"Burası gündüz herkese açık, akşamsa sadece evsizlere yemek veriyoruz."

KÜLTÜR

Hayata Sarıl: Bu Lokanta Umut Veriyor

Beyoğlu’ndaki Hayata Sarıl Lokantası, toplumun yok saydığı, görmezden geldiği, ötekileştirdiği insanlara kucak açıyor. Projenin yaratıcıları Ayşe Tükrükçü ve Dilara Z. Moran. Biri, Amerika’da eğitim almış, reklam ajanslarında çalışmış ve sosyal sorumluluk projelerinde yer almış. Diğeri, çocukluğunda aile içi fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalmış, üç yıl seks işçiliği yapmış ve bir dönem sokaklarda yaşamış. Dilara ve Ayşe Abla’nın geçmiş yaşamları bambaşka olsa da bugünkü mücadeleleri ortak.

 

 

İkinizin yolları nasıl kesişti? Hayata Sarıl Lokantası’nı kurmaya nasıl karar verdiniz?

 

Dilara: Ben uzun yıllar reklamcılık yaptım. New York’ta kapitalizmin tapınağı diyebileceğim American Express ve BP gibi markalarla çalıştım. Türkiye’ye döndükten sonra reklamcılığı sürdürürken içimde bir sıkışmışlık yaşadığımı fark ettim. Buraya kadarmış dedim ve 14 senenin ardından reklamcılığı bırakıp sosyal içerikli projelere danışmanlık yapmaya başladım. Ayşe Abla’yla dört yıl önce evsizlere çorba dağıtırken tanıştık. Her dağıtımdan önce uyulması gereken kuralları anlattığı konuşmasını ilk dinlediğimde karşımda bir güç topu gördüm.

 

Ayşe: Hayata Sarıl projesi benim hayalimdi, hepsi benim hayalimin peşinden geldi. Burası gündüz herkese açık, akşamsa sadece evsizlere yemek veriyoruz.

 

 

Bu hayalin arkasında, yaşadığın acıları ve zorlukları dönüştürebilme gücün olduğunu düşünüyorum. Acının seni tüketmesine izin vermeden o acıdan yeni bir şey yaratmayı nasıl başardın?

 

Ayşe: Ben ötekinin ötekisiyim ama acımı insanlara duyurabildim, hissettirebildim. 9 yaşında amcasının tecavüzüne uğramış bir çocuğa ne anlatabilirsin? Neyi kaybettim ben? Gençliğimi mi? Onurumu mu? Şerefimi mi? Geleceğimi mi? Kaybettiğim tek şey çocukluğum oldu. Benim için en acısı ailemin beni sahiplenmemesiydi. Hep kendimi onlara kabul ettirmeye çalıştım. Önce onlara, sonra da topluma. Hep geçmişimle yargılandım. En basitinden şimdi anneme gidip Ayşe ne yapıyor diye sorsan, “Ne yapacak orospuluk yapıyor” der. Bu benim canımı acıtıyor. O yüzden de yaşım 50 ama hâlâ insanlara kendimi kabul ettirme derdindeyim.

 

Seks işçiliği yaptın, evsiz kaldın. Toplumun yok saydığı bir insan olmanın ne demek olduğunu biliyorsun. Hayata Sarıl, toplumun yok saydığı insanlara nasıl dokunuyor?

 

Ayşe: Formülüm şu: İş, aş, yaşam. İşin olursa aşın olur, aşın olursa yaşamın olur. 1996’tan beri Şefkat-Der’de gönüllüyüm. Dönem dönem oradan gıda yardımı aldım, geçici misafirhanelerinde kaldım. Ama uzun süre kalmayı tercih etmedim. Senden gelecek bir kap yemekle yaşayamazdım çünkü bunun yarını vardı. Senin evinde bir gün yaşayabilirdim ama ikinci gün gitmem gerekirdi. Kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalışarak etrafımdaki insanlara da örnek oldum bir yerde. Lokantaya akşam yemek yemeye gelen evsizler, burada çalışanların çoğunun eski evsiz olduğunu biliyorlar. İşte bu da onlara örnek oluyor. Kendi aralarında, hayatlarına bakış açılarını değiştirmelerine yardımcı oluyoruz.

 

Dilara: Ben de birkaç şey ekleyeceğim. Rehabilitasyon merkezi vizyonuyla hayata geçirdik Hayata Sarıl’ı. Biz insanlara balık vermeyi değil, balık tutmayı öğretmek istiyoruz. Aynı zamanda hepimiz öğrenmek istiyoruz. Biz bu işin uzmanıyız, bu insanların kurtarıcısıyız gibi bir iddiamız yok. Kalbimiz, gönlümüz bizi buraya getirdi bir şekilde. Bu sayede kendi yaralarımızı da temizlediğimize inanıyorum. O yüzden burada olduğumu hissediyorum.

 


 

Yemek en temel ihtiyaç ama siz burada evsizlere yemek vermenin yanında, çalışanlara hayata tutunma isteği de aşılıyorsunuz.

 

Dilara: Şu anda altı çalışanımız var. Bunlardan dördü eski evsiz. Hepsi aşçılığa başlangıç, hijyen ve garsonluk eğitimi aldılar. Travma üstüne çalışan gönüllü psikoloğumuz Yusuf Kulca’dan her hafta iki saat terapi görüyorlar. Her ay ünlü bir şef lokanta için yemek pişiriyor. Bugüne kadar Mehmet Gürs, Şemsa Denizel ve Civan Er’in mutfağına girdiler. Burada altı ayı doldurduktan sonra Şemsa Denizel’in restoranı Kantin’de çalışacaklar.

 

Ayşe: Bence gelen evsizlerin de umutları artıyor. Geçenlerde evsiz arkadaşlarımızdan biri, evsizlerin yemeğine destek olmak için 12 tane ekmek aldı.

 

Toplumun dışına itilen insanların beklentileri neler?

 

Ayşe: Biz neyin derdindeyiz biliyor musun? Sadece insan gibi yaşamanın. Benden izinsiz kapıma kilit takmayın, beni geçmişimle yargılamayın diye mücadele ediyorum. Burada ben diye konuşuyorum ama benim gibi binlerce Ayşeler, Fatmalar var. Biz isteyerek mi tecavüze uğradık? Biz isteyerek mi sokakta yaşadık? Burası, benim genelevden sonraki ikinci, hadi bilemedin üçüncü sigortalı işim. Buraya gelen insanlar benim geçmişimi biliyorlar. Ancak ben yıllarca susmak zorunda kaldım. Konuşmak, evsizlik ve işsizlik demekti benim için. Toplumun ikiyüzlülüğü de burada. Baban geneleve geliyor desem ona konduramazsın ama bana orospu dersin. Bizi yok saymayı bırakın, insan yerine koyun.

 

Dilara: Burada önyargılara yer yok. Toplumda yok sayılan arkadaşlarımız bu önyargılarla her an karşılaşıyor olsalar da burada gerçekten iyi hissettiklerini söylüyorlar. Çünkü kendi hikayelerini anlatıyorlar. Bence bunu yaptığında iyileşmeye başlıyorsun zaten.

 


 
 

Hayata Sarıl Derneği’ne destek olmak için: http://hayatasaril.org

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YKorona Günlerinde Dört Duvar Arasında
Korona Günlerinde Dört Duvar Arasında

Koronavirüsten korunmak için evden çalışma imkânı olanlar hanelerine çekilince halihazırdaki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerin daha da derinleşmesi kaçınılmaz hale geldi.

KÜLTÜR

YBir garip güzellik ritüelinin düşündürdükleri
Bir garip güzellik ritüelinin düşündürdükleri

2017’de estetik cerrahlara başvuran hastalardan %55’i selfie’lerde daha iyi görünme talebiyle operasyon istedi.

KÜLTÜR

Y“Bizim buralarda bekâr olmaz, buralar hep aile yeri”
“Bizim buralarda bekâr olmaz, buralar hep aile yeri”

KONDA anketinde bekâr olarak ilişkide olmak %85 oranında günah, %90 oranında ayıp!

Bir de bunlar var

Fareler ve İnsanlar’ı Lisede Okutmak
Yarım Kalmış Bir Tablo: Çocuk Olmak Hiç Kolay Değil
Oynamak ya da Oynamamak

Pin It on Pinterest