Cami ve türbeleri dahi yıkmaktan geri durmayan IŞİD zihniyetinin bilmediği veya yok saymak istediği İslam’ın çok erken dönemlerine kadar uzanan bir sanat ve mimari geçmişi var.
100 yıllık bir süre sonunda İkonium’un Konya, Kaisareia’nın Kayseri, Melitene’nin Malatya olduğu bu döneme Konya’nın hikâyesinden yola çıkarak bakalım
Kadın yüzlerinin bariz bir şekilde öne çıktığı tarih ise geç 11. yüzyıla tekabül ediyor. Ağırlıklı olarak İran’da üretilen, renkleri ve hikâyeleri olan bu seramik eserlerin kahramanları mah-ru (ay yüzlü) diye tabir edilen, Asyatik özellikler gösteren, geniş, beyaz yüzlü, badem gözlü, küçük ağızlı kadınlardır.
Ortaçağ Anadolu mimarisindeki çoğulcu yaklaşım ve kadın baniler
Judith’in hikayesi kendi adını taşıyan Judith’in Kitabı’ndan geliyor. Barındırdığı anakronizmalar sebebiyle tarihi bir metin olarak kabul edilmiyorsa da alegori yaptığı düşünüldüğünden tarihi romanın anası olduğu söyleniyor.
Frida Kahlo’dan dostu ve meslektaşı O’Keeffe’e, endişe, destek ve aşk dolu bir mektup
1926’da Rugby’de çekilmiş olan 5 cm’lik bu fotoğraf dünyanın ilk kendiş çubuğu ile çekilmiş gibi gözüküyor.
Derinkuyu’daki Üzümlü Kilise ve Baş Melekler Kilisesi üzerinden kimlik muhasebesi
Ateş açmadan önce erkeklerin sınıftan çıkmasını isteyen katil, kadın mühendislik öğrencilerini kendi hayatındaki başarısızlıklar için suçluyordu.