Evvel Temmuz[1]
“Aklımdan Evvel Temmuz’a dair şiir dizeyim
Haziran’ın son günü komşuların koşuşturmalarını görelim
yoğrulmuş börekleri getirmek için fırına uçarak giderler
bayram günüdür dediklerinde herkes uykusundan erken kalkar
erkekler kıyafetlerini ve kadınlar da ördüklerini giydi
kızım özel iplikten biçilmiş elbiselerini giydi
gelinim inatlaşmaya başladı ve yüz çevirdi
kızımın cilvesini görünce ayakkabılarını vurararak yürüdü
örgüleri işlemeli önlüğü sarıp sarmaladım
mesire yeri vadiye yaklaşınca
kocam yiyecekleri aldı ben çocukları yürüttüm
beni geride bırakarak düz yeri buldu
oturup rahatladığında ‘işte bugün bayramım’ dedi
oğluna; dikkat et başka su testimiz yok dedi
bir yudum içtiğinde böreğin yarısını ısırır
kaç defadır eşine gazoz ısmarlar
insanlar halka oluşturunca halaya tutuşurlar
kocasının elini tuttu oğlunu peşinden sürükledi
canı çektiği gibi şarkı söyledi, şarkıları çok etkileyiciydi.”
Sara / Defne-Gümüşgöze
2017 yılında Antakya’nın modern tarihi üzerine yürüttüğümüz bir sözlü tarih çalışması için saha araştırması yapmaktaydık. Yakto diye bilinen Gümüşgöze mahallesinde yaklaşık 80 yaşındaki Sara teyze ile yaptığımız görüşmede size şiir söyleyeyim deyip Arapça bir şiir yaktı Evvel Temmuz’a. Daha biz sormadan Sara teyze bize Evvel Temmuz’u anlattı. Hafızalarda çocukluğun en özel bayramlarından, bereketin simgesi, kadim tarihi olan bir gün Evvel Temmuz.
Geçen sene yine bu zamanlar Nehna’da bu bayramı Sara teyzenin Evvel Temmuz hazırlıklarında kadınların ve çocukların yaşadığı heyecanı paylaştığı şiiriyle anlattım. Tarihte pek çok acıyı yaşamış kadim bir topluluğun nesillerdir süren bir geleneği Evvel Temmuz. Son yıllarda kentin hafızasına, gençlerin arayışlarına ve mekânın yeniden üretilişine dair önemli bir örnek olması vesilesiyle de devam ettirilmesi esas bir festival. Bu sene 6 ve 20 Şubat depremleri sonrası kentimiz de hayatımız da alt üst oldu. Gidenlerin ardından bir yasımızla bir de ağıtlarımızla kaldık bir başımıza. Ama yeniden dirilmek ve sokaklarımızı, geçmişimizi, birlikteliğimizi canlandırmak için harekete geçmemiz gerek. Bu nedenle, bu yaz Evvel Temmuz’un önemi ve değeri bir başka. Yaşanılan acıların tarifi yok. Ancak yıkımın yarattığı acılara direnmenin tanımları çok çeşitli ve bu Temmuz, Samandağ bize bu direnişin tanımını gösterecek. Evvel Temmuz’un bize anlatacakları ve bize hatırlatacakları yüreğimizi acıtacak ama iyileştirecek de hepimizi. Vardık, varız ve var olmaya devam edeceğiz diye haykıracağız Samandağ’da. Şimdi size Evvel Temmuz’u anlatıp hepinizi Samandağ’a davet ederek bitireyim bu yazıyı.
Bayrama dair farklı anlatılar
Evvel Temmuz’un yaklaşık beş bin yıl öncesine uzanan bir tarihi var. Temmuz ayı çok tanrılı bir din sistemine sahip olan Sümerler döneminde hasadın yapıldığı ve bir sonraki hasat döneminin bereketli geçmesi için bereket tanrısı Tammuz’a kurbanların adandığı ve şenliklerin yapıldığı aydır. Bugün daha çok Arap Alevilerle özdeşleştirilen Evvel Temmuz bayramı aslında tek tanrılı dinlere geçişten sonra çok tanrılı dinlerden kalan nadir geleneklerden biri. Ancak Evvel Temmuz’un kökeninin nereye dayandığına dair birden fazla açıklama olduğunu söylemek gerekir. Birincisi Sümerlere dayanırken ikincisi de Hıristiyan Havarileri ile ilgili bir olaya dayanmaktadır.
Adını pek çok farklı kültürde farklı isimlerle dillendirilen “Tammuz” yani bereket tanrısından alır. Dumuzi, Babil’de Tammuz ismiyle anılmıştır. Sümerlerde ise Dumuzi ismiyle bitkiler, toprak, bereket ve çiftlik hayvanları tanrısı olarak kabul edilmiştir (Altuncu 2014:138). “Evvel” Arapça başlangıç anlamına gelen bir sözcük. Güneş takvimine göre 14 Temmuz Ay takvimine göre ayın biri yani 1 Temmuz’u ifade eder. Oldukça çok sayıda olan Sümer tanrıları bir sistem içerisinde düşünülmüş, Sümerlerin zihinsel tasavvurları sayesinde bu tanrılar teolojik bir inanç olarak kalmayıp, kültür, edebiyat ve mitolojide köklü varlıklar olarak betimlenmiştir (Altuncu 2014). Bu durum kültürel devamlılığı sağladığı gibi, Evvel Temmuz bayramını da tekil bir örnek olarak eşsiz kılıyor.
Diğer bir açıklama ise Arap Alevilerin bayramların anlatan kitapta “Evvel Temmuz” bayramının adı “ Iyd ıl Havariyun”, yani “Havariler bayramı”dır ve kutlanma sebebi ve hikâyesi ise şöyledir:
Hıristiyanlığı yaymak amacıyla havarilerden ikisi Antakya’ya gelir. Şehre girdikleri sırada Habib-i Neccar (Hz. İsa döneminde yaşamış Antakyalı bir marangoz) ile karşılaşırlar. Habib-i Neccar yatalak oğlunun havariler tarafından iyileştirilmesi sonucu Hz. İsa’ya biat eder. Havariler ve Habib-i Neccar’ın çağrılarına rağmen halk yeni dini reddeder. Gelişmeler Antakya kralının kulağına gider. Durumdan hoşlanmayan kral Havarileri hapse atar. Havarilerden uzun süre haber alınamayınca üçüncü Havari Hz. Şemğun Antakya’ya gönderilir. Hz. Şemğun gerçek kimliğini gizleyerek saraya sızar ve kralın güvenini kazanır. Amacı havarileri bulmak ve onları kurtarmaktır. Kralın güvenini kazanan Hz. Şemğun bir yolunu bulup tutsakları kralın huzuruna çıkarır. Havariler Hz. İsa adına dua ederek bir kör, bir abras (albino) ve kötürümü iyileştirirler. Nihayetinde vezirin ölü oğlunu diriltince vezir ve kral da bu mucize karşısında hemen orada Hz. İsa’ya biat ederler. Tarih: 1 Temmuz. Miladi Takvime göre 14 Temmuz’dur. Bu anlatım Kuranı Kerim’de Maide, Yasin, Bakara surelerinde geçmektedir.[2]
Bayram ritüelleri
Evvel Temmuz bayramının kökeni tartışıladursun, bayram ve festival bereketin, bolluğun ve birlikteliğin şenliklerle kutlandığı bir gün olmaya devam ediyor. 2000li yıllara kadar Evvel Temmuz, 14 Temmuz’da Antakya, Harbiye (Defne) ve civar ilçelerden pek çok kişinin işini gücünü bırakıp giyinip hazırlandığı, Samandağ’da Hz. Hıdır ziyareti etrafında toplanarak hem ziyarette ibadet hem de kumsalda kutlamalar, halaylar, türküler ile geçen bir bayrammış. Bazen Sara teyzenin dediği mesire yerlerinde bazen de nehir veya deniz kenarında kumanyalarını alıp şenlik yapılarak kutlanırmış Evvel Temmuz.
Bu bayramda kurban kesilir ve “Hırisi” adı verilen buğday ve et ile yapılan bayram yemeği yapılır ve dağıtılırdı. Hırisi kültürü Evvel Temmuz için hala devam etse de elbette günümüzde Evvel Temmuz festivalinin kapsamı çok daha geniş. Eskiden hem kurbanlar hem de Sara teyzenin şiirde ifade ettiği halaylar, şarkılar, türküler hep toprak için. Hasat ve bereket için yapılan bu ritüelin anlamı biraz da Arap Alevi sosyo-kültürel tarihi içinde yatıyor. Adana-Mersin ve Antakya Alevileri 1970 sonrası değişen sosyo-ekonomik durumları öncesinde genellikle tarım işçisi yani “maraba” olarak çalışmakta ve bu şekilde geçimlerini sağlamaktaydılar. Bu nedenle toprağın bereketi en esas meseleydi. Hasat öncesi yapılan ritüeller aslında dünyada pek çok farklı kültürde ve coğrafyada karşımıza çıkmıştır. Bugün de dünyaya baktığımızda adı benzemese de, hikayesi benzer hatta aynı olan bir çok bayram ve ritüel bulunmaktadır. Örneğin 14. yüzyılda Azteklerin ilahilerinden yola çıkarak mısır hasadı için kurban verdiklerini ve toprak tanrıçasına dualar ettiklerini biliyoruz. Ya da Hindistan’da zerdeçal hasadı için yapılan kurban ayinleri gibi pek çok örnek verilebilir. Tek tanrılı dinlerle beraber yeni algılar, hikayeler ve kutlanma şekilleriyle bu geleneğin devam ettiğine tanık oluyoruz (Hıdırellez, Paskalya gibi). Öte yandan Evvel Temmuz özellikle çocukların katıldığı bir bayram ve şenlik. Çocukların heyecanla hediye beklediği ve son yıllarda uçurtma etkinlikleriyle kumsalda çokça keyif aldıkları bir zaman.
Evvel Temmuz Festivali
Bölgesel ve kültürel anlamda Evvel Temmuz ritüelleri bize toprağı, doğayı ve birlikteliğin gücünü hatırlatıyor. Her sene ritüellere eklenen ve gençleri daha çok cezbeden popüler bir festival ile birleştirilen bu ritüel artık bereketin ötesinde yeni anlamlar barındırıyor. Öncelikle festivalin şu anki halini 2001’de Samandağ Kalkındırma Derneği kurulduktan sonra aldığını not düşmek gerek. Festival önceleri 2-3 gün sürerken, son birkaç yıldır gündemi ele alan çeşitli paneller, kitap söyleşileri veya film gösterimleri ile 5-6 güne yayılıyor. Popüler isimlerin de konserlere gelmesiyle festivale katılan profil artık daha çok gençlerden oluşuyor. Paneller ve gündüz aktiviteleri aracılığıyla dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeleri konu alıp tartışmaya sunarken aynı zamanda Ortadoğu’dan pek çok önemli ismi Samandağ’da bir araya getiriyor. Öte yandan kitlesel katılımlarla hem kültürel hem de politik anlamda Samandağ için güçlü bir ses oldu bu festival. Getirdiği bu sesin dilsel, kültürel ve politik belleği sürdürme çabasından beslendiğini söylemek yanlış olmaz. Festivalin sunuşu Arapça ve Türkçe yapılırken, mümkün olduğunca yerelde Arapça müzik üreten gruplara yer verilmeye çalışılıyor. 2012’den beri festivalin sunuculuğunu yapan Ümit Yoğun[3] “Ben sahneye çıktığımda ilk selamı 4 dilde veriyorum: Arapça, Türkçe, Ermenice ve Kürtçe” diyor.
Festivalin sol-sosyalist kültür açısından da politik bir belleği var. Örneğin 1980 yılında darbe nedeniyle bayram kutlamaları yasaklanmış ve bu bellek engellenmeye çalışılmıştı (Zubari 2005). Kültürel baskıya karşı Evvel Temmuz bayramları festivale dönüştü. Festivallere davet edilen sanatçılar, feminist örgütlerin görünürlüğü ve örgütlenme pratikleri ile ilgili yapılan etkinlikler, düzenlenen paneller ve sinema gösterimleri hem kentin hem de Samandağ’da yaşayan toplulukların asimilasyon politikalarına karşı duruşu niteliğinde oldu. Festival, tarihsel olarak işçi sınıfı hareketleri ve sol hareketlerin güçlü olduğu Samandağ’ın bu kimliğinin temsili haline geldi. Samandağ’ın politik anlamda temsilini yansıtırken festivalin ücretsiz ve sahilde tüm halka açık olması da ayrıca bir duruşu simgeliyor. Festival bir emsal niteliğinde ve Defne Belediyesi de Harbiye’de farklı zamanlarda benzer organizasyonları yapmaya başladı. Festival kişisel olarak benim için de heyecan verici ve her sene Evvel Temmuz’da memleketimde olmayı istememde önemli bir etken. Yurtdışında olduğum yıllarda katılamadığım zamanlarda içimdeki burukluk dün gibi hatırımda. Ancak elbette her organizasyon ve festival gibi Evvel Temmuz festivalinin de geliştirilebilir yanları mevcut.
Deprem sonrasında “memleket” üzerine düşünmenin, bir kentin yasını tutmanın ne demek olduğunu deneyimlerken birbirimize tutunup dirilmenin yollarını aramaya başladık. İşte bu festivalin artık yeni bir anlamı ve misyonu var: gidenlerin hatırladıkları haliyle memlekete dönüp yine hasretle sarılacakları “memleket” duygusunu tattırmak. Evvel Temmuz, bundan sonra gidenlerin ve özellikle kadınların geri dönüp birbirine sarılıp ağladığı, umutlandığı ve “ev” denilen şeyi yeniden tanımladığı bir zaman olacak uzunca bir süre.
Festivalin devamlılığı en büyük direniş
Festival Samandağ için de bölge için de oldukça anlamlı ve ancak Ümit Yoğun’un da altını çizdiği üzere festivalde yerel bazı değerlerin, yerli üreticilerin dahil olabildiği bir platform yaratılması şart. Bu sene deprem sonrasında politik gruplardan ziyade yerli emekçilerin, farklı etno-dinsel toplulukların ve özellikle kadınların varlığının daha görünür olduğu bir festivalin daha kapsayıcı ve zengin olacağı kanaatindeyim. Geçen sene de altını çizdiğim üzere kadınların kendi ürettiklerini sergileyebildikleri ve kendi girişimlerini, kooperatiflerini ve deprem sonrası dayanışma biçimlerini ortaya koyacakları bir olanak yaratılabilir.
Desteğin ve bütçenin çok kısıtlı olduğu bir ortamda böyle büyük bir organizasyon hiç şüphesiz takdir edilmeli. Belleğin yitip gittiği, dilin unutulmaya yüz tuttuğu ve her gün biraz daha nefessiz kaldığımız bir dönemde bu festivalin devamlılığı en büyük direniştir.
Umudun ve bereketin temsili Evvel Temmuz için haydi, hep birlikte Samandağ’da buluşalım! 23. Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali’nde bir arada olalım!
Nice bayramlara ve nice festivallere.
7-17 Temmuz’da gerçekleşecek festivale katılmak isteyenler Samandağ Kalkındırma Derneği’yle sosyal medya hesapları aracılığıyla ya da evveltemmuzfestival@gmail.com adresine “nasıl katılabilirim” başlıklı bir e-mail göndererek ulaşabilirler.
Kaynaklar
Altuncu, Abdullah. 2014. Sümerlerde Tanrı Anlayışı ve Tanrılar Panteonu. Sosyal Bilimler Dergisi 4(7): 118-142
arapenstitu.com/tr/bellek-sanat-dil/evvel-temmuz.html Erişim tarihi: 29/06/2022
Zubari, İsmail 2016. Doğu Akdeniz’in Asi Coğrafyası: Samandağ. Samandağ Hizmet Vakfı Kültür yayını, İstanbul.
* Yazının ilk versiyonu 9 Temmuz 2022 tarihinde nehna.org’da yayınlanmıştır. https://nehna.org/tammuza-kurban-hasada-dua-halklara-selam-evvel-temmuz/
[1] Şiiri Arapça orijinalinden çeviren Uğur Akgül’e çok teşekkür ederim.
[2] Bu açıklama benim de içinde olduğum Ortadoğu Arap Halkları Araştırma Enstitüsü websitesinden tarih komisyonunun yazmış olduğu Evvel Temmuz yazısından ve alıntılanmıştır. Okumak için bkz. arapenstitu.com/tr/bellek-sanat-dil/evvel-temmuz.html
[3] Bu yazı için benimle görüşmeyi kabul eden ve Evvel Temmuz izlenimlerini paylaşan Ümit Yoğun’a teşekkürü bir borç bilirim.
Ana görsel: Kayıp Zamanların İzinde Arap Aleviler Facebook Sayfasından alınmıştır.