Erica Tennenhouse’un 23.10.2018’de Science dergisinde yayımlanmış olan “Birth canals are different all over the world, countering a long-held evolutionary theory” başlıklı haberinin çevirisidir.
Bir annenin doğum kanalı şekli, iki karşıt evrimsel güç arasında büyük bir çekişme konusu: Büyük beyinli bebeklerimizin içinden geçmesini sağlayacak kadar geniş, ancak kadınların rahatça yürüyebileceği kadar dar olmalı. Şimdiye kadar yaygın görüş buydu. Ancak yeni bir çalışma, tüm dünyada kadınların doğum kanallarının şekillerinin çeşitlilik gösterdiğini ortaya koyuyor.
University College London’da insan evrimi uzmanı olan ancak bu çalışmanın parçası olmayan Jonathan Wells, “Antropolojide kadın pelvisinin, “obstetrik ikilem” olarak da bilinen evrimsel bir uyuşma ile şekillendiği düşüncesi etkili olmuştur” diyor. “Ancak son çalışmalarda bu sorgulandı ve araştırmaya yeni bulgular eklendi.” Eğer obstetrik ikilem doğru olsaydı, doğum kanallarının dünya çapında kısmen tek tipleşmesi beklenirdi” diye ekliyor Wells. Fakat araştırmacıların bulguları başka yönde.
Roehampton Üniversitesi’nde biyolojik antropolog olan Lia Betti ve Cambridge Üniversitesi’nde evrim ekoloğu olan Andrea Manica, dünyanın 24 farklı bölgesinden 348 dişi insan iskeleti pelvisi ölçtü. Doğum kanalları birbirlerinin karbon kopyaları olmaktan çok uzaktı:
Ekip Sahraaltı Afrika ve bazı Asya popülasyonlarından gelen kadınların kanalları soldan sağa dar ve önden arkaya derin olduğunu gözlemlerken, Kızılderili kadınlarda daha geniş kanallar görülmüş. Yerli Amerikalılar ve Avrupalılar’daysa en oval şekilli üst kanallar tespit edilmiş.
Lia Betti ve Andrea Manica şöyle yazıyor: “Kadın pelvisi hakkında öne sürülen evrimsel kısıtlılık olsa da, farklı şekillerde pelvik kanallara sahip insan popülasyonları ile birlikte kadınların doğum kanalı kemiği şeklinin aslında son derece değişken olduğunu gösterdik. Modern tıp anlayışı, büyük ölçüde Avrupalı kadınlar üzerine yapılan çalışmalar üzerinden geliştirildiğinden, dünyanın farklı bölgelerinden gelen kadınlar arasında önemli ölçüdeki kanal şekli farklılığının, çok etnikli toplumlardaki modern obstetrik uygulamalar için önemli çıkarımlar doğurduğunu söyleyebiliriz.”
Betti ve Manica, Afrika’dan daha uzak topluluklarda, örneğin Amerikan yerlilerinde, doğum kanallarında daha az değişkenlik olduğunu saptadılar. Bu bulgu, diğer özellikler söz konusu olduğunda da görülmüş: Afrika’dan göç ederek dünyanın başka coğrafyalarına yerleşen küçük gruplar arasındaki gen ve özelliklerin daha düşük değişkenlik gösterdiği düşünülüyor. Bu durum ille seçilim baskısından ötürü değil, şans eseri oluşmuş olabilir.
Betti, çalışmanın doğum pratiklerini geliştirebileceğini söylüyor. Örneğin doğum sırasında fetüs doğum kanalından büküm geçişini başarmak için dönmelidir ve bu hareketler doğum kanalının şekline bağlı olarak değişebilir. Betti; konuştuğu ebelerin, örgün eğitimlerinin bir parçası olmamasına rağmen, dünyanın farklı bölgelerinden gelen kadınların doğumlarının değişkenliğinin farkında olduklarını söylüyor. Yeni bulguların, bir bebeğin hareketlerinin belirli bir çevre için normal addedilenden farklı olması durumunda, bunun her zaman endişe nedeni olmayabileceğini gösterdiğini söylüyor. Bu durum, basitçe dünya çapındaki doğum kanallarının farklı olduklarını gösteriyor.
Sıcaklık da bir faktör olabilir. Soğuk iklimler, sıcağı tutmakta daha iyi olan daha geniş vücutlarla uyum sağlar ve bu da doğum kanalı şeklini etkileyebilir. Ancak pelvik verileri bu eğilimi sadece zayıf bir şekilde izledi. Wells, diğer çevresel faktörlerin etkili olabileceğini ve hala araştırılması gerektiğini söylüyor.
Ana görsel: Alttaki doğum kanalı önden arkaya doğru daha derin ve daha yuvarlakken, üstteki doğum kanalı, soldan sağa daha geniş ve daha ovüler.