Düzenli okuyucu, “Dev Buluşma” serisini hatırlayacaktır. İlki Gelin Ferdi’ye bir İyilik Edelim başlığıyla yayınlandı. Bu, bir erkeğin annesi ile sevgilisinin buluşmasını ve öpüşerek ayrılmalarını konu ediniyordu, Cemil Sizi Sevmekte Haklıymış adı altında yayınlanan ikincisinde, Cemil’in karısı ve sevgilisi buluşuyor ve birbirlerini anlayarak ayrılıyorlardı.
Serinin üçüncü yazısını iftiharla sunuyor ve seyrek aralıklarla da olsa devam edeceğini sevinçten gözlerim dolarak belirtiyorum. Bu karşılaşmalar o kadar güzeller ki, bu yazılardan dergi, kitap, ansiklopedi yapmak, bu seriyi de külliyatımın en süslü tahtına oturtmak istiyorum. Bunları bulmanın kolay olduğu da sanılmasın lütfen! Beni yüzlerce iyi ve kötü filmin olduğu büyük, çok büyük bir çuvalın içine başımı sokmuş, sürekli ve sürekli ararken düşünebilirsiniz.
Bu üçüncü buluşma Gülbahar ile babasını Gülbahar’ın “kirli” ellerinden kurtarmaya çalışan Nazlı arasında geçiyor. Film, 1983 yapımı Yasak İlişki, yönetmeni Orhan Elmas. Konuşmalardaki bazı kelimelerin harflerini yine ve bilhassa büyük yaptım.
ilk karşılaşma anı ve aşk yuvası
-Adım Nazlı Canoğlu. Buraya nasıl biri olduğunu merak ettiğim için geldim. Demek AŞK YUVANIZ burası.
-Mutfaktaydım. Geleceğinizi bilseydim.. Bir kahve ister misiniz ya da soğuk bir şey?
-Cüretine, şu sakin haline şaştım. Oysa sen bunca zaman FIRTINALAR içinde YÜZMÜŞ bir kadınsın.
-Babanızın buraya geleceğinizden haberi var mıydı?
-Olsaydı ne olurdu sanki?
-Sizinle tartışmayı düşünmüyorum. Bir mesele çıkarmayı da asla.
-Bir YILAN gibi BİTTİN yüreğimizde. Ailemizi YANGIN YERİNE çevirdin. Babamdan başkasını bulamaz MIYDIN? Para karşılığında yattığın erkekler içinden niçin babamı seçtin, niçin? Kendine gel, utan, haddini bil. Seninle bir arada olamayız. Aynı havayı TENEFFÜS etmemiz bile imkânsız. Sen o derece kirlisin ki, o derece kokuşmuş bir hayat kadınısın ki, bunu kimse unutamaz. Günahla dolu VÜCUDUN cehennem ateşinde yansa bile Allah suçunu bağışlamayacak senin, BAĞIŞLAMAYACAK. (Dayanamarayak burada araya giriyorum okuyucu: AY BİR SUS!)
Nazlı’nın hissiyatı böyle
Gülbahar sabırla dinlemektedir
-Bağışlanmayı hiç beklemiyorum küçük hanım. Anamdan doğduğumda YOSMA değildim.(*) Sen varlıklı bir hayat sürdün, bense yoksul. Senin güçlü bir BABAN var, benimse hiç kimsem. Yerlerimizi kader değiştirmiş olsaydı sende aynı günahı işlerdin MECBUREN.
-Babamın YAKASINI bırakmak için kaç para istiyorsun? Mücevherlerimi satarım, dostlarımdan isterim. Söyle ücretin ne?
-Şu kirli bedenimdeki yüreğim satılık değil. Babana aşığım ve kimse bunu satın alamaz.
-Demek terk etmeyeceksin babamı. Doğacak rezaletlere, kopacak fırtınalara hazırsın.
-İçini boşalttın, rahatladın. Şimdi git ve BENİ ACILARIMLA BAŞBAŞA BIRAK.
Ve Nazlı asabiyetiyle çıkar gider, sahne biter.
(*) İşte, biri çıksa “şu meşhur ‘anamdan yosma doğmadım’ repliği mesela hangi filmde geçiyordu?” diye sorsa, cevap veremeyiz hemen. Bu film, cevaplardan biriyimiş.
