eleştirdiği açık mektubundan hareketle: "onurlandırmak" ve "lafı ağzına tıkmak" arasındaki ince çizgi nerede durur?

KÜLTÜR

YMary Beard: Gücün İçinde, Üzerinde, Peşinde Kadınlar
Mary Beard: Gücün İçinde, Üzerinde, Peşinde Kadınlar

Cambridge Üniversitesi Klasikler Profesörü Mary Beard'ın konuşması: Kadınlar Antik Yunan'dan bugüne güçle nasıl ilişkilendi?

SANAT

YÖlüm Kadar Ciddi, Küfürlü bir Şaka: Renate Bertlmann
Ölüm Kadar Ciddi, Küfürlü bir Şaka: Renate Bertlmann

Renate Bertlmann, 1970’lerde bir çok çağdaşı gibi 1968’in devrimci atmosferi ve ikinci dalga feminizmin gücüyle kadın bedenini bir kutlama ve devrim aracı olarak yeniden kurgulayan eserler üretmiş.

SANAT

YGüncel Kızlar (1977)
Güncel Kızlar (1977)

Vintage sarısı, yalnızca çözülmüş meselelere, başarıyla alınmış haklara mı değer?

Bir de bunlar var

Bilgi Doğrulama Bilgiden Azade Bir Siyaset Karşısında Ne İşe Yarar?
Ağız dolusu bir gülümseme: Zinaida Serebryakova
Göçmenin Mobilitesi/Fotoğrafın Mobilitesi: Karşılaşmalar ve Kesişimler

Pin It on Pinterest