İtiraf ediyorum, Mayıs 2023’teki yoğun seçim gündemini atlatabilmemi iki rapçiye borçluyum. Bunlardan biri Gazapizm, diğeri Harpya’ydı. O kadar yorucu, sinir bozucu ve öfkeli zamanlardı ki sadece rap dinleyip sokakta hızlı hızlı yürüyordum. Harpya epeydir tanıdığım ve tanımadan önce de müziğini çok sevdiğim biriydi. Öfkesi, öfkesini ifade ediş biçimini dinlemek bana epeydir çok keyfi veriyor.
Tanguy Viel, Telekız romanında bizleri rıza var mı yok mu kolaycılığından öteye geçerek, görünüşte rıza göstermekle gerçek rıza arasındaki farkı nasıl tanımlayacağımız üzerine düşünmeye çağırıyor.
Alamos Gold şirketi yıllar sonra 2021’de Kazdağları’nda altın aramak için tekrar harekete geçti. Bu açıdan film hem gerçekten sürekli orada olan bir ekolojik yıkımın, hem buna karşı örgütlenen genç neslin, hem de bu kasabada yaşamaya devam etmenin hikâyesi.
Lohusa her ne kadar bir “kadın filmi” olsa da Gupse Özay, aslında konusu itibariyle değinebileceği birçok mesele, verebileceği birçok mesaj varken bu fırsatı sanki biraz da bilerek kaçırmış.
“Sararmış Yapraklar” sonu mutlu biten bir hikâye. En çok da bir daha âşık olamayacağını düşünenler ve sokakta yaşayan köpekler için.
Ailelerin beyaz yakalı çocukları olarak bizden beklenen hata yapmama, ailenin adını çıkarmama misyonunu da bir plaza çalışanı gibi görev edinmiş olmak, kendin olmayı ertelemek ve kendin olmayı belki de hiç başaramamak bizi, sırlarımızın sigortasız çalışan işçileri haline getiriyor.
Sığındığımız yerler ve dolayısıyla pek tabii ki yıkılabilen, korunduğumuzu varsaydığımız bildik yerler hep yeni baştan örebileceğimiz kendi hikâyelerimizi de içinde saklamaz mı?
Adını hiç duymadığımız ya da birkaç kelimeyle geçiştirdiğimiz lubunya sanatçıları nasıl hatırlayacağız? Mesut Aytunca ismini internete yazdığınızda, ne kadar harika bir müzisyen, çağının ötesinde bir sanatçı, bu işin “babalarından” biri diye övgüler göze çarpmakla beraber hikâyesindeki adaletsiz sonu çoğu kişi bilmiyor.
Emily yeni nesil kariyer kadını olarak Paris için yola çıkmış bir fetihçi değil, onda kendi etkisini yaratmaya kararlı bir tekno avangarttır. Zira üç sezon boyunca Paris’te yaşayan Emily, Paris’i Paris yapan şeyin ne olduğunun peşine asla düşmez.
Bir Beyoğlu yapısına bakıp zamanında kimlerin yaşadığını ya da nasıl bir dönemde yapıldığını hepimiz az çok merak etmişizdir. İlyas Özçakır’ın yönetmenliğindeki Büyük Zarifi Apartmanı dile gelip bize dününü ve bugününü anlatırken aslında hikâyenin ne kadar zamansız olduğunu da farkettiriyor.