Dil, altında fokur fokur kaynayan kozmik ayrımsızlığın titreşimini de, bu ayrımsızlık karşısında duyulan ilkel dehşeti de, bu dehşeti ehlileştirmeye yönelik yasa-mantık koyucu buyruğu da bağrında taşıyor.
“Su” dediğimizde belki de “su var” gibi bir anlam çıkarken “su-suz” dediğimizde yok oluşa işaret ediyoruz.
Herhangi bir yerin sergi mekânına dönüşebileceğini tecrübe ettik. Göçebeliğin en ilham verici yanı, kurgulanacak serginin kavramsal yapısına eşlik edebilecek mekânı seçebilme özgürlüğü.
Yazarak varolmak/kendini inşa etmek isteyen bu üç kadının yazıyla, yazar olmakla kurduğu bağ da olumsuzlama üzerine. Peki akıbetleri ne oluyor?
Kendimizin de parçası olduğumuz toplumsal ilişkilerin bilgisini nasıl üretebiliriz?
Bergen-olmayan ses tam da o olmadığını bile isteye sahiplenerek -ve görsel olanın tersine- bir benzemeyişe açılarak çerçevenin dışına, imgenin boşluğuna işaret eder.
Pągowska’nın stilinin en karakteristik unsurlarından biri, ham tuvali sık sık göz önüne sermesidir.
Sanatsal üretimlerimde kullandığım malzeme ne olursa olsun çalışmalarımı bir araya getiren mesele hep aynı. Olduğum yeri ve zamanı anlamlı kılacak yeni bağlamlar, yeni durumlar ve formlar üretmek.
Seks işçisinden kreş işletenine, metalurji çalışanına tüm kadınların ortaklaştığı net bir argüman var: hak ettiğimiz muameleyi görmek ve hak ettiğimiz maaşı almak istiyoruz.
Basê’nin tanıklığındaki hatırlayışlar/hatırlatışlar sesin saklayan, yola sokulamayan, bastırılsa da geri dönen boyutuyla ilişkilidir.