Highsmith'in kalem tutan zihninin her "telaşsız" köşesinde bir hayvan çömelmiş, gizlenmektedir ve bu sefer hayvan listenin rahatsız edici isminden önümüze fırlar. Listenin adını "Minikler için Minik Suçlar" koymuş, bir de altına açıklama düşmüştür: "Küçük Çocukların Evde Yapabileceği Şeyler..."

SANAT

Gerçek Dedektif, Yetenekli Bayan Highsmith ile Sıradan Bir Gün

2014’ün beklenmedik televizyon gelişmelerinden biri şüphesiz Matthew McConaughey’in aslında  doğru dürüst  harikulade bir oyuncu olduğunu farketmemizdi. Sizi bilmiyorum ama ben farkında değildim, McConaughey’in abanoz ve kaslı kollarıyla romantik komedilere boks ofis geliri taşıyan, şöyle böyle ve biraz katlanılmaz bir oyuncu olduğundan emindim – Bu geç ışıyan gerçeğe sekiz bölümlük HBO dizisi True Detective sayesinde vakıf olduk. McConaughey dizide Louisiana’nın ıslak bataklıklarında bir suçun izini sürerken beşinci sınıf şair dizelerini felsefeleyen, bunları da izleyene bir güzel, ağızaçık yutturan polis dedektifi Rustin Cohle’u oynuyor. Dahasını söylemeyeceğim, izlersiniz.

 

Madem konumuz bu aralar mükemmel suç, True Detective gibi muhteşem yazılmış, aklı son ilmekte değil yolun kendisinde olan bir dizinin bitişini ve ikinci sezonuna hazırlanışını Yetenekli Bay Ripley’in yaratıcısı Amerikalı yazar Patricia Highsmith ile kutluyorum. Yalanı ve yalan söylemeyi adı gibi bilen, anlayan gerçek dedektif Highsmith’in sıradan bir gününü anlatan aşağıdaki yazı, Publishers Weekly dergisi için Joan Schenkar tarafından yazılmış.

 

Sıradan Bir Gün

 

16 Kasım 1973’de, Fransa’nın Mancourt Köyü’nde nemli ve soğuk ağaran bir günde, Loing Kanalı’nın kenarında sessiz bir hayat sürmekte olan 52 yaşındaki Amerikalı yazar Patricia Highsmith bir tane daha Gauloise jaune yakar, parmaklarını en sevdiği Parker dolmakaleminin etrafında sıkılaştırır, sürgülü kapaklı yazı masasının üzerine eğilir –garip eklemli kolları ve kocaman elleri otururken bile masanın sürgülü kapağının arkasına erişecek kadar uzundur — ve elindeki yazı defterine “küçük çocukların ev etrafında yapabilecekleri” faydalı uğraşların kısa bir listesini yapar.

 

Liste,öylesine yazılmış, Pat’in zihninin arka ceplerini boşaltırken yapmayı sevdiği türden ufak bir şeydir ve üzerinde de belli bir kenara fırlatılmışlık havası vardır. Ama Highsmith’in her dikkatli okuyucusunun bileceği gibi, kendisinin kalemini en dikkatli izlemeniz gereken nokta rahat, ihmalkar, hatta biraz gevşek göründüğü zamanlardır. Highsmith’in kalem tutan zihninin her “telaşsız” köşesinde bir hayvan çömelmiş, gizlenmektedir ve bu sefer hayvan listenin rahatsız edici isminden önümüze fırlar. Listenin adını “Minikler için Minik Suçlar” koymuş, bir de altına açıklama düşmüştür: “Küçük Çocukların Evde Yapabileceği Şeyler…”

 

Pat listeyi yazdığında, yakın zamanda Amerika’da yaşayan çizgiroman tarihçisi Jerry Bails için bir küçük listeye daha imza atmıştı. Listede kendisinin her sayıda bir suçun çözüldüğü Kara Dehşet (Black Terror) ve Çavuş Bill King (Sgt. Bill King) çizgi romanları üzerine yaptığı çalışmalarla ilgili yan bilgiler de mevcuttu – yani listeyi yazarken belki hala küçük çocukların sinsice suçla ilişkilenebileceği durumlar hayal ediyordu. Aynı şekilde Fransa’nın banliyösünde yazdığı son günlüğünde de bir kaç kere çocuklardan bahsediyordu. Bir tanesi basit bir muhasebeydi. “Kızgınlıkla vurulmuş tek bir darbe, muhtemelen iki ila sekiz yaşları arasında bir çocuğu öldürebilir…” yazmış ve “Sekiz yaşından büyükler iki darbeden fazla gerektirecektir.” diye de eklemişti. Bu bahsettiği işi yapacağını hayal ettiği katil de kendisinden başkası değildi, planına şu basit yoldan ulaşmıştı:

 

“Beni cinayete sevkedebilecek -belki de tek- bir durum: aile hayatı, birliktelik.”

 

İşte, Pat Highsmith’in kalemini çocuk oyunlarına daldırdığını hayal etmek ne kadar zorsa da, kendi kişisel notları Highmith’in çocuklarla uğraşırken karşımıza çıkan daha şaşırtıcı sorunlara epey kafa yorduğunu gösteriyor. Üstelik bunun sebebi sadece Highsmith’in çocuklarla ilgili hislerinin bilimsel bir ilgiden (arkadaşlarına çocukları hakkında devamlı sorular soruyordu) çocukların varlığına katlanamamaya (çocukların eğlenirken çıkardıkları seslere katlanamıyordu) kadar uzanması da değildi.

 

Kendi enerjik, anaç büyükannesinin ülkeyi refaha götürmek için Başkan Franklin Delano Roosevelt’e tavsiye mektupları göndermesi (ve karşılığında Beyaz Saray’dan elle yazılmış cevaplar alması) gibi Pat’in de uygulanmak için yanıp tutuşan bir çekmece dolusu beklenmedik sosyal mühendislik fikri vardı. Highsmith’in not defterleri küçük insanlar için tasarlanmış ve çoğu kendi sarsıntılı geçmişinin çıkıntıları üzerine inşa edilmiş büyük planlarla dolup taşıyordu. Bu planların her biri çocuk gelişimi bilimine yepyeni bir dehşet ekliyordu.

 

Mesela bir örnek — Highsmith’in gençler için planlarından bir tanesi, 1927’de anneanesiyle beraber yaşadığı Fort Worth, Texas’taki aile evinden alınıp, Manhattan’ın batısındaki sıkışık eve ve annesinin yeni evliliğine getirilişi sırasında yaşadığı kalp kırıklığının pek iyi gizlenmemiş bir provasıydı. Pat’in kafasındaki iyi çocuk bakımı (ki bu düşünceler 1966’da günlüğüne yaptığı ciddi bir kayıttan 1977 tarihli romanı Edith’in Günlüğü’ndeki akıl hastası ana karakterin aklına doğru seyahat edecektir) çocukları daha çok ufakken evden uzağa, dünyanın dört bir tarafına yollamak olabilirdi — “Mesela yetimhaneler gönüllü adaylar için kullanılabilir, sonra da bu çocuklar Barış Gönüllüsü olarak ülkelerine hizmet edebilirler!” diye yazmıştı kendi pratikliğine inanamaz, yanıp tutuşan bir heyecanla.

 

16 Kasım 1973 tarihinde, postaneye yapılacak ziyaretin kendisini dertlendireceği kadar küçük bir köydeki evinde yazılmış bu liste, aynen yetenekli Bayan Highsmith’in zihninden alınmış bir doku örneği gibi kendisinin zihnine, cismine ve mizansenine dair çok amaçlı bir anahtar görevi görüyordu. Listenin sürprizlerinden bir diğeri ise yaşamları kendi sürdüğüne benzeyen (küçük) insanlara bulunduğu tavsiyeler: Kendi evlerinde hapis olacak kadar kırılgan, ebeveyn gözleminden uzakta olacak kadar özgür ve kafasını cinayete çalıştıracak kadar da kızgın insanlar.

 

İşte listesi.

 

“16/11/73 Küçük Bebeler İçin Küçük Suçlar. Evin etrafında küçük çocukların yapabilecekleri şeylr, mesela:

1) Merdivenin başına ip çekmek, yetişkinler düşsün diye.

2) Merdivendeki pateni gene aynı yere koymak, üstelik anne kaldırdıktan hemen sonra.

3) Yakalanırsa suç başkasına kalabilsin diye sinsi yangınlar çıkarmak.

4) İlaç dolabındaki ilaçları karıştırmak, aspirin şişesine uyku ilacı doldurmak. Dolaptaki antibiyotik şişesine ise laksatif haplar koymak.

5) Mutfaktaki un kavanozuna fare zehri ya da pire tozu karıştırmak.

6) Tavan arası kapısının menteşelerini hafifçe testerelemek, kapalı kapının üzerine basan biri aşağı düşsün diye.

7) Yazın: büyüteci kuru yapraklara, ya da daha iyisi gazyağına batırılmış bezlere  bakakalacak şekilde tutturmak. Çıkacak yangın kendiliğinden yanma olayı olarak yutturulabilir.

8) Bahçıvan ardiyesinde küf çözücü maddeleri bulmak. Renksiz zehiri cin şişesine eklemek.”

 

Liste küçük bir şey ama bu küçük belge elinin değdiği her şey gibi tamamen Pat’e ait; aklında cinayet var, kendini ev ya da etrafına konuşlandırıyor, ufak bir rolde anne var ve sonuna kadar huzursuz edici bir biçimde oldukça pratik.

 

Highsmith’in orta yaş dönemine ait düz, duraksayan ve vurgusuz tarzı ile yazılmış bu listenin bir şaka olarak kastedildiğine dair elimizde hiçbir kanıt yok, ama öyle olmalı… değil mi? Highsmith’in yazarlığındaki gerçek hayvan, her zaman iki başlı bir muğlaklık ejderhası oldu. Ejderha genelde ikinci başı ön pençesinin ve işaret kartlarının arkasına saklanmış, pulların arasında bir yere gömülmüş biçimde görünür bize – işaret kartları da bizim içindir, görüp tepkilerimizi ona göre ayarlayabilelim diye. Pat ciddi mi? Yoksa başka bir şey mi?

 

Hem ciddi, hem başka bir şey.

 

Pat Highsmith yaşamı boyunca listeler yapmakla yakından ilgilenmişti. Listeleri çok seviyordu, hatta güzel, düzenleyici listelere bayılıyordu çünkü hiçbir şey kendisinin karışık, öfkeli iç dünyasından daha uzak olamazdı. Bir çok yazdığı şey gibi bu liste de eldeki malzemelerden oluşuyordu: “Çocuklar, ebeveynlerinizi öldürmek için annenin ilaç dolabından veya babanın bahçedeki kulübesinden uzağa gitmenize gerek yok. “

 

Yazının internette olan kısmının devamı için şuraya, gerisi için Schenkar’ın Highsmith biyografisini ise şurada bulabilirsiniz. Şimdi buradan sonrası için lafı Google Translate’te saçmalayacak biçimde dolandırmaya başlayacağım, çünkü yazarın sitesine link verdik, buraya gelmesi an meselesi: Bu sıralar neyi neden yaptığımı ve hangi kısmından zevk aldığımı kısmen karıştırmış, kısmen unutmuş durumdayım. Bu çevirinin de sağolsun katkısı yadsınamaz, bu bilmiş bilmiş devrilen cümleler bir süre sonra asabımı bozmaya başladı. Konusu o kadar ilginçti ki mecbur kaldım diyebilirim, yoksa yazarına ayıp olmasın ama abuk sabuk dolambaçları, Highsmith’e kısa isim takmalarıyla beni tilt etti. “Düşüncelerin derisinden alınan kültür örneği”nde artık tükendim, kardeş bu metafora antibiyotiği hangi hekim yetiştirecek (ve sonuç ishal olacak) diyerek ağlamaya başladım. O yüzden de aslında çevirisi iyi olmadı. Bazı yerlerde kafama göre minik özgür uçuşlara imza attım. Yok ya aslında hiçbiri o kadar özgür filan değil, yazarın kastından o kadar uzaklaşmadım. Acaba dilinde bir nane yok da sorun ben miyim? Aslında yazıyı ben yazmak istiyordum da listeye ilk Schenkar ulaştı, mikrofonluk görevi bana düştü diye mi huysuzlanıyorum? Olabilir valla. Yazbaşı kimlik krizim de Schenkar’a patladı yazık yazık yazık. Bu arada çevirirken gene baktım, Highsmith ilk romanını 29 yaşında yayınlamış, o da ayrı vesvese üfledi. (Kahramanlarıyla boğuşmak için fazla zamanı kalmamıştı…) Neyse ne yapalım o zaman şöyle pasif agresif dil çıkararak biraz stres atalım mı?

 

:PPPPPPPPPPPPP

 

Bu yaz ne okuyorsanız arasına biraz Highsmith sıkıştırınız.

 

Not: Görsel Mısır Çocukları filminin seksenlerdeki versiyonunun girişinden alınmış ekran görüntüleri, filmin devamından ve tümünden daha iyiler resmen.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

SANAT

YBu Resim Gitmeli Mi?
Bu Resim Gitmeli Mi?

Sanatçı Hannah Black'in siyah bir çocuk cesedini tasvir eden sanat eserinin var oluşunu ve sergilenmesini eleştirdiği açık mektubundan hareketle: "onurlandırmak" ve "lafı ağzına tıkmak" arasındaki ince çizgi nerede durur?

KÜLTÜR

YMary Beard: Gücün İçinde, Üzerinde, Peşinde Kadınlar
Mary Beard: Gücün İçinde, Üzerinde, Peşinde Kadınlar

Cambridge Üniversitesi Klasikler Profesörü Mary Beard'ın konuşması: Kadınlar Antik Yunan'dan bugüne güçle nasıl ilişkilendi?

SANAT

YÖlüm Kadar Ciddi, Küfürlü bir Şaka: Renate Bertlmann
Ölüm Kadar Ciddi, Küfürlü bir Şaka: Renate Bertlmann

Renate Bertlmann, 1970’lerde bir çok çağdaşı gibi 1968’in devrimci atmosferi ve ikinci dalga feminizmin gücüyle kadın bedenini bir kutlama ve devrim aracı olarak yeniden kurgulayan eserler üretmiş.

SANAT

YGüncel Kızlar (1977)
Güncel Kızlar (1977)

Vintage sarısı, yalnızca çözülmüş meselelere, başarıyla alınmış haklara mı değer?

Bir de bunlar var

Zeynep Uysal’la Halit Ziya Edebiyatı Üzerine 2: Nasıl Yazdı? Nasıl Okudu? Nasıl Unutuldu?
Wanda, çuvallama sanatı ve bazı karanlık hisler    
Çağa Ayak Uydurma Çabalarından Biri Diyebiliriz Bence

Pin It on Pinterest