Kadınlar, izleyiciye doğrudan bakan, nikah ve düğünlerin buyurduğu özgürlük kaybıyla yüzleşen gözü kara bir balerin kadrosudur. Nijinska’nın feminist okumasının göz ardı edilmesi zordur.
Bir barış anıtında bulunması zorunlu olan şeyi, savaşı unutulabilir kılan geçiciliği göstermek istiyordu Duras. Anmayı, hatırlamayla değil, unutuşun tekrarlarıyla mühürlüyordu.
Dile, görünürlüğe, festival geleneklerinin kapsayıcılığı merkeze alan düzenlemelere gitmesine, eşitliğin sadece dilde değil sektördeki anlaşmalarda, düzenlemelerde ele alınmasına ihtiyaç var.
Tanrı, insanı sizin karakterlerinizin suretinde yaratsaydı, gövdemizde en eski terkten kalma insan-benzeri bir delik olurdu.
Zamanı ve hafızayı bulup çıkaran bu üç film hem gerçekliği hem kurmacayı hem dünü hem de bugünü bir arada görebildiğimiz bir fotoğraf albümü gibi.
Başta kendime duyduğum öfkeyi aktardığım kitaplık, şimdi kaybı kırk defa, her defasında başka türlü hatırlatan bir labirentti.
Odaklandığım kuir filmlerin, bir çeşit belirsizliği de kucaklayan, bu açılma/açılmama ikiliğiyle oyun oynayan hikayeleri var.
İstanbul memleketinin ihtiyaç duyduğu istihsal programı yangınların, salgınların, sürgünlerin arasından gelmiştir. Yeri geldiğinde Tanpınar’ın doyamadığı o maziyi fiilen yıkarak şehri yeniden tertip etmiş, bazılarını ihya etmiş, bazılarını helak etmiştir.
Kolářová’nın sanatsal pratiği yaşamı boyunca gündelik hayatı ilgilendirenin ve kıyıda köşede kalmış, ıvır-zıvır olanın sorgulanması etrafında şekillendi.
Soykırımı, tehcirde açlıktan ölenleri, susuz kalsınlar diye zehirlenen kuyuları, binlerle kırılan hayvanları, bitkileri, kurak çorak yolları kapamak için kaç sofra kurmamız, ne ölçekte bir örtü sermemiz gerek?