Sevgili 5Harfliler,
Tadımız tuzumuz da pek yok ama, uzun aradan sonra yeni bir dev buluşmamız var. Neydi tanımı dev buluşmanın? Yeşilçam filmlerinde iki kadının karşılaşmasıydı ve ne hikmetse bu kadınlar sadece bir erkeğin iyiliğinden, hoşluğundan, ne süper bir adam olduğundan bahsediyorlardı hep. Çünkü kadınların başka da konuşacak bir şeyleri yoktu. Şimdiye dek altı buluşma yayınlamışız. Bu yedincisi.
Olaylar adı Kaldırım Çiçeği olan filmde geçiyor. Çolpan İlhan kocasından (bence de) makul sayılabilecek nedenlerle ayrılmak istiyor ve evi terk ediyor. Lakin kocasının hayatına hop başka bir kadın giriyor. Çolpan bakıyor ki, evliliği hepten tehlikede bavulunu kaptığı gibi kendi evine dönüyor. Sinirleri yatışmış ve kafasında sadece evliliğini kurtarmak fikri var, bu sebepten eve döndüğüne neyle karşılaşırsa karşılaşsın hoşgörülü olacak. Aslında anahtarıyla kapıyı açıp eve girdiğinde karşılaştığı diğer kadın da zaten misafir olarak kaldığı bu evi terk etmek üzere.
Her ikisinin de elinde bavul, bir gider, biri döner iken karşı karşıya geliveriyorlar. Aralarında derhal samimi bir ilişki kuruluyor. Biz de bir erkeği korumak uğruna adım atılan sonsuz düzlüklerde iki kadının neredeyse neşe içinde koşturmalarına, güzel güzel anlaşmalarına şahitlik ediyoruz.
Buradaki adamın adı Orhan. Çolpan’ın canlandırdığı karakterin adı Cavidan, diğer kadının adı burada Melek! Filmin yönetmeni Nuri Ergün, senaryosu, Safa Önal imiş, yapım yılı 1969. Çolpan İlhan’ın karşısındaki aktris Mine Mutlu.
Çolpan kapıyı anahtarıyla açar, eve girer ve Mine Mutlu ile karşılaşır:
Melek- Hoş…. E hoşgeldiniz.
Cavidan- Yoksa tanıdınız mı beni?
– Karısı Cavidan Hanım’sınız.
– Siz de Melek Hanım olacaksınız…. Ne kadar güzelmişsiniz.
– Siz de.
– Hepimiz için güç bir durum olacak ama Orhan’dan ayrılmayacağım. Bilmem anlatabiliyor muyum?
– Anlıyorum.
Cavidan etrafa şöyle bir göz atarak:
– Temiz, becerikli ve güzelsiniz. Orhan’a şimdi daha çok hak verdim.
– Sizi hiç böyle zannetmemiştim. Güleryüzlüsünüz, şıksınız, tahammüllüsünüz. Beni hemen döveceğinizi, kovacağınızı….
– Yanılmıyorsunuz. Eskiden o dediğiniz gibiydim.
– Öyleyse Orhan Bey de çok şaşıracak.
– Bakalım göreceğiz.
– Ben göremeyeceğim. Gidiyorum.
– Nereye?
– Kendi hayatıma.
– Olmaz öyle şey.
– Siz geldiniz diye değil, zaten gidiyordum.
– Neden, niçin?
– Kocanızın başına olmayacak işler açtım. Benim yüzümden herkesle kötü kişi oldu. Kavga etti. Böyle bir yaşamayı ben çoktan kaybetmişim meğer. Anlatamam.
– Hiç değilse Orhan gelene kadar bekleyin. Gitmeyin.
Bu kadardı. Hemen sonraki sahnede de, Mine Mutlu’nun Orhan’ı oturup beklemediğini, bu konuşmadan sonra evden ayrıldığını seyrediyoruz. Mine Mutlu sağduyulu bir kadın zahir.
Bir sonraki dev buluşmaya kadar, aşağıdakileri okuyup gönül eyleyebilirsiniz:
Onu hakikaten sevdiğiniz emin olsam sizi takdir ederim (kullanma kılavuzuyla beraber)
Haluk’u senin elinden alacağım (çok karışık ilişkiler)
Ona layık olan sensin (dev buluşmadan öte bir zirve)
Beni acılarımla başbaşa bırak (Bir sabır testi)
Cemil sizi sevmekte haklıymış (4. Murat uğruna)
Gelin Ferdi’ye bir iyilik edelim (ilk göz ağrısı)