Yıllardır aklınızı karıştıran her şey bu soruda düğümleniyor: 8 Mart dünya kadınlar günü müdür, dünya emekçi kadınlar günü mü?

MEYDAN

Hangi 8 Mart’sınız? Kadınlar Günü mü? Emekçi Kadınlar Günü mü?

Aslında bu haftanın konusu başkaydı ama gelen taleplerin çokluğu karşısında durumun vehameti gereği bi 8 Mart özüm-özel şart oldu canlarım. Gördüğüm kadarıyla pek çoğunuz bugünle ilgili bir kafa karışıklığı içindesiniz. O kadar çok soru geldi ki ben de neresinden tutup özetleyeceğimi şaşırdım valla. İyisi mi önce bi sık sorulan soruları sıralayalım.

 

-8 Mart dünya kadınlar günü müdür, dünya emekçi kadınlar günü müdür?
-8 Mart emekçi kadınların günüyse emekçi olmayan kadınlara tahsis edilmiş ayrı bir gün var mı?
-Özüm Hanım, ben henüz 19 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yıllardır ders çalışıyorum ama daha bi işte çalışmak nasip olmadı. Emekçi kategorisine girer miyim?
-Bir yıldır işsizim. Bu sene 8 Mart’ı kutlamam caiz mi?
-Emekçilik derken yani illa para karşılığı mı? Sevgilime verdiğim emekler de sayılır mı?
-Kadir İnanır mı Ahmet Mekin mi?

 

Sevgili okurlarım yıllardır aklınızı karıştıran bunca şey aslında gelip ilk soruda düğümleniyor: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü müdür, Dünya Emekçi Kadınlar Günü mü? Cevaplıyorum: Dünya Kadınlar Günü. Peki öyleyse bu emekçi lafı nerden çıktı, neden icap etti, niye birileri emekçi kadınları kutlarken birileri sade kadınları kutluyor? Bu uzun, karmaşık ve Birikim Bey‘e yakışır ciddiyetteki tarihi sizler için elimden geldiğince özümleyeceğim canlarım.

 

8 Mart’ın tarihi 1857’de New York’taki dokuma işçisi kadınların daha iyi çalışma koşulları için başlattıkları greve ve 1908’de işçi kadınların meşhur ‘ekmek ve gül’ sloganıyla giriştikleri eylemlere kadar uzanıyor. İşçi kadınların direnişini onurlandırmak için 1910’da Kopenhag’da toplanan 2. Enternasyonal’de, uluslararası bir kadınlar günü belirlenmesi önergesini sunan ise meşhur Clara Zetkin. Günün 8 Mart olarak kararlaştırılması 1913’leri buluyor. Görüldüğü gibi bu yıllarda 8 Mart sosyalist hareketin gündemleştirdiği bir şey. Neden? Çünkü daha feminizm yok.

 

Dünyamızın çeşitli köşelerinde 8 Martlar uzun yıllar sosyalistler tarafından kutlanıyor, fakat soğuk savaşıydı, dünya dengelerinin değişmesiydi derken 1977’de Birleşmiş Milletler de 8 Mart’ı benimsiyor. Benimsiyor dediysem Uluslararası Kadınlar Günü olarak tanıyor. BM kararıyla 8 Mart’larda kitlesel yürüyüşler yeniden alevleniyor. Hatta Türkiye’de de kadınların ilk kitlesel 8 Mart yürüyüşü 1977’de. Hangi kadınların? Sosyalist kadınların tabi. Feminizmin Türkiye’ye gelmesine daha bi beş sene filan var.

 

Bu dönemde emekçi kadınlar mı, sade kadınlar mı diye bir tartışma yok tabi. Herkes konunun işçi sınıfından kadınlarla ilgili olduğunda hemfikir. Derken güm 12 Eylül darbesi. Sonra o da ne? Bazı kadınlar, kadınların kurtuluş mücadelesi sosyalist mücadeleden ayrı yürütülmeli filan diyor. Bağımsız kadın hareketi lazımmış. Dilden dile dolaşan bi de tuhaf kelime, baş harfi F. İşte emekçi kadın mı, öneksiz kadın mı kavgası tam burdan başlıyor canlarım. 80’lerde feminist hareketin ortaya çıkışıyla birlikte Türkiye’de “8 Mart kimin?” kavgası başlıyor.

 

Soldan cevaplıyorum: İşçi = emekçi = (potansiyel)sosyalist kadınların.
Feministlerden: Bütün kadınların. Çünkü bütün kadınlar = emekçi, bütün kadınlar = Kalp

 

Şimdi diyeceksiniz ki ama Özüm, her “emekçi kadınlar günü” diyen emekçi lafını kadından önce beynimizle çekiçle vurur gibi söylemiyor. Doğru. 80’lerde çıkan kavgadaki mevzisine zamkla yapışmış, aynı dinazor argümanlarla “emekçi kadın, kadınlarımız” diyenler hala olsa da bugün çoğu kimsenin bu tarihçeden haberi yok. Peki niye yine de “emekçi kadın” diyorlar? Solculuktan tabi. Öyle illa Enternasyonalli, Clara Zetkinli solculuktan filan da değil, kapitalizm herşeyin içini boşaltıyo solculuğundan. İşte çiçekli böcekli indirimli kutlamların karşısında 8 Mart’ı direniş günü olarak yaşatmak için yani.

 

Anlayacağınız emekçiler için “8 Mart Kadınlar Günü”cüler bi nevi kapitalizmin oyununa gelmiş, tuzağına düşmüş, özündeki solu yitirmiş olanlar. “Emekçi Kadınlar Günü”cüler ise 8 Mart’ın arkasındaki sosyalist tarihi hatırlatan, daha sınıfçı, daha solcu olanlar.

 

Peki siz hangi 8 Mart’sınız? İş bu özete göre düşünün karar verin diyeceğimi sanmıyorsunuz herhalde. Öyle saçmalık mı olur? 8 Mart 5Harflilerindir canlarım. İşçisi, tuzu kurusu eciş bücüş adamlara direnmeyenimiz, emekleri kurda kuşa yem edilmeyenimiz mi var? 8 Mart’ı kapitalizme kaptırmamak için “emekçi” kelimesine muhtaç değiliz çok şükür. Ömrümüz dişlerimizle kazandığımız mevzileri savunarak geçiyor.

 

Kadınlar gününüz gönül rahatlığıyla kutlu olsun.

 

Tabi ki Kadir İnanır.

Bir de bunlar var

Amerikan Futbolundan İsyana “Diz Çökme”nin Tepetaklak Oluşu
Lezbidüş ile Röportaj: “Düşlerden Tarih Yazmak”
Sevgili 5Harfliler, Sağlığınız Nasıl?

Pin It on Pinterest