Gertrude Käsebier, Amerikalı meşhur bir fotoğrafçı kadın. Hayatta çok işe imza atmış, meslektaşlarıyla kapışmaktan çekinmemiş, paralar kazanmış yaman bir kadın bu.
Gertrude’un kocası ile olan ilişkisi çok fena. Verdiği bir röportajda, o vakitler ölmüş olan kocasıyla ilgili kabaca şöyle şeyler söylüyor: “Yani var ya, Allah onun cezasını versin, o cennete gittiyse, yemin ederim cehenemme gitmeye razıyım. Bütün evliliğim bir kâbustu, aman ya, öf.”
Bu fotoğraf nerede, nasıl çekilmiş tam belli değil (ya da ben bulamadım) ama şöyle bir an canlanıyor insanın gözünde. Gertrude elinde kamerası bayırlarda dolanmaktadır. Uzakta iki öküz, iki de çocuk görür. Çocukların orada ne işi vardır bilinmez ama pek mühim de değillerdir. Bu manzaraya bakan Gertrude kendisine “İki öküz… boyunduruğa vurulmuş… üstelik ağızları da bağlı… İşte evlilik” der, deklanşöre basar. Fotoğrafın adını da “Boyunduruğa vurulmuş ve de susturulmuş: Evlilik” koyar. (Yoked and Muzzled: Marriage) Bu fotoğrafı 1915’te çekiyor Gertrude, 63 yaşındayken. Yıllar yılı sürdürdüğü evliliğinin anısı bu.
Esasında Gertrude evliliğe mahkûm bir kadın değil, lakin onun zamanında boşanma yaygın bir durum da değil. Boşanmamış o da, ama neredeyse bütün fotoğrafçılık kariyerini kocasından ayrı yaşayarak inşa etmiş. Fırsat bulunca da hissiyatını paylaşmaktan geri durmamış. Gertrude 1852 doğumlu, kadınların sesi çıkabilir olduğunda, yükselen ilk seslerden birinin sahibi. Acı bir alaycılık, uluorta bir öfke var sesinde. Normal mi? Gayet normal!