Ebu Zeyd ve el Haris develer üstünde seyahat halindeyken arada aşk yapmayı da ihmal etmiyorlar. Öpüp koklaşan aşıkların halelerinin birleşiminden altın yaldızlı bir kalp çıkmış. Kalbin ucunu ise buluşan elleri tamamlıyor. Dünyada kalp şeklinin kullanımının erken örneklerinden olan bu minyatür 13. yüzyıla ait bir el yazmasından.
12. yüzyılın başlarında yaşamış olan Basralı Arap bir şair ve üst düzey Selçuklu bürokratı olan Hariri’nin kaleme aldığı El-Maḳāmāt el-Ḥarīrī’, Suriyeli Ebu Zeyd adlı serseri gezginin maceralarını, el Haris adlı bir tüccarın gözünden anlatıyor. İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan, muhtemelen Bağdat’ta 1242 ve 1258 arasında tamamlanmış ve günümüze ulaşmış olan bu minyatürlü el yazması gibi, dünyada Maḳāmāt (meclis) hikayelerinin anlatıldığı birkaç değişik el yazması var.
Tarihçi Oleg Grabar’a göre Leningrad, Paris ve İstanbul’dakiler benzer bir mizaca sahip; üçü de çevrelerinde gördüklerini ve yaşadıklarını anlatmak için bu hikayeleri bir çıkış noktası olarak kullanmış. Minyatürler de birebir hikayelere uymuyor. Kendi yaşamlarını anlatmak için neden Maḳāmāt adlı bu hikayeleri seçtikleri ise güncelliğini koruyan bir soru. Cevabı her ne ise, Moğol istilasından önceki Arap dünyasının sosyal ve kültürel tarihine dair birçok ipucu barındırdığı kesin. Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan yazmada Yahya ibn Mahmud ibn Yahya ibn Abi al-Hasan ibn Kuwwarih al-Wasiti tarafından yapılmış 56 tane minyatür var.
Yazmanın diğer sayfalarını görmek isterseniz, buraya.