Marc Riboud’un 1955’te Türkiye’de çektiği fotoğraflardan biri.
Gazze’de bir bale okulu, çocuklara çocukluklarını yaşayabilecekleri bir alan açıyor.
İstediniz ve işte geldi.
“Kadim gelenekler, mitler, dağ ve gül, taksilerle, telefonlarla, pudra ponponlarıyla bir arada.” 1950 yılının İskoçya’sından “aracısız” bir oyun belgeseli.
Ablanız döndü, Missy döndü!
Ortadoğu’da kadın sesleri şarkı listesinin beşincisi
“Bir umudu taşımaya çalışıyorum. Bir yerden, bir yere geliyor, derinleşebiliyorum. Dünyayı değiştirmeye de yetebilirim. Çok uzun zaman bu umudu taşıdım içimde. “
Halit Ziya’nın göz ardı edilişinde en çok milliyetçiliğin etkisi olduğunu söylemek gerekir. Halit Ziya’nın romanı bıraktığı yıllar tam da milliyetçiliğin yükselişe geçtiği yıllardır.
“Hayatta yüksek şeylere meftun olmuş gözler gibi aşağıdan yukarıya yağıyor.”