Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan bir kadın için utanç ve beceriksizlik duyguları, herkese zarar verdiği fikri çok yerleşiktir. Bunu kendimden yola çıkarak ve başka DEHB’li kadınları da gözlemleyerek rahatça ifade edebiliyorum. 

KÜLTÜR

Dalgınlığım benim, pasaklı kontesim

Gündelik hayatta insanlar olarak birbirimize bir çarkın dişlileri gibi bağlıyız. Zaman bu dişlilerin uyumlu davranabilmesi için önemli bir faktör. Geciken, takılan, dalan, uyuyan dişli diğerlerinin önünü keser. Tüm çark dağılır gider. Çarkın çalıştırdığı makine dağılır. Belki hayat durur. Ne korkunç bir senaryo. Şimdi size o çarkın bozuk dişlilerinden bahsetmek istiyorum. Onlar, yetişkin DEHB’liler, yani dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip yetişkinler. 

 

Özellikle Türkiye’de, DEHB çocukluk ve ergenlik döneminde tanısı konulan bir rahatsızlık ve yetişkinlere tanı koymak oldukça zor. Bunun en önemli sebeplerinden biri toplumsal kabuller. Yetişkinlik hayatı çarkın bir dişlisi haline gelmektir ve dediğim gibi geciken, takılan, dalan, uyuyan dişlilere tahammül yoktur. DEHB bir yetişkin için kabullenmesi zor bir hastalık. Toplum o yetişkine sorumsuz olduğunu, tembel olduğunu söyler. Belki duyarlı bir çevre, bu yetişkini depresyonda olduğunu düşündüğü için psikolojik desteğe yönlendirir fakat depresyonun esas sebeplerini bulmak uzun zaman alır. 

 

Bu yetişkinlerden biri olarak yıllardır doğru tanıyı ve doğru desteği aramakla uğraştım. Bu süreçte Türkçe kaynakların yalnızca çocuk ve ergen DEHB’lilerden bahsettiğini ve yetişkinlerdeki bozukluk hakkında ise çok az olduğunu fark ettim. Bu yüzden iş başa düştü diyerek kısıtlı Türkçe ve engin İngilizce kaynaklardan derlediğim birkaç şeyi bir araya getirmeye karar verdim. Özellikle kadınlarda dikkat eksikliği* bozukluğunun kendini nasıl gösterdiğine dair yazılmış şu yazıdan birkaç şey alıntılamak istiyorum.

 

Öncelikle Ümit Hastanesi’nin paylaştığı erişkinlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu belirtilere bakalım; 

-Aynı yaştaki arkadaşlarına göre belirgin işlev sorunları,

-Duygudurum değişikleri,

-Hangi görevin daha önemli olduğuna karar vermede güçlük,

-Önemli eşya ve önemli belgeleri kaybetme, posta, önemli evraklar ve faturaları düzenleme ve takip etmede güçlük,

-Kolayca sıkılma, okuma ve kâğıt işlerinde dikkati toplayamama,

-Kaytarma eğiliminde olma, sıkıcı gelen, ilgilerini çekmeyen işlerden kaçınma,

-İşyerinde yavaş ve verimsiz çalışma, dürtüsel kararlar verme,

-Kötü zaman yönetimi, organizasyon ve planlama da güçlük belirtileri gösterme,

-Yerinde duramama, huzursuzluk, kıvranmak, oturamama, sırasını bekleyememe,

-Sessiz etkinliklere sakince katılamama, çok konuşma, soru bitmeden cevabı yapıştırma, başkalarının sözünü kesme veya araya girme,

-Hızlı araba kullanma ve belki de kazalara karışma,

-Yeni bir iş bulmadan aniden işini bırakma, ilişkilerini kolayca bitirme,

-Okul ve iş performansında kapasitesinin altına düşük düzeyde eğitim alma,

-Parasını kötü yönetme, ev işlerini organize edememe,

-Sigara içme, madde kötüye kullanımı.

-Evlilik sorunları ve boşanma erişkin tip DEHB da en sık görülen belirtilerdir.

 

Ableist bir tavırla bu bozukluğa sahip kişilere genelde takılan isimler ‘tembel’ veya ‘sorumsuz’ olduğu için ortak yaşama dair ortaya çıkan birçok sorunun bizzat sorumlusu olarak gösterilebiliyorlar.

 

Totally ADHD (Attention-Deficit Hyperactivity Disorder) adlı, yetişkin DEHB’liler hakkında farkındalık geliştirmeyi amaçlayan bir site DEHB’lerin benimsediği fikirleri listeliyor. Bunlar içerisinde özellikle dikkatimi çeken “I am not reliable” adlı madde.

 

Bakalım tanıdık gelecek mi? “Güvenilir olamıyorum. Fakat umutsuzca insanların bana güvenmesini istiyorum. Bir süre inanılmaz iyi şeyler yapıyorum, fakat bir süre sonra BAM tamamen batırıyorum. Başarıdan mı korkuyorum? Mali durumumu ve ilişkilerimi neden sabote ediyorum? Benim sorunum ne? Ben aptal bir eziğim!” 

 

Oysa yazıda da belirtildiği gibi DEHB’li biri için irade kavramı, fiziksel olarak çelimsiz biri için güç kavramıyla eşdeğer gibidir. Bir insanın fiziksel olarak güçsüz olmasını nasıl genetik ve çevresel faktörlerle açıklayabilirsek ve bu faktörler kişiden bağımsız gelişebiliyorsa aynı şekilde DEHB de beynimizin genetik ve çevresel faktörler yüzünden irade konusunda gösterdiği eksiklik olarak tanımlanabilir. 

 

‘İrade eksikliği’ nörotransmitterlerin yani beynimizde mesaj ileten ve anıların oluşmasını sağlayan bir kimyasalın eksikliği olarak açıklanabilir bu bozuklukta. 

 

Özellikle hiperaktif bozukluğu hep erkek çocuklara yakıştırdık. Belki de toplumsal cinsiyet kurallarının yarattığı baskı yüzünden DEHB’nin kız çocuklarında ve kadınlarda farklı geliştiğini görmek bu yüzden çok ilginç. Klasik DEHB semptomlarına baktığımızda gözümüz hiperaktif baskın özellikleri arar fakat yaşıtı bir erkek çocuğa kıyasla hareketleri daha fazla sınırlanan kız çocuklarda ve kadınlarda dikkat eksikliği baskın semptomlar daha fazla öne çıkabilir. 

 

Ben dikkat eksikliği baskın biriyim fakat hiperaktif belirtiler göstermiyordum. Evet çok sabırsızdım ama aşırı hareketli değildim. Hatta uzun süren depresyon dönemlerinin vücudumda yarattığı alışkanlık yüzünden yattığım yataktan tuvalete gitmek için kalkmayı bile uzun süre düşündüğüm enerjisiz zamanlarım oldu. Bu yüzden tanıyı kabul etmekte uzun bir süre güçlük çektim. Doktorum ısrarla, kaygı bozukluğu yüzünden güçlenen bir dikkat eksikliği problemi yaşadığımı söylüyordu fakat yine de klasik DEHB semptomlarını göstermediğim için zihnimin sadece var olan durumu meşrulaştırmak için bir bahane ürettiğini söylüyordum kendi kendime. Dalgınlığımı, sakarlığımı en çok da insanlar tarafından bu özelliklerim yüzünden eleştirildiğim için kaldıramıyordum. Yıllarca süren terapi seanslarının ilk saatlerinden birinde terapistime şunu sormuştum, “Artık anlamak istiyorum, ben depresyonda mıyım, tembel miyim yoksa fiziksel bir rahatsızlığım mı var?” Çünkü depresyondaysam hadi bunu çözelim diyordum terapistime, çözmek istiyorum çünkü işleyen çarkın sorun çıkaran dişlisi olmaktan bıktım. Kan testleri yaptırdım, eksik vitaminlere abandım ama fiziksel rahatsızlıksa sebebi, ne olduğunu bulmaya devam edelim. Yok tembelsem eğer, yazık çünkü her zaman nefret edeceğim bu özelliğimden. 

 

Aşağıdaki satırları okumak, doktorumun söylediklerini daha kolay benimsememi ve cevaba yaklaşmamı sağladı.

 

“DEHB’li bir kadın, akranı bir erkeğe göre daha az hiperaktif ve daha az fevri olabilir. Bunlar yerine düzensiz, dağınık, unutkan, içe dönük, çekingen ve sosyal olarak izole olmak gibi belirtiler gösterebilir. Görevlere odaklanmakta büyük zorluk çekebilir, asıl yapılması gereken şeyleri ihmal edip başka şeylerle uğraşabilir, etrafındaki şeyler hatta kendi düşünceleri yüzünden dikkati dağılabilir. Herhangi bir bilgiyi işlemesi biraz daha uzun sürebilir, bu yüzden de aslında oldukça zeki olabileceği zamanlarda ‘yavaş’, ‘kafası karışık’, ‘aklı bir karış havada’ görünür.”

 

Özellikle iş hayatında kadınların başarılı olamayacağına dair önyargıların da fazla olduğu alanlarda, eşit işe eşit ücretin ancak hayal olduğu sistemde çoğu kadın kendini ispatlayabilmek ve bu basmakalıp ataerkil düşünceleri yıkabilmek için ekstra çalışmak zorunda hisseder kendini. Söz konusu kadın bir de DEHB’li olduğunda bu kaygıyla sağlıklı bir şekilde baş edemez. DEHB’li bir kadın için utanç ve beceriksizlik duyguları, herkese zarar verdiği fikri çok yerleşiktir. Bunu kendimden yola çıkarak ve başka DEHB’li kadınları da gözlemleyerek rahatça ifade edebiliyorum. 

 

DEHB’i tüm ableist yakıştırmalardan korkmayacak biçimde ele almak önemli. Depresyonla ve kaygı bozukluğuyla bütünleşmiş, özellikle kadınlar için ifade etmesi, tanı alması iyice zor hale gelmiş bu rahatsızlığı tanımlamak -birçok problemde olduğu gibi- onu çözebilmek için ilk adım. Yerel kaynaklar bu ilk adım için çok yetersiz. Bu yazı, aynı dertten muzdarip kadınlara erişebilmek, onlarla dertleşmek için attığım bir adım. 

 

Yorumlarda buluşuruz di mi?

 

*Dikkat eksikliği baskın biri olduğum için çoğu zaman uzun uzun dikkat eksikliği ve hiperaktif bozukluk demek yerine dikkat eksikliği demeyi tercih ediyorum. DEHB; kişiden kişiye, kadından erkeğe, yaştan yaşa farklı belirtiler gösterebilir ve baskınlıklar değişebilir. Tüm belirtileriyle, DEHB’li biriyseniz destek almayı hak ediyorsunuz. 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Türk Medyası Kokuyor
Ne Alakası Var?
Sırpuhi Düsap: Ermeni Feminizminde Öncü Bir Aktivist

Pin It on Pinterest