Kadının güzelse çirkin, çirkinse güzel; zayıfsa biraz daha kilolu, kiloluysa biraz daha zayıf; sessizse biraz daha baskın, çok konuşuyorsa daha az geveze olması isteniyor.

MEYDAN

Billie Eilish’ten Adele’e, Adele’den Lizzo’ya: Kadınları artık rahat bırakır mısınız?

Billie Eilish geçtiğimiz günlerde bedenine ve giyimine yönelik ortaya çıkan nefret söylemlerine cevaben Not My Responsibility (Benim Sorumluluğum Değil) isimli kısa filmi yayınladı. Bedeni sürekli toplumun sivri dilinin ve yakar gözünün hedefi olan kadın ünlülerin karşılaştığı güzellik baskısına ve tutarsız beklentilere gönderme yaptığı bu videoda, Billie Eilish’in kıyafetlerini teker teker çıkararak siyah bir bataklığa gömüldüğünü görüyoruz. 

 

Billie Eilish’i çoğumuz tanıyordur artık herhalde. Zira genç yaşına karşın dünya çapında devasa bir başarı ve ün elde etti şarkılarıyla. Kendisiyle ilgili en çok dikkat çeken, hayranları tarafından en çok yorum yapılan ve eleştirilen konulardan biri de, beden kıvrımlarını belli etmeyecek şekilde büyük boy kıyafetler seçiyor oluşu. Bedenleri ve çıplaklıkları üzerinden sık sık erotize edilen kadın pop şarkıcıları arasında, Billie Eilish’in kendine has tarzıyla önemli bir yer etmiş olması kimilerine göre bir devrim olarak nitelendiriliyor. Billie Eilish Mart ayında Vogue ile yaptığı bir röportajda şöyle dillendiriyor bu durumu: 

 

Bunca zamandır hep kuralları yıktığıma ya da anti-pop olduğuma dair yorumlar alıyorum. İnsanların böyle düşünmesi onur verici ama nerede bozdum kuralları? Hangi kuralları bozdum? Klasik pop müzik yapma ve “kız” gibi (girly girl) giyinme kuralını mı? Böyle bir şey yapmayacağımı söylemedim. Sadece yapmadım.”

 

Başka bir grup insan ise Billie Eilish’in “erkeksi” ve bol kıyafetler tercih etmesini eleştiriyor ve pop dünyasını temsil ettiği düşünülen tarza uygun, daha “kadınsı” giyinmesi için baskı uyguluyor. Billie Eilish’in maruz kaldığı siber sözlü saldırılar ve güzellik beklentileri, şüphesiz -ve ne yazık ki- ne ilk ne de son olarak onun başına geliyor. Kimileri bu yorumlarla başa çıkamayacak duruma gelip çareyi intihar etmekte buluyor, kimileri ise inatla duyulmak istenmeyen sesini çıkarmaya devam ediyor. Billie Eilish aynı röportajda ergenlik yıllarında geçirdiği depresyonu hatırlayarak şöyle söylüyor:

 

Bedenimden nefret ediyordum. Başka bir bedende olmak için ne gerekiyorsa yapardım. Model olmayı çok istiyordum ama şişko ve kısaydım. Çok erken yaşta olgunlaştım. 9 yaşımdayken memelerim vardı. 11 yaşımdayken regl oldum. Bedenim zihnimden daha hızlı gidiyordu. Komik olan, küçük bir çocukken bedenin hakkında hiç düşünmüyorsun. Fakat sonra birden, aşağı bir bakıyorsun ve oha diyorsun, bundan kurtulmak için ne yapmam gerekiyor?”

 

Eilish, aynı endişelerle kendine zarar verdiğini ve intihar etmeyi düşündüğünü de ekliyor. Toplum, ulaşması imkansız bir güzellik standardı belirlediği yetmiyormuş gibi, kendi bedeniyle barışık yaşayabilme gücünü de elinden almaya çalışıyor kadının. Güzellik otoritelerinin en güzel olarak belirlediği mankenlerin bile bedenleri üzerinden siber tacize maruz kaldığı bir dünyada, toplum kadından tam olarak ne istiyor? 

 

Billie Eilish Not My Responsibility videosunda şunları söylüyor:

 

Beni gerçekten tanıyor musun?

 

Benim düşüncelerim, müziğim, kıyafetlerim ve bedenim hakkında bazı fikirlerin var.

 

Bazı insanlar giydiklerimden nefret ediyor, bazıları övüyor. Bazı insanlar bunu başkalarını ayıplamak için kullanıyor, bazı insanlar beni ayıplamak için kullanıyor.

 

Ama beni izlediğini hissediyorum… Hep. Yaptığım hiçbir şey görünmez değil. 

 

Bakışlarını, kınamanı ve iç çekişlerini hissediyorum ama onlara göre yaşasaydım asla hareket edemezdim.

 

Daha mı küçük olmamı isterdin? Daha mı zayıf? Daha mı yumuşak? Daha mı uzun?

 

Sessiz mi olmamı isterdin?

 

Omuzlarım seni kışkırtıyor mu? Göğsüm? Ben karnımdan mı ibaretim? Kalçalarımdan mı?

 

İçine doğduğum beden… İstediğin şey bu değil mi?

 

Rahat kıyafetler giyersem, kadın değilim. Kat kat kıyafetlerimi çıkarırsam, sürtüğüm. 

 

Hiç görmemiş olmana rağmen hala vücudumu ve beni yargılıyorsun. Neden?

 

İnsanların beden ölçülerine dayanarak varsayımlarda bulunuyoruz. Kim olduklarına karar veriyoruz. Değerlerini belirliyoruz.

 

Daha çok giyinsem de, daha az giyinsem de, ne olduğuma kim karar veriyor? Bu ne anlama geliyor?

 

Benim değerim yalnızca senin algına göre mi belirleniyor?

 

Yoksa senin benimle ilgili düşüncelerine göre mi?

 

Benim sorumluluğum değil.

 

***

 

Billie Eilish’in bu videosu, yakın zamanda yine bedenleri üzerinden gündeme gelen ünlü kadın şarkıcıları aklıma getirdi. Bundan daha birkaç hafta evvel Adele’in 32. doğum günü şerefine Instagram’a koyduğu bir fotoğraf, medyada ardı arkası kesilmeyen tartışmalara yol açtı. “Fazla kiloları” yüzünden geçtiğimiz yıllarda sık sık eleştirilere maruz kalan Adele’in, koyduğu fotoğrafta kilo verdiği görülüyor. Kimileri bu fotoğrafa övgüler yağdırırken, kimilerinin “Eski Adele’i istiyorum. Şişko ve tatlı olanı,” şeklinde yorumlar yaptığı görüldü. Kimileri ise Adele’in kilo verişini kutlamanın şişmanfobik bir hareket olup olmadığını tartışmaya koyuldu. 

 

Aynı şekilde, duruşu ve konuşmalarıyla herkesin kendi bedeniyle ilgili olumlu yargılara sahip olması gerektiğini savunan pozitif beden hareketini destekleyen Lizzo’nun, bundan birkaç ay önce TikTok’a koyduğu mayolu fotoğrafları kaldırılmıştı. Bikini ile fotoğraf koyan başka kadınlar olduğunu ve kendi fotoğraflarının kiloları yüzünden kaldırıldığını söyleyen Lizzo’ya akabinde TikTok’tan yanıt geldi ve giydiğinin iç çamaşırı olduğu düşünüldüğü için kaldırıldığı söylendi. Bir özür babında fotoğraflar yeniden yüklendi. Belki sahiden bir yanlış anlaşılma oldu veya belki de birileri, görülmemesi gerektiğini düşündüğü tipte bir bedeni sanal dolaşımdan kaldırmak istedi. 

 

Toplumun kadın bedenine dair dayattığı kurallar bütününü, “standart” olarak tanımlamakta güçlük çekiyorum. TDK’de standardın tanımı “belli bir tipe göre yapılmış veya ayrılmış, ölçün, ölçünlü, tek biçim,” olarak belirlenmiş. Yani standart olanın hesaplanabilir ve belirgin bir karşılığı vardır. Bu mesele ise standart olmaktan çok uzak, zira kadın ne yaparsa yapsın başka bir şey olması bekleniyor. Kadının güzelse çirkin, çirkinse güzel; zayıfsa biraz daha kilolu, kiloluysa biraz daha zayıf; sessizse biraz daha baskın, çok konuşuyorsa daha az geveze olması isteniyor. Bütün bu kavramların insanlarda yarattığı algı noktasında bir uzlaşma yok ve kadınlar sürekli oldukları haliyle eleştiriliyorlar. 

 

Vazgeçin artık şu ısrarlı tanımlarınızdan ve size söylenenlere kulaklarınızı tıkamaktan. Biz bıktık, siz yorulmadınız mı?

 

 

Ana görsel: NTV.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YHatay’ın Kadın Kooperatifleri (III): Üretim Yapmak
Hatay’ın Kadın Kooperatifleri (III): Üretim Yapmak

Hataylı kadınların söylediği gibi, Hatay’a bir kez giden, bir kez daha gidermiş. Ben de dönmekte çok gecikmem umarım! 

MEYDAN

YHatay’ın Kadın Kooperatifleri (II): Finansal Kaynak Bulmak
Hatay’ın Kadın Kooperatifleri (II): Finansal Kaynak Bulmak

Hangi kooperatifin ne zaman hangi destekten faydalandığının, bunun bir ayrıcalık mı yoksa bir hak mı olduğunun ya da “bağımsız” kooperatif titrini düşürüp düşürmediğinin çetelesini tutmak hiç de kolay değil.

MEYDAN

YHatay’ın Kadın Kooperatifleri (I): Ortak Olmak
Hatay’ın Kadın Kooperatifleri (I): Ortak Olmak

Hatay’daki kadın kooperatiflerinin gündeminde neler var? Bu kooperatifler neler söylüyor, neler biliyorlar? Ne tür üretim ve ortaklık stratejileri geliştiriyorlar? 

MEYDAN

Y“Aşk Bir Rüyaymış, Uyandık”
“Aşk Bir Rüyaymış, Uyandık”

“aşk bir rüyaymış, uyandık” ama karında kelebekler de yok değil...

Bir de bunlar var

“Gusse”, Sözleri ve Gözyaşlarını Boğazda Tıkayan Yumru
Geçen Hafta ve Türk Medyası
Eurovision ve Türkiye’nin Yalnız Heyecanı

Pin It on Pinterest