Kadın olmayı öğrenmekle bir sabotöre dönüşmeyi birleştiren bir varoluş kalıbı…
Umami’yi en baştan beri sadece bir yayınevi olarak değil, kuir ve feminist örgütlenmenin aktif bir bileşeni olarak kurguladık. Etrafında birlikte büyüdüğümüz, hareket ve etki alanımızı birlikte genişlettiğimiz bir topluluk olalım istiyoruz.
Kitapta başlangıç zamanlarından günümüze feminist okumaların kendine yeni alanlar açarak ilerleyip kendi iklimini yarattığına; varız, buradayız, yazıp, okuyarak mücadelemizi sürdüreceğiz denildiğine şahitlik ediyoruz.
Erciyes Üniversitesi Kadın Çalışmaları ve Uygulama Merkezi oluşturmakta oldukları kütüphaneleri için bizden destek bekliyor.
Sibil’in oyunlarında yaşam nasıl bir kurmacaya dönüşüyordu? Kadınların paylaşa paylaşa büyüttükleri, evlere sığmayan düşleri dünyayı karış karış nasıl dolaştırıyordu?
Nilay Örnek’le resimli apartman dedektifliğinden web sitesine uzanan yolculuğu üzerine…
Sevi Bayraktar’la 1920’lerdeki Darûlelhan derlemelerinden bu yana Türkiye’de halk dansları literatüründe kadınların yerini konuştuk.
Beni tanımlayan şeyi değiştirirseniz ben, ben olmaktan vazgeçer miyim? Yoksa ben, siz bana ne derseniz deyin, ben miyim?
Sordukları sorularla, yaptıkları yorumlarla öğrencilerin yaşam enerjisini ve bir şeyleri dönüştürebilme kudretlerini azımsadığımı fark edip utandım ve bu utanç duygusunu çok sevdim.
Son bir senede okuduğum ve unutamadığım tüm romanlar kadınlar tarafından yazılmış.