Akrep kadını out, Borderline kadını in. Cinsel hayatınız monotonlaştı mı? Hep aynı aklı başında, mental sağlığı yerinde kadınla mı sevişiyorsunuz? Hayatınıza bir renk, yatak odanıza cinsel obje, makalelerinize cinsiyetçi dokunuşlar mı arıyorsunuz? Radikal’de yayımlanan “Borderline kadın…” başlıklı köşe yazısı size hepsini vadediyor. Sonundaki üç noktası asaletinden olan doktorumuz, size hayatınızı değiştirecek formülü veriyor: Borderline bir kadın bulun ve zaaflarından güzelce faydalanın.
Yazının hem başlığında hem de kısa giriş özetinde iki kez “kadın” vurgusu yapılınca yandan “2014 KADIN Giyim Trendleri” reklamı da fırlıyor ki odağın kadın olduğunu unutmayalım.
Borderline kişilik organizasyonunun ne olduğunu öğreniyoruz. Son paragrafa kadar kadın-erkek ayrımının neden yapıldığını anlamıyoruz, sonra taşlar yerine oturuyor. Hala bilgilendirici bir yazı, hala umut var.
Bu paragrafı biraz işkillenerek okuyoruz. Borderline *çoğunlukla* kadınlarda görülen bir rahatsızlık (doktorumuzun tabiriyle organizasyon, akademik literatürde öyle geçiyor olsa da bende biraz örgüt çağrışımı yaptı: “Borderline kadın organizasyonu yine 4 erkeğin pipisini kesti, yüzlerce kadını ev işlerini yapmamaya teşvik ederek şehri kaosa sürükledi”, parantezin sonu) olsa da neden yazının *sadece* kadınları anlatmaya başladığını ve Borderline’ın her yönüyle ele alınmadığını düşünüyoruz.
Ve beklenen muhteşem son: Güzel, zeki Borderline kadınımız erkeğini göklere çıkarıyor! Her an en “çılgın” şeyleri yapabilecek olan bu sevimli yaratık, yazarın kelimeleriyle “KOMİKTİR, EĞLENCELİDİR, HER TÜRLÜ FANTEZİYE AÇIKTIR.”
(Bu kısımda biraz kustum.)
Bir erkek DOKTOR diğer erkeklere kadın hastalarını cinsel fantezi için “öneriyor”. Etik? Çöpte. Taciz travması geçiren bir kadının gidebileceği bir “doktor” bunu yazan, karşısına geçip ruhunuzdan parçalar teslim edeceğiniz ve bilim insanlığına güveneceğiniz. Öyle kahvehanede oturup sizi süzen adam değil, kadınları aşağıladıktan sonra “Ehiehi siz de hiç şaka kaldıramıyorsunuz” diyen mühendis arkadaşınız da değil, Borderline bir kadın olarak yardım aradığınız doktorunuz. Siz muayenehanesinde otururken zihin defterine “Eğlenceli, her yola gelir, erkeğini mutlu eder” diye notlar alıyor ve bunları paylaşmakta beis görmüyor.
“Bir erkek ‘Borderline bir kadınla ilişki yaşamamışsa çok şey kaybetmiş demektir. Ama ikinci kez yaşamaya kalkarsa salaktır.” diye bitiriyor yazısını. Yazının amacı da kesinleşiyor böylece: Kişilik bozukluğu/organizasyonu içindeki kadınların çaresizliklerinden faydalanın, size verebilecekleri cinsel hazlara odaklanın ve en azından bir kez “bu çılgın macerayı” tadın. İma bile yok, çıkarım yapmıyoruz, doktorumuz doğrudan erkeklere kurban sunuyor.
Ben bu metni hazırlarken Bay Borderline-Kadınlar-Her-Türlü-Fanteziye-Açıktır’dan yeni bir köşe yazısı gelmiş, “Geçen haftaki ‘Borderline kadını’ yazıma farklı tepkiler geldi. İyi bulanlar da oldu, seksist bulanlar da. O nedenle bu hafta hiç espri yapmadan yazıyorum. Çünkü humor bu ülke topraklarını sanırım çoktan terketmiş…” diyor kendisi (sondaki üç noktayı tanıdınız mı?). Pek tabii ortada bir özür yok çünkü ŞAKA yapmış.
Bir de şöyle bir soru sormuş sonlara doğru: “Üzerine en çok düşünülen, kitap yazılan, psikiyatr ve terapisti en çok yoran bu insanlık durumu hakkında hangi aklı başında psikiyatr, seksist bir yazı yazar, onları suistimale açık hale getirerek, kadını değersizleştirecek cümleler kurar?”
Cevaplarda buluşalım.
5H Notu: Ana görsel Sia’nın Chandelier isimli şarkısının klibinden.
