5Harfliler olarak Türk basınının kadınlarla ilgili saçmalama potansiyeli çok yüksek bir kısım cenahı karşısında tam bir yıldır mücadelelerden mücadele beğeniyoruz. Oncası arasında en sık tosladığımız ise açık ara kadın bedenine dair Çin Seddi’ni aratmayacak duvarlar. Zaten Çin Seddi’nin de (güya) Türk akınlarını durdurmak için yapıldığını düşünürsek bu uğurda, ve bu duvarın dibinde daha çok ağlayacağımız anlaşılıyor. Hem ne demişler duvarı nem, insanı gam yıkar (?). Metaforlara yeterince boğulduysanız sersemliğiniz geçmeden konuya gelelim.
Hamilelik meselesi çetrefilli. Her ne kadar kadın bedeninin içinde olup bitiyorsa da, üstüne en çok kanaat geliştirilen meselelerden biri. Aşağıdaki yazıyı hamileliği süresince hafta hafta bedeninde meydana gelecek değişikllikleri bilmek isteyen kadınlar için derledik.
Birinci gün: Sevişerek zaten büyük bir günahı işlemiş bulunuyorsunuz. Bu da yetmezmiş gibi bebek rahminize düştü. Bir kadın olarak büyük bir maceranın eşiğindesiniz, lakin haberiniz yok. Maceradan kastın bebek bakımı olduğunu da düşünmeyin. Eğlence daha büyük.
Dördüncü Hafta: Regl sözcüğü renkli’ye çevrildiğinden beri üstünüzdeki sosyal baskı azalmadı. Şimdi bir de gecikti. Renkli günlere kırk haftalık bir elvedanın eşiğindesiniz.
Altıncı Hafta: Hamile olduğunuz anlaşıldı. Diyelim ki sevinç içindesiniz. Bir an evvel karnınız büyüsün, tekmeleri yiyin istiyorsunuz. Sevincinizi davul çalarak göstermeniz uygun bir hareket olmayacaktır. İki defa düşünün.
Sekizinci Hafta: İlk doktor muayenesinde bebeğin henüz bir dut büyüklüğünde olduğu ortaya çıktı. Uzun süre dut yiyemeyeceksiniz. Dut kadar insan mı olur allasen?
Onikinci Hafta: İlk üç ayı tamamladınız. Aile büyüklerinden en az biri size şaka yollu ‘koca dünya bir gemi, akıl yelkeni, fikir dümeni, doğur oğlanı da yaşatıversin seni’ dedi gülerek. Bir diğeri de ‘oğlan doğuranlar övünüversin, kız doğuranlar dövünüversin’ deyiverdi. (Daha fazla darbı mesel için buraya bakınız).
Onaltıncı Hafta: Bebeğin sinir sistemi, beyni, elleri kolları, burnu, ağzı, kulakları tamam. Karnınızın büyüklüğünden için için iftihar ediyorsunuz. Nihayet içinize çekmek zorunda kalmayacağınız bir göbeğiniz var. Bebeğin çok aradığınız tekmeleri de bu hafta civarı gelecek. Bebek ayva büyüklüğünde (ayva da yemek listesinden silindi, gitti).
Yirminci Hafta: Zaten çok evvelden almadıysanız hamile kıyafetleri almanın sırası geldi. Bu kıyafetlerin büyüklüğü bedeninizin içinde rahat edeceği bir kesim türünden kaynaklanmıyor her zaman. Karnınız, büyüklüğü ölçüsünde sakınmanız gereken sizden ayrı bir varlık olarak görülüyor artık. Çünküüü.. Utanmadan sevişmiş, hamile kalmış ve de ortaya çıkmışsınız.
Yirmibeşinci Hafta: Bebeğin büyüme hızıyla orantılı büyüyen göğüsleriniz artık yeni sütyenler almanızı gerektiriyor. Karnın yanında, saklamaya çaba göstereceğiniz iki de memeniz var. Estetik görünmediğinizi söyleyenler olacak. Hatta giderek bir mutfak tüpünü andırdığınızı söyleyenlere bir büyük karpuzu bir oturuşta yiyerek cevap verebilirsiniz.
Otuzuncu Hafta: Etrafınızdakiler size karışık mesajlar veriyor. Devasa elbiselerin içinde büyüyen karnınızı ailedeki yaşı ileri erkeklerin yanında sakınmanız şiddetle tavsiye edilirken, bir yandan da durmaksızın ağzınıza bir şeyler tıkılıyor. Sokakta dolaşmanız estetik olmadığından sokakta dolaşmayın. Realizm bu deyyiiil!
Otuzbeşinci Hafta: İşte tam da bu haftada eşinizin arabasına binip etrafta gezebilirsiniz. Ama evvela eşinizin arabası var mı bir kontrol edin. Araba sizinse eşinize vermekte bir sakınca yok.
Kırkıncı Hafta: Bedeniniz rüyasını görseniz inanmayacağınız ölçülerde büyüdü. Ne yatağınızda rahat yatabiliyor, ne de aslında doğru düzgün hareket edebiliyorsunuz. Kimin ne dediği umrunuzda bile olmayacak. Aslına bakarsanız nefes almakta bile güçlük çekerken dünya yansa umrunuzda olmaz. Bu yazıyı buraya kadar okumuş ve kinaye zehirlenmesinden düşüp bayılmamışsınız, kalanını boşverin. Bebek geliyor, maceranın ikinci ve uzun faslına geçiyoruz.