Kalkedon Meydanı, Celep'in başlattığı eylemle, pankartı, termosu, şemsiyesi, böreğiyle; sohbeti, kahkahası, üşümesi ve öfkesiyle her gün yeniden kuruluyor.

MEYDAN

Betül Celep’le Karşılaşınız!

Akademisyen Nuriye Gülmen’in “açığa alındım, işimi istiyorum” ifadesiyle 9 Kasım’da Ankara’da başlattığı eylem biçimi birçok kente ilham kaynağı oldu. Benzer şekilde görevlerine son verilenler bu direniş biçimini farklı kentlerde yaymaya başladı. Bu kentler arasında İstanbul da var.

 

Gün içinde binlerce insanın geçtiği Kalkedon Meydanı’nda, heykelin çevresindeki kaidelerde soluklanmak için oturan insanlar bir süredir “işimi geri istiyorum”, “KHK’lara karşı kadınlar direnişte” pankartları içinde bir kadınla karşılaşıyorlar. Bu kadın Betül Celep. 6 Ocak 2017 tarihinde “Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında 679 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname”nin yayımlanması ile İstanbul Kalkınma Ajansı’ndaki görevinden ihraç edildi.

 

Haksızca ve hukuki bir temeli olmadan görevinden ihraç edildiğini belirten Celep, yaşadığı süreci anlatmak için bu platformu oluşturdu. Burada, sokağın gürültüsü içinde varlığıyla, sesiyle kendi alanını yarattı ve “tarihte gerçekte ne olduğu”nu bıkmadan, usanmadan farklı insanların benzer sorularına yanıt vererek anlatıyor. Bunu yaparken de tepeden yaklaşımlardan ve “öğreten abla” pozisyonundan uzak durduğunu belirtiyor. Celep’in yöntemi için her yerde karşımıza çıkan “bilmemiz gereken 10 şey” klişesinden uzak duran, derdini anlatan, birlikte çözüm yolları aramaya teşvik eden bir yol diyebiliriz.

 

KHK’larla kadınların kamusal alandan uzaklaştırılmaya çalışıldığına dikkat çeken Celep, eve çekilmek yerine yaşadığı haksızlığı sokakta yüz yüze anlatmayı tercih ediyor. Bu durum bir yandan karşı tarafa doğrudan bilgi iletme fırsatı yaratırken, diğer yandan benzer şeyleri yaşamış olanların hikâyelerini duyma, dinleme fırsatı doğuruyor. Onlarla bir dayanışma ağı örüyor ve yeni ağların oluşumuna zemin hazırlıyor.

 

Kentteki karşılaşmaların bazıları, muktedirleri “ters köşeye yatırma” potansiyeline sahiptir. Bu karşılaşmalar gündelik hayat içindeki iktidar mekanizmalarını işlemez hale getirebilir. Kalkedon Meydanı, Celep’in başlattığı eylemle, pankartı, termosu, şemsiyesi, böreğiyle; sohbeti, kahkahası, üşümesi ve öfkesiyle her gün yeniden kuruluyor. Her gün başkalarının katılımıyla yeniden kurulmaya devam ediyor. Burası artık (anıt heykel mantığıyla yapılmasa da) anıt heykel gibi görünmezliğe mahkûm olmuş timsah heykelinin bulunduğu yerin ötesinde bir “yer”e tekabül ediyor. Bu yeri sahiplenmeliyiz. Hafta içi her gün saat 13.00-19.00 arasında direnişte olan Celep’in yanında olmak, o “yer”e gitmek hepimize iyi gelecek.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bir de bunlar var

Lahey Türkiye Büyükelçiliği’nin Sureti Hepimizin Sureti
Feminist gibi şarkı söylemek: Kamla Bhasin Güney Asya’da feminizmin bir güç olmasını nasıl sağladı?
Beshara Doumani ile Filistin: Medya, Diplomasi ve Yaşam Savaşları

Pin It on Pinterest