Frances Glessner Lee, suç mahali incelemesi bilimine yaptığı milyonlarca dolarlık bağışlarla alanda çok önemli gelişmelere katkıda bulunmuş Amerikalı bir hayırsever. Gençliğinde adli patoloji alanına ilgi duyan Glessner Lee bu konuda eğitim alma şansını bulamayınca elli yaşından sonra babasından kalan büyük mirası suç bilimine harcamaya başlıyor.
Bundan çok daha ilginci, babasından yadigar kalan dekorasyon düşkünlüğünü kendi kriminoloji ilgisiyle birleştirip, suç mahallerini inanılmaz bir özenle minyatür modellere dönüştürüyor:
(Bu yukarıdaki benim favorim. Ölüm kadının kafasına nasıl sicim sicim sonsuza dek akıyo, her gördüğümde tutuluyorum)
Glessner’in yarattığı mini dioramalar, gerçek olaylara dayanıyor ve suç mahali fotoğraflarının birebir kopyaları, bildiğim kadarıyla suç mahali incelemesi konusunda da bir çığır açıyorlar. Mesela bu minik modellerin aslına olabildiğince yakın olmaları için Glessner hayırseverliğinin verdiği avantajla davaların otopsilerine katılıyor, bütün ayrıntılara hakim olabilmek için duvarında suçların ayrıntılı bir takvimini bulunduruyor. Hepsinin arkasında inanılmaz bir emek var.
Glessner’ın eğitimini almaya fırsat bulamadığı kriminolojiye tamamen kendi ilgisiyle bu kadar kıymetli bir katkıda bulunması beni mahvediyor. Bu miniş fındıkiçi suç hikayeleri, Harvard Kriminoloji binasında hala sergilenmekteymiş. Ama üzülmeyin, maketlerin ayrıntılı fotoğraflarının toplandığı, Nutshell Studies of Unexplained Death adında bir kitap da var. Geceleri sıkılınca açıp açıp bakıyorsunuz, ölümü, hayatı, kan yerine kırmızı mısır şurubunu ve onu miniş yastıklara hem sanatkarane, hem aslına uygun sıçratmayı düşünüyorsunuz. Alın bi tane, evladiyelik.