Türkiye’de her gün, her dakika yeni zamlara şaşırarak, sonra da alışarak yaşamaya devam ediyoruz. Doğum kontrol hapı, kondom ve spiral (Rahimiçi Araç/RİA) gibi doğum kontrol yöntemlerine Şubat 2022’den beri %300 civarı zam geldi. Bu durum cinsel sağlık ve üreme sağlığı alanında çalışan pek çok sivil toplum kurumu* tarafından eleştiriliyor, kadınların doğum kontrol yöntemlerine ücretsiz erişebilmesi için devletin harekete geçmesi gerektiğini, hijyenik ürünler ve ilaç fiyatlarındaki KDV oranlarının sembolik olacak şekilde tekrar düzenlenmesini talep ediyorlar. Kadınların doğum kontrol yöntemlerine ulaşamamasının nasıl problemler yaratabileceği üzerine Çengelköy’ün Güzeltepe Mahallesi’ndeki kadın eczacılardan biriyle konuştum.
Önce, fiyatlardaki artışların kadınları nasıl etkilendiğini, alışveriş yaparken bu konu üzerine neler konuşulduğunu merak ediyorum: “Örneğin, sürekli gelen 2 kadın haptan 3 aylık iğneye geçti, daha ekonomik olduğunu düşünerek. Yine sık gelen bir kişi de rahim içi araç (RİA/spiral) taktırdı.
Şubat 2022’den beri, 21 tableti olan doğum kontrol hapları ortalama 82 lira civarından 250 lira civarına yükseldi. Ayrıca spiral/RİA 580 lira civarından 1300 lira civarına kadar yükseldi.
“Yine dogum kontrol almaya gelip de fiyatı duyunca şok olan ve ‘bırakmak lazım’ diyen bir danışana nasıl bir alternatif düşündüğünü sorunca bana tüplerini bağlatmayı düşündüğünü söyledi. Çünkü kesinlikle gebelik istemiyor, 2 çocugu varmış ve yaşı 35 oldugu için ilacı da bırakmak istiyormuş. Kadın doğumcusu da artık bırakmasının daha doğru olacağını söylemiş.”
Kondom dışında spiral, hap, iğne gibi yöntemlerin daha fazla tercih edildiğini ve doğum kontrol haplarının fiyatlarının herkes için çok yüksek olduğunu ekliyor görüştüğüm eczacı: “Fiyat karşısında herkes ilk anda bir şok yaşıyor fakat alıyor da. Kondom satışı biraz daha düştü açıkçası. Tek tük gece nöbetinde ‘acil durum’ nedenli bir kondom alımı var diyebilirim.” Yani doğum kontrolü meselesi kadınların hap kullanmasına bağlı olduğunda, doğum kontrol kadınların bedenine yüklenen bir sorumluluk ve baskı unsuru haline geliyor. Bu baskı ve sorumluluk, sürekli yapılan zamlarla her geçen gün artıyor.
Konuştuğum eczacı, aslında sürekli hap alanlar için 3 aylık paketlerin daha ekonomik olduğunu da belirtiyor: “Ama insanlar bir seferde 600-700 lira vermemeyi tercih edebiliyor… Hatta geçen gün biri ‘dur bakalım, bir dahaki ay belki de almam, vazgeçerim’ dedi. Herhangi bir yöntem kullanmayıp eski usül ‘geri çekilme’ yöntemine geri dönmek yani.” Kondom fiyatlarının şu anda 80-150 lira olduğu düşünülürse geri çekilme yönteminin benimsenmesi tuhaf değil. Geri çekilmenin barındırdığı riskler dolayısıyla güvenilir bir korunma yöntemi olarak benimsenmesi mümkün değil. Ayrıca tabii ki bu yöntem, kadınları cinsel yolla bulaşan sifilis, gonore, klamidya, hepatit, herpes, mantar, HPV ve HIV gibi pek çok enfeksiyona maruz bırakma riski taşıyor.
Herhangi bir doğum kontrol yöntemi uygulanmadığında, olası gebeliği önlemek için son çare olarak başvurulan, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı hiçbir koruma sağlamadığı gibi, kadınların hormon dengesini ve metabolizmasını altüst eden ertesi gün haplarının fiyatları ise, Şubat 2022’den bu yana 180 lira civarından 416 lira civarına fırlamış durumda.
Bundan sonraki süreç için nasıl öngörülerinin olduğunu merak ediyorum, durum pek iç açıcı görünmüyor: “Valla bir şey demek zor, ama kesinlikle çocuk istemediğini söyleyen çok. Panikle gelip gebelik testi isteyen insanlar oluyor. Aslında ‘çocuk rızkıyla gelir’ denebilen bir bölgedeyim. Ama artık ekonomik kriz dolayısıyla insanlar çocuk olmasını istemiyor ve endişeleniyorlar gibi görünüyor.”
Geçtiğimiz bir yılda doğum kontrolü için kullanılan yöntemlerin neredeyse 3 katı oranında zamlanması pek çok kadının ekonomik olarak bu yöntemlere erişememesi demek. Bu da istenmeyen gebeliklerde artış ve fiili kürtaj yasağı dolayısıyla doğuma mecbur edilmek demek. Kadınların sağlığını tehdit eden merdiven altı kliniklerde yaptırılmak zorunda kalınan veya binlerce lira dökülerek özel hastanelerde yaptırılan kürtajları saymazsak tabii. Her durumda ekonomik kriz psikolojik ve fizyolojik (cinsel sağlık) olarak da en çok kadınları etkiliyor gibi görünüyor. Halbuki doğum kontrol partnerlerin ortak alması gereken bir karar ve sorumluluk olmalı; doğum kontrol yöntemlerine ekonomik olarak erişim kolaylaştırılmalı.
*CİSÜ Platformu, Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği (KİH-YÇ), Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, Sağlık Hakkı Derneği
Ana görsel: Cinsel Şiddet Haberleri için Görsel Arşiv