Beyaz TV’deki Derin Futbol programında son birkaç haftadır tantanalı dakikalar yaşanıyor. Hatırlayalım, bir iki ay önce futbolcu Ümit Özat kadınların futboldan anlamayacağını iddia etmiş ve HaberTürk spor spikeri Simge Fıstıkoğlu tarafından hırpalandıktan sonra ‘Ben bu konseptin içinde yer almak istemiyorum’ diyerek oyuncağını da alıp stüdyoyu terk etmişti (bkz. 5H haberi) Bu olayın üstüne Reha Muhtar Vatan’daki köşesinde ‘Ümit Özat kadınlara laf çakmayı değil, Aziz Yıldırım’ı korumayı amaçlıyordu’ diye yazmış. Geçen haftaki Derin Futbol programında da Ümit Özat ve ağğbiisi Ahmet Çakar Reha Muhtar’a cevap vermiş ve Reha Muhtar canlı yayına telefonla bağlanarak yavrularına yayın ahlakı dersi vermeye kalkmış. Sırf o da değil, Derin Futbol programına ‘geyik’, Ümit Özat’a ‘yavrucuğum’ diye hitap etme gafletinde bulunuyor.
İşte olaylar bundan sonra çok hızlı ve tahmin edilemez bir biçimde gelişiyor. Ahmet Çakar herkesin gözleri önünde kısa devre yapmaya başlıyor:
Ahmet Çakar: Benim programıma geyik deme.
Sunucu: Biz sizden böyle öğrenmedik Reha usta. (Ehem, nasıl öğrenmiştiniz canım? bir Reha Muhtar yayıncılık ilkeleri dosyası mı açsak ne?)
Ahmet Çakar: Benim içinde bulunduğum programa geyik diyenin boynuzlarını keserim! Allah’ın oğlu, kralı benim programıma geyik diyemez.
… (Buralarda daha çok bağırsaktan sesler çıkıyor, karambolden kelimeler fırlıyor)
Yayıncılığın sahne arkasını deşifre ederek devam ediyor:
A. Ç.: Bir adamı konuşmada ezmek istiyorsanız iki şey yaparsınız; görselse onu alt tarafta oturtursunuz, ya da yavrucuğum, evladım gibi, sözde çok yumuşak sevimli ama ezici karizma sözlerle hırpalamaya çalışırız girişte. Bir de sakın Reha! Maymunları haber bülteninde gösteren, bir cüceyle bir uzun boylu adamı gösteren…
Ümit Özat araya karışıyor: Acı var mı acı?
A.Ç. : …tecavüze uğramış bir kadına, acı var mı, diye soran.. Eğer bu yayıncılıksa, kimse kusura bakmasın bizimki burada üniversite eğitimi.
İşte devrelerin yandığı, stüdyonun karardığı, bütün bir kariyerin, hayatın can bulduğu ana prensibi açıklıyor Ahmet Çakar, önce gözlerini kısıyor sonra sesini derinleştiriyor:
Ama şunu bilsin ki ayıyla yatağa girilmez.
Kim olduğunu tam çıkaramadığım biri ve muhtemelen binlerce seyirci: Haydaaaa!
Ahmet Çakar.: Ayı kim? Biz, ben. (1. tekil şahısla 1. çoğul şahısı ne kadar ustalıkla kullandığına bakın.)
A.Ç.: …Ayı benim ayı. Ben ayıyım. Ayıyla yatağa girilmez. Burada herkes ayı. En gencimiz ayı da Ümit’tir. (Ümit’in omuzlarını yoğurarak.)
Genç ayı Ümit
Ayıyı, ne demek istediğimi anladın?
Sunucu: Evet, anladım hocam. (Neaaa??)
| ayı isim, hayvan bilimi |
|---|
| 1. isim, hayvan bilimi Memelilerin etobur takımından, beş parmaklı, tabanlarına basarak yürüyen, yurdumuzda boz türü bulunan, iri gövdeli hayvan, kocaoğlan (Ursus arctos) |
| 2. ünlem Kaba saba olan insanlar için kullanılan bir seslenme sözü |
Bir de kültürel referansımıza göz atalım ve Oğuz Kağan Destanı’ndan şu sözleri hatırlayalım:
Ayağı öküz ayağı gibi (kuvvetli), beli kurt beli gibi (ince), omuzları samur omuzu gibi, göğsü ayı vücudu gibi (kuvvetli) ve bütün vücudu tüylü idi. Yılkı güder, ata biner, av avlardı. Günlerden, gecelerden sonra yiğit (delikanlı) oldu.
Ayıyı hayvan anlamında söylemiyorum. Ayıyla yatağa girdin mi hırpalanırsın. Bir de burda kıdemli ayılar var.
Sunucu lafı çevirmeye çalışıyor, hocam, Fenerbahçe, diye cümleye başlıyor ama alıyor cevabını:
AYIYLA YATAĞA GİRME!
Bi’ dakka yaa beni konuşturtmayın yiaaa. Türk futboluna 30 yılını vermiş Ermanla, 25 yılını vermiş Ahmet’e burası hergele meydanı demek yayıncılıksa… Bize hergele diyeceksin? Ondan sonra biz senin boğazını sıkmak için bizi güvenlikçiler tutacak. Doğrudur yaptım. Maalesef ve maalesef Reha Muhtar’ın elinde var bu kayıtlar, benim onun üzerine uçarken.
Benim ben ben.
Etkilenmiş: Sen, Reha’nın üstüne uçarken?
A.Ç.: Evet ben. Kayıtları var, bunların hepsinin yayınlanması lazım. (gururla sunar)
Bi’ dakka Sinan! Beni biliyorsun, ben ayıyım. Benimle yatağa girdin mi, adamın aklını alırım.
İşte kayıt, doya doya izlenesi:
Ahmet Çakar – Reha Muhtar Kavgası (derin Futbol) | izlesene.com
