Pazartesi sabahınıza takat ve neşe insin. Tam otuz dakikada evden çıkmalık şarkı listesi yaptım, aradaki çorap arama faslını bile hesaba katıp içine enerji verici şeyler koydum:
Şarkı listesi efsane belgesel Paris is Burning‘den bir ses kaydıyla açılıyor. Doksanların başında New York’taki LGBTQ çevresini, düzenledikleri kostüm balolarını ve Vogue kavramının icadını konu alan, izlenince bir daha akıldan çıkmayan bu inanılmaz belgeselin bir sahnesinde Dorian Corey giyinip sahne makyajını yaparken şöyle diyor:
“Her zaman büyük bir yıldız olacağımı umdum. Yaşlandıkça biraz daha aşağısını hedeflemeye başlıyorsun. Sonra bakıyorum, gene de bir iz bırakabilirim ardımda. Herkes dünyada bir iz, bir imza bırakmak ister. Ama sonradan düşünüyorsun ki, eğer hayatta kalmayı başarırsan ve bir kaç insan da ismini hatırlıyorsa iz bırakmışsın zaten. Bütün dünyayı dize getirmene gerek yok. Bence tadını çıkarmak daha güzel. Borçlarını öde ve tadını çıkar. Bir ok attıysan ve çok yükseklere de gittiyse, aferin sana.”
Belgeselin bu sahnesini şurada bulabilirsiniz, tamamını ise burada. (Malesef Türkçe altyazısı yok ama Vogue’lamanın dili evrensel, o sahneler kaçmaz)
İyi giyinmeler, güne ve hayata hazırlanmalar. Oklar en yükseğe!