ROBERT: Merhaba, ben… eee… ben evden çalışıyorum.
OPERATÖR: Anladım, yanınızda biri var mı efendim?
ROBERT: Hayır, yalnızım.
OPERATÖR: Peki en son ne zaman bir insan gördünüz? Bugün içinde miydi?
ROBERT: Ee, karım… bu sabahtı galiba.
OPERATÖR: Başka?
ROBERT: Başka, sanmıyorum. Yani kuryeyi gördüm ama kapı aralığından. Sayılır mı bilmiyorum.
OPERATÖR: Maalesef sayılmaz hayır. (Duraklıyor.) Şimdi sizden perdeleri açmanızı isteyeceğim, olur mu? İlk olarak içeri biraz ışık girmesini sağlayalım.
ROBERT: Ne kadar ışık??
OPERATÖR: Azıcık ışık yeterli.
ROBERT: Tamam (Sessizlik.) Açtım. (Sessizlik.) Çok aydınlık oldu. Yüzüme çok fazla ışık geliyor.
OPERATÖR: Tamam bu iyi bir şey. Hissettiğiniz şey normal. (Duraklıyor.) Ne giydiğinizi söyleyebilir misiniz bana?
ROBERT: Yani… normal kıyafet işte.
OPERATÖR: Sokak kıyafeti mi ev kıyafeti mi?
ROBERT: Bir saniye, bakayım. (Duraklıyor.) Pijama. Altımda pijama var. Yemin ederim günlük kıyaferimi… kotumu giydim sanıyordum.
OPERATÖR: Sorun değil beyefendi, sakin kalmaya çalışın.
ROBERT: Bir saniye, üzerimdeki de gömlek değil. Üzerimde bir şey yokmuş. Allah kahretsin.
OPERATÖR: Sadece pijama altı o zaman. Bugün duş almamış olduğunuzu farz edebilir miyiz?
ROBERT: Bilmiyorum.
OPERATÖR: Şimdi banyoya gidip havlunuzun nemli olup olmadığını kontrol edebilir misiniz lütfen? Mümkünse eğer?
ROBERT: Evet edebilirim sanırım.
OPERATÖR: Çok güzel.
ROBERT: Banyoya gidiyorum. (Duraklıyor.) Tamam, geldim. Banyodayım. Havlum burada…
(Sessiz hıçkırıklar.)
OPERATÖR: Beyefendi?
ROBERT: Havlu kuru.
OPERATÖR: Tamam, olsun. O zaman şimdi pencereye ışığın olduğu yere geri gidelim olur mu? Işığa doğru yürüyün. (Duraksıyor.) İsminiz nedir beyefendi?
ROBERT: Robert.
OPERATÖR: Tekrar merhaba Robert. Benim ismim Cherise.
ROBERT: Merhaba Cherise.
OPERATÖR: Bugün bizi aramakla doğru olanı yaptın Robert. Birazdan oraya yardım göndereceğiz, hiç merak etme. Onlar varana kadar da ben senle telefonda duracağım. Tamam mı?
ROBERT: Evet tamam.
OPERATÖR: Şimdi, Robert, bugün bir şey yedin mi?
ROBERT: Evet. Birçok kere.
OPERATÖR: Robert şu anda da mı yemek yiyorsun?
ROBERT: Gün içinde ağzıma bir şeyler attığım çok oluyor.
OPERATÖR: Tamam, bugün ne yediğini sayabilir misin?
ROBERT: Hepsini mi sayayım?
OPERATÖR: Evet.
ROBERT: Tam emin değilim. Şimdi sabah eşim evden çıkmadan önce kahvaltıyla başladım… omlet, kızarmış ekmek ve kahve… sonra galiba o gittikten sonra bir kase mısır gevreği yemiş olabilirim.
OPERATÖR: Bu kadar mı?
ROBERT: Bir saat sonra filan… fıstık ezmesiyle bir tane muz yedim.
OPERATÖR: Muzu doğradın mı?
ROBERT: Hayır. Doğrudan kavanoza bandırdım, çünkü etrafta kimse yoktu. (Duraksıyor.) Etrafta hiçbir zaman kimse olmuyor.
OPERATÖR: Tabak filan?
ROBERT: Hayır.
OPERATÖR: Öğle yemeğine kadar bunları mı yedin?
ROBERT: Hayır.
OPERATÖR: Başka ne yedin?
ROBERT: Tost yaptım… bir kase mısır gevreği daha yedim sanırım sonra… bir de çubuk kraker, peynirli olanlardan. Onlar çok iyi oluyor.
OPERATÖR: Evet hakikaten öyle. (Duraksıyor.) Bunlardan sonra öğle yemeği de yedin mi yoksa öğle yemeği bunlar mıydı?
ROBERT: (Duraksıyor.) Salam vardı… çok fazla salam.
OPERATÖR: Ekmek arası mı?
ROBERT: Hayır. Ekmek yoktu. Sadece dilim salam. (Duraksıyor.) Bir de şey yedim… birkaç kaşık çikolata sosu… çarliston biber, galiba, bir de yoğurt. Büyük kapta yoğurt. Şeftalili.
OPERATÖR: Anladım. Robert bu tarif ettiğin şeyin öyle yemeği olmadığının farkındasın, değil mi?
ROBERT: Yoo gayet de öğle yemeği. Kuralların olmadığı yerde buna öğle yemeği deniyor Cherise.
OPERATÖR: Herhangi bir noktada çarliston biberi şeftalili yoğurda bandın mı?
ROBERT: Olabilir. Özür dilerim.
OPERATÖR: Önemli değil. (Duraksıyor.) Şimdi, Robert, bugün hiç iş yaptın mı?
ROBERT: Sanmıyorum. Bir toplantım var, onun için notlarımı hazırlayacaktım ama… başladım da… notlara başladım.
OPERATÖR: Başladın ve sonra ne oldu?
ROBERT: Internette yapabileceğim bir sürü eğlenceli şey var… o yüzden onları yaptım. (Duraksıyor.) Hatırladığım kadarıyla biraz gitar da çaldım… ha, bir de bozuk para kavanozundaki bütün 10 kuruşları ayırdım, o da epey bir vaktimi aldı.
OPERATÖR: Niye böyle bir şey yaptın?
ROBERT: Dört yüz yetmiş beş tane 10 kuruşum var.
OPERATÖR: (Duraksıyor.) Başka?
ROBERT: Sonra mirketlerle ilgili bir YouTube videosu izledim.
OPERATÖR: Belgesel mi?
ROBERT: Evet. (Duraksıyor.) O videodan da şeye atladım… başka videolara… belgesel olmayan… neyse.
OPERATÖR: Porno film izlemeye başladın yani.
ROBERT: Evet.
OPERATÖR: Mirketlerden doğrudan pornoya mı geçiş yaptın?
ROBERT: Öyle oldu, evet.
OPERATÖR: (Duruyor.) Ne kadar sürdü bu videoları izlemen?
ROBERT: Önemli değil çünkü kendi programımı kendim yaptığım için… anlatabiliyor muyum? (Duruyor.) Cherise?
OPERATÖR: Anlıyorum. Şimdi, hiçbir iş yapmadığına göre, bugün spor yapmış olma ihtimalin var mı?
ROBERT: Hatırlamıyorum… ihtimal vardır herhalde evet.
OPERATÖR: Evde etrafa bakıp spor yapmış olabileceğine dair herhangi bir kanıt görüyorsan bana söyleyebilir misin? Spor ayakkabısı, şort, ab burner gibi? Herhangi bir şey.
ROBERT: Iı.. bir şey göremedim. Galiba. (Duraklıyor.) Dur dur, yoga minderi var burada.
OPERATÖR: Aa tamam çok iyi. Senin yoga minderin mi?
ROBERT: Hayır.
(Hüngür hüngür ağlama sesleri.)
OPERATÖR: Robert? Hatta kal lütfen, tamam mı? Ambulansın gelmesine çok az kaldı, onlara kapıyı açabilmen lazım. Yapabilecek misin bunu?
ROBERT: Tamam.
OPERATÖR: Demin bir toplantıdan bahsettin. Toplantın saat kaçta?
ROBERT: 16:30.
OPERATÖR: Tamam, o zaman, sağlık ekipleri notlarını hazırlamana ve duş alıp giyinmene yardım edecek.
ROBERT: Alt tarafı bir skype görüşmesi.
OPERATÖR: Fark etmez. Eşin eve dönmeden etrafı toplamana da yardım edecekler, tamam mı Robert?
ROBERT: Teşekkür ederim.
OPERATÖR: Ama onlar gelene kadar başka bir şey yemek ve mirket videosu izlemek yok, anlaştık mı?
(Sessizlik.)
ROBERT: Evden çalışıyorum ben.
OPERATOR: Şşş-şşş tamam… biliyorum.