Sizleri Max Factor’un (evet ta kendisi) icadı olan ‘beauty micrometer’ ile tanıştırmak istiyorum. Türkçeye Güzellikölçer olarak çevirebileceğimiz bu alet güzelliği değil tabii ki çirkinliği ölçüyor, çünkü her kadın çirkindir ve tam olarak ne kadar çirkin olduğunuzu bilmezseniz erkeklerin karşısına iğrenç çirkin suratınızı uygun şekilde boyamamış olarak çıkma tehlikeniz mevcut. Facia.
Haberde de tam olarak bu noktaya değinilmiş, diyor ki: “Örneğin deneğin burnu hafifçe –hatta gözle görülemeyecek kadar hafifçe- eğri ise bile bu alet eğriliği tesbit edip uygun düzeltici makyajın uygulanmasını sağlıyor.”
Gözle bakıldığında mükemmel bile olsanız gözle görülemeyen kusurlarınız var. Doğal olarak bunların da düzeltilmesi gerekiyor.
Müsaadenizle burada birazcık aklımı oynatacağım. Gözle görülemeyen kusurlarımı neden düzeltiyorum, pardon? Uzaylılar gelir de lazerle yüzümü kontrol ederse bir çiçek kadar taze görünmek için mi?
Neden güzel olmak zorundayım? Neden birazcık bile göbekli olmam kabul edilemez? Neden hangi makyaj temizleyicinin cildime uygun olduğunu, hangi ojenin hangi mevsimde sürülmesi gerektiğini, takma kirpiklerin nasıl takılacağını bilmem gerekiyor?
Ağdacı Hande ablanın dükkanının önüne çelenk bırakacağım. Bakkal amca gibi çirkin olarak da yaşayabilme hakkı istiyorum.