Cinsiyetçi söylem ve içerikle mücadele platformu erktolia 1 yaşında!

KÜLTÜR

Cinsiyetçiliğe karşı her gün 1 doz erktolia

Bir yıl önce fikir anneleri MachoLand’ten feyz alarak çıktılar yola. Türkiye gündemindeki cinsiyetçi söylem ve içeriklerin izini sürdüler. Bir yıla 15’i başarıyla sonuçlanan 50 eylem sığdırdılar. Cinsiyetçi söylem ve içerikle mücadele platformu erktolia 1 yaşında!

 

erktolia.org ilk olarak Mart 2015’te Dilâra Gürcü ve Sibel Schick tarafından kuruldu. Üyelerin bazıları daha önceden birbirini tanıyordu, bazıları ise erktolia gönüllüsü olmak için başvurdu ve deneme sürecinin ardından ekibe dâhil oldu. Şu anda Aybala Arslantürk, Burçin Tetik, Dilâra Gürcü, Gizem Gülmez, Gizem Pehlevan, Güneş Kükey, Melis Uluğ, Nermin Akel, Sibel Schick ve Sultan Eylem Keleş’ten oluşan 10 kişilik bir ekiple yola devam ediyorlar. Komisyonlar çerçevesinde iş bölümü yapıyorlar, Twitter ve Facebook eylemleri ile change.org üzerinden imza eylemleri gerçekleştiriyorlar. Basın, İçerik Oluşturma, Grafik Tasarım, İletişim, Örgütlenme ve Saha Koordinasyon ve Sosyal Medya Yönetim komisyonları olmak üzere altı farklı kategoride iş bölümü yapıyorlar.

 
 

Geçtiğimiz günlerde birinci yılınızı kutladınız. Bu bir yıl nasıl geçti?

Birinci yıl kutlamalarımız kendi içimizde hala devam ediyor! Takipçilerimiz televizyonda, sokakta, okullarında yani her türlü yaşam alanlarında gördükleri cinsiyetçi söylem ve uygulamaları bize bildiriyorlar. Eylem önerilerinin gerçekleşmiş olması ve hatta belki başarıya ulaşması takipçilerimizle bizi birleştiren çok önemli bir nokta.

 

erktolia olarak şu ana kadar 50 eylem başlattık, 15 eylem başarıyla sonuçlandı. Siyasilerin cinsiyetçi söylemlerinden spor, medya ve reklamlardaki cinsiyetçiliğe; LGBTİ+ ayrımcılığından kadınların hayatını zorlaştıran belediye uygulamalarına uzanan geniş bir eylem skalamız var. Örneğin; Doğadan, Pınar, Renault, Alo gibi markaların cinsiyetçi reklam kampanyalarına karşı başlattığımız eylemlerimiz başarıya ulaştı ve reklamların yayından kalkmasını veya kadınlardan özür dilenmesini sağladık. Yine aynı şekilde Trabzon Spor Eski Başkanı’nın “Kadın gibi yaşamaktansa erkek gibi ölmeyi tercih ederim” sözleri üzerine başlattığımız özür talepli kampanya bir anda binlerce kişiye ulaştı ve eylem başarıyla sonuçlandı.

 

Cinsiyet eşitliği için dildeki cinsiyetçi kalıpların kullanımına son verilmesi gerektiğini savunuyorsunuz. Sizce devletin cinsiyetçi dili topluma ve basına nasıl yansıyor?

 

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin dildeki cinsiyetçilikle mücadeleden geçtiğine inanıyoruz. Bu noktada şunu belirtmekte fayda var. Hem toplumsal düşünce dili etkilemekte ve dönüştürmekte, hem de dil toplumsal düşünceyi etkilemektedir. Bu ikisinin karşılıklı olarak etkileşim içinde olduğunu düşünüyoruz.

 

Öte yandan devletin ya da diğer bir deyişle “erkin” cinsiyetçi bir dili olmasının toplumda ve medyada oldukça olumsuz bir etkisi var. Devlet düzeyinde kullanılan cinsiyetçi ifadeler toplumda bir anlamda meşruluk kazanıyor. Bu tarz söylemler devlet eliyle kabul görür hale geliyor. Üstelik cinsiyetçilikle mücadeleyi de zorlaştıran bir durum yaratıyor. Ama tabii ki bu bizi yıldırmıyor. Mücadelemize devam ediyor, bazen siyasetçilere ya da medya kuruluşlarına bile geri adım attırabiliyoruz.

 

Düzenlenen eylemlerden 15’i başarıya ulaştı. Eylemlerle ilgili bilgi alabilir miyiz? Nasıl bir yol izleniyor, hangi aşamalardan geçiliyor?

 

Süreç her eylemde farklı işleyebilse de genel hatlarıyla şunu söyleyebiliriz: Örneğin yürüttüğümüz bir eylem bazen Twitter, bazen Facebook, bazen de imza eylemi şeklinde olabiliyor. Bu şekilde firmaların kurumsal ya da sosyal medya iletişim kutularına topluca mesajlar yolluyoruz. Fakat aynı zamanda firmalarla telefonla da iletişime  geçiyoruz, zaten diyalog kurulduktan sonra çok hızlı bir şekilde iletişim sağlanıyor.

 

erktolia_fcover3 (1)

 

erktolia, Türkiye dışında da eylemler düzenliyor mu? 

 

erktolia aslında cinsiyetçiliğe karşı uluslararası bir ağ olan MachoLand’in Türkiye platformu olarak başladı. MachoLand ilk başta Fransa’da kuruldu, sonrasında kurucularımızdan Dilâra, MachoLand Fransa ekibi ile irtibata geçerek Türkiye platformu için girişimi başlattı. MachoLand İran ile erktolia Türkiye aynı anda açıldılar. Şu an sadece 3 ülkede varız. Ancak MachoLand uluslararası bağlamda ortak hareket etmiyor, işleyiş biçimlerimiz tamamen farklı. MachoLand, erktolia’nın fikir annesi, kız kardeşi ve dayanışmada olduğu bir ağ diyebiliriz. Gelecekte yayılmamız nasıl olur henüz kestiremiyoruz, Türkiye içinde odaklı kalmak mücadelemizi daha kuvvetli tutuyor.

 

Cinsiyetçilikle mücadeleyi tabana yaymak için sizce ne tür adımlar atmak gerekiyor?

 

Örgütlenmek ve harekete geçmek! Şu an Türkiye’de yüzlerce feminist örgüt var. Hepsinin mücadelesi ayrı konulara odaklı. Hayatın her alanında eril tahakkümle mücadele ettiğimizden ötürü, feminizm de haliyle çok dallı budaklı bir mücadele. erktolia Türkiye’de doğrudan cinsiyetçilikle mücadele eden bir mecra. Tabana yaymak için çok sistematik olarak çalışmalar yürütmek gerekiyor. Biz büyümeyi çok istiyoruz, bizim gibi cinsiyetçiliğe odaklı başka STK’lar da oluşsun çok istiyoruz. Biz internet üzerinden örgütlenmeyi sağlarken, farklı alanlara odaklanmış arkadaşlarla mücadelemizi birleştirebiliriz. Eğitim sisteminden cinsiyetçiliği kaldırmak, ailelere aile içi eğitimde cinsiyetçiliği önlemek için eğitimler vermeli, ayrıca farklı yasa ve regülasyonlarla kontrol sağlanmalı. Cinsiyetçiliğin ne olduğu bilmeyen bir kitle hala mevcutken, daha yolun çok başında olduğumuzu söyleyebiliriz. Ama kurulduğumuz günden beri cinsiyetçilik kelimesini tabana öğretmek ve feminizmi ana akımlaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz.

 

Cinsiyetçiliğin en görünür olduğu mecralardan biri de medya. Sizce bunda, medyanın kendi öz denetimini yapan örgütlenmelerden yoksun olmasının da payı var mı?

 

Medyadaki cinsiyetçiliğin köklerinin bu kadar derinde olmasında kesinlikle en büyük pay yaptırım uygulayabilecek bir birim olmamasında. erktolia olarak medyadaki cinsiyetçiliğe karşı harekete geçme gibi bir arzumuz kurulduğumuz günden beri var fakat böyle bir eylemin muhatabının kim olacağı belirsiz olduğu için eylemi çıkmak ve bu eylemden sonuç almak oldukça zor.

 

Örneğin geçtiğimiz sene Haziran genel seçimlerinin ardından medyadaki cinsiyetçiliğin oldukça yoğun bir örneği yaşandı. Birçok mecra vekillerin Meclis’teki yemin töreninin ardından kadın milletvekillerinin kılık kıyafetiyle alakalı yazılar yayımladı, bunlara tek bir ağızdan “Vekillerin şıklık yarışı” manşeti  atan birden fazla mecra oldu. Kadın vekillerin yemin etmek üzere kürsüye çıktıklarında sarf ettikleri sözlerle ilgili tek kelime yazmadı bu mecralar. Bu olayda medyanın üslubuna müdahale edecek bir birimin yokluğunu derinden hissettik. Çıktığımız eylemlerde daima bir talebimiz olur: Eğer söz konusu sorunlu bir reklamsa içerik kaldırılsın, özür dilensin, özeleştiri verilsin deriz. Bir siyasiye ya da ünlüye sözlerinden ötürü eylem konusu edindiysek ondan da özür ve özeleştiri talep ederiz. Şu ana dek medya eylemlerinden çok az oranda geri dönüş alabildik. Nefret ve aşağılama içeren ifadeler sarf edildiğinde bu mecraları şikâyet edebileceğimiz ve duruşuna güvenebileceğimiz bir oluşum yok.

 

Vekillerin yemin törenine paralel olarak HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ı açıkça hedef gösteren bir mecra olmuştu. Buna tek tepki veren birim Türkiye Gazeteciler Cemiyeti oldu fakat kendilerinin de yaptırım uygulama imkânı yok dolayısıyla sözlü uyarı ve kınamaktan öteye geçebilmeleri mümkün değil.

 

The Bobs aktivizm ödüllerinde yarışıyorsunuz, değil mi?

 

erktolia olarak bu yıl Deutsche Welle’in The Bobs aktivizm ödüllerinde uluslararası Sosyal Değişim kategorisinde yarışıyoruz. 2300 oluşumun arasından adaylığa seçildiğimiz için çok heyecanlıyız. Rakiplerimiz de dünyanın dört bir yanından çok güzel işler yapan oluşumlar. Bu röportajı okuyup da mücadelemizi destekleyenlerden bize oy vermesini rica edebilir miyiz? Bu sayfaya tıklayarak, kendi sosyal medya hesaplarıyla giriş yaptıktan sonra bize oy verebilirler: Ayrıca 24 saatte bir oy vermek de mümkün.

 
 

Gorse: Anka Zhuravleva.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

KÜLTÜR

YSavulun “Jinler” Geliyor
Savulun “Jinler” Geliyor

Tarlabaşı’nda yaşayan genç kadınların oluşturduğu Jin Fikirler, cin gibi videolarla toplumsal cinsiyet eşitliği için sesini yükseltiyor.

Bir de bunlar var

“Bu çocuk kime benziyor?”: Meçhul Tohumlar, Kırılgan Erkeklikler ve Cinselleştirilen Tüp Bebek
Gelir Eşitsizliğinin Diğer Yüzü
Kamil Koç Reklamı: Anneniz bir Otobüs

Pin It on Pinterest