Netflix orijinal dizisi olan Delhi Crime 2012 yılındaki Delhi toplu tecavüz olayını anlatıyor.
16 Aralık 2012 tarihinde, 23 yaşındaki Jyoti seyir halindeki otobüste, otobüs şoförü de dahil, 6 erkeğin toplu tecavüzüne uğruyor. Aynı zamanda, ucu kancalı bir demir vajinasına ve anüsüne sokup çıkarılarak rahmi zedeleniyor ve bağırsağı dışarı çıkartılıyor. Sonra da çırılçıplak soydukları bedenini yola atıp otobüsle ezerek öldürmeye çalışıyorlar. Ve Jyoti, 13 gün sonra hastanede hayatını kaybediyor. Olaydan sonra tecavüzcülerin altısı da tutuklanıyor. Biri yargı süreci devam ederken intihar ediyor. Bir diğeri 18 yaşından küçük olduğu için 3 yıl süreyle ıslahevine gönderiliyor. Diğer dördü ise idam cezası alıyor. Bu arada, Hindistan’da haftalarca eylemler, protestolar ve polisle çatışmalar gerçekleşiyor. “Hindistan’ın kızı” Jyoti, medyada Nirbhaya yani “cesur yürek” olarak anılıyor.
Peki Richie Mehta, Delhi Crime’da bütün bu süreci nasıl anlatıyor?
Delhi Crime bir police procedural dizisi. Hindistan’daki polislerin donanımsızlığı, kolonyalizmin doğal sonuçlarından biri olan polisler arasındaki hiyerarşi, bürokrasinin dayanılmaz korkunçluğu ve erkeklerin siyasi çekişmeleri. İnanılmaz olan şu ki, dizi, tüm bu zorluklara ve eksikliklere rağmen polislerin işini ne kadar iyi yaptığı ve ne kadar çok çalıştığı üzerine kurulu.
Polis seviciliği üzerine bir dizi yapmak için 2012 Delhi toplu tecavüz olayından faydalanmaksa korkunç. Dizinin yaratıcısı, yönetmeni ve yazarı Richie Mehta da polislere olan sevgisini toplu tecavüz vakasıyla gösterme niyetini açıkça dillendirmekte hiçbir beis görmüyor. Mehta, konuyu araştırırken polis memurlarını daha iyi tanıma şansı yakalamış ve onların insancıl taraflarını göstermek istemiş. Miş.
Haliyle, dizi boyunca gece gündüz durmadan çalışan, davayı çözmek için evine gitmeyen ve yapısal zorluklara karşın “işini (iyi) yapan polis” imgesiyle karşı karşıya kalıyoruz. Tecavüzü toplumdan ve insandan bağımsız dış bir olguymuşcasına ele alarak ne olursa olsun engellenemeyeceği savıyla işini yapan polis imgesini tekrar güçlendirmekten de kaçınmıyor. Bhupendra, akşam karanlığında camları filtreli olan bir otobüsü trafikteki insanların bile fark etmediği bir durumda polis ne yapabilir(di) ki diyerek teselli ediyor polis arkadaşını. Lakin, tecavüz olayından önce aynı akşam 6 kişilik bu grup başka bir adamı da otobüste soyup, neyi var neyi yok alıp otobüsten atıyor. Ama bu kişi polise gitmesenin hiçbir şeye yaramayacağını düşündüğü için karakola gitmek yerine evine gidiyor o gece. Ve lisansı bile olmayan bu otobüs saatlerce şehirde turlamaya devam ediyor.
Jai Singh, otobüs şoförü. ‘Tecavüz etme fikrinin sahibi’ ve ucu kancalı demirle Jyoti’ye acımasızca saldıran kişi. Diğer tecavüzcülerin ifadesine göre tecavüz etme fikrinin sahibi Singh, diğerleri sadece soygun yapmayı düşünüyordu. Onun bu fikrine karşı çıkamazlardı çünkü Singh karşı çıkılamaz bir otoriteye sahip. İki sene önce karısını kaybeden Singh etrafında mutlu çiftler görmeye dayanamıyor ve mahallede yeni evlenmiş çiftlerin ilk gecelerinde kapılarına vurarak onları rahatsız ediyor. Jyoti’ye de bu yüzden tecavüz ediyor çünkü Jyoti otobüste erkek arkadaşıyla birlikte eğleniyor ve mutlu. Hem bu mutluluk, hem de Singh’e direnmesi Singh’i çok kızdırıyor. Bu yüzden, tecavüz etmekte ve kadının bağırsaklarını dışarı çıkarmakta haklı olduğunu söylüyor Singh bir yerde. Yani dizinin Singh betimlemesi de hayli korkunç ve tehlikeli. Singh’nin karşı konulamaz bu erk otoriteye nasıl ve neden sahip olduğunu, ona “haklı kızgınlığını” veren sosyal, ekonomik ve siyasi sebeplerin neler olduğunu göstermek yerine Singh için empati kurulabilecek tehlikede bir anlatı uygun görüyor.
Başka bir sahnede ise yine iki polis aralarında tecavüzün sebeplerini konuşuyorlar. Pornolarda ve internette gördüklerini isteyen ama sonunu düşünmeden hareket eden gençlerin bir eylemi olarak açıklanıyor tecavüz. Oysa porno izlemek tecavüz oranlarının artmasına sebebiyet verir gibi basit bir nedensellik ile indirgemeciliğe gidilebilir mi? Evet, Delhi Crime bunu da es geçmiyor.
Peki kadınlar için en tehlikeli ülke sayılan ve her 18 saatte bir tecavüz olayının yaşandığı Hindistan’daki bu toplu tecavüz olayı Netflix işbirliği ve Richie Mehta erkeğinin polislerin insancıl yönünü gösterme arzuyla bir tv showuna dönüştürülmeli miydi? Baba Badri Singh’in sorusunu yinelemek gerek: Bu toplumda kadın olmak nasıl bir şeydir?