Slmsssssss, hoşunuza gitmeyecek ama size ergenliğinizden sesleniyorum. Zira anlatacaklarım o zamanki hissiyatınızla doğrudan ilgili. Son günlerin gündemine de böylece 5 dakikalığına limon sıkmayı planlıyorum.
Kasklar, dirseklikler ve dizlikleri hatırlıyorsunuz değil mi? Bisiklete binmiş herkesin bir zaman ortak derdi hani? Şu sonsuz tuhaflıkta hareket çeşitlemelerine sebebiyet veren, insanı bisiklete bindiğine pişman eden o hamam böceği tipli kapaklar. Hani bisiklet tepesindeyken birini selamlama olayına hiç girmemek lazım gelen, düşünce kalkması bir dert, düşmeden binmesi ayrı dert olan…. İnsan o kaskla 2 metre önünü zor görüyordu zaten. Benim annem bana istisnasız hepsini taktırıyordu. Minik bir robokop olarak mahalleye çıkmayı göze alıyordum yani (tabii anti-kahraman versiyonu). Sonra ne zamanki katiyen büyük ve her an uçurumdan atlayabilecek kadar özgür ve umarsız gözükmek istediğimiz yaşa geldik, benim kaskın içinde sıkışmış olan kafam da artık bu tür tedbirleri asla erişemeyecek olduğu coolluk kurumuna geri dönmeksizin teslim etmiş oldu. Herkes birbirine çok fena bakmaya başlamıştı o sıralar…
Parantez:
O zaman şöyle bir kask vardı da biz mi takmadık:
Ya da şöyle:
Neyse ne…
Şimdi gerçekten büyüdük de baktık ki bir arpa boyu yol gitmemişiz. Ne uçurumdan atlamışız ne bisiklete doğru düzgün binmişiz. Arabalarda, egzoz içinde çürüyüp gitmişiz… Dert aynı dert.
Sadede geliyorum.
Son zamanlarda dünyanın bazı yerlerinde özellikle şehirlerde daha yeşil, daha taze, daha egzersizli bir hayat için bisiklet kullanımının artırılmasına çalışılıyor. Bir sürü insan da bu bisiklet olayını çok ciddiye alıyor. Ama işte insan büyüyor da kask derdi değişmiyor dedik ya, buna takmış olan İsveçli 2 endüstriyel tasarımcı Anna Haupt ve Terese Alstin üşenmiyorlar, 7 sene boyunca bu kask olayından nasıl kurtuluruz diye araştırıyorlar. Düşünün öyle bir dokunuyorki, 10 milyon dolar değerinde fon bile buluyorlar. Ofis kuruyorlar. Yüzlerce bisiklet kazası raporu inceleyip bisiklet hareketlerini çalışıyorlar, kafa travması ile ilgili uzmanlarla görüşüyorlar, kadınların bu kadar teknik bir konuda bir buluş yapamayacağına dair görüşleri kovaladıktan sonraaaaa, efem düşüyorlar kalkıyorlar dere tepe düz gidiyorlar ve ortaya GÖRÜNMEZ KASK çıkıyorrrr.
Nasıl? Göremediniz değil mi?
Şöyle açıklayayım:
Bisikletiniz bir yere çarptığında ya da size çarpıldığında bu kask? arabadaki airbag üslubuyla anında şişiyor ve hem boynunuzu hem kafanızı sarıyor.
İşte böyle…siz bisiklete güvenle binin, rahatınızdan, tarzınızdan ve güzelinizden ödün vermeyin diye Anna’yla Terese imkansızı başarmışlar, bana da laf ebeliğini yapmak düşmüş. Ben görünce heyecanlandım, size de haber edeyim dedim.
Şurada vidyosu var:
Hövding isimli bu görünmez cini şurada inceleyebilirsiniz: