Kürtaj kavgası eski heyecanını yitirip ortalık sakinleştiğine göre, önceden zulaladığımız kürtaj haberlerini piyasaya sürebiliriz.
Tartışmaların alevlendiği dönemde, 7 Haziran 2012’de, Bugün gazetesinde kürtajla ilgili aşağıdaki haber yayınlandı. Haberin tam metnini okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Biz yine de haberi özetleyip, alıntılarımızı yapalım. Kürtaj yasağı paniği yurt çapında devam ederken, Bugün gazetesinin danıştığı kadın doğum uzmanı ve Kadın Sağlıkçıları Derneği genel başkanı Dr. Gülhan Cengiz, kürtaj ile ilgili fikirlerini, doktor kimliği ile beyan ediyor. Sayın Cengiz, anne karnındaki hiçbir canlının hayatına son verilmesinin doğru olmadığını söyledikten sonra ekliyor:
Mesela Mongol bebeklerin (down sendromu) doğmasına müsade edilmiyor. Ama eğitimle bu hastalığı tedavi etmek mümkün. Bazı bebekler down sendromlu olduğunu düşünmemize rağmen normal bebek gibi dünyaya gelebiliyor. Anne karnındaki bebeğin zihinsel durumunu ölçmek her zaman mümkün olmuyor.
Sayın Cengiz, siz bir kadın doğum uzmanı olarak, hamileliklerde down sendromu tespitini, anne karnındaki bebeğe zeka testi uygulayarak mı yapıyorsunuz? Down sendromu, veya mongol sendromu, 21. kromozom çiftinin, ekstra bir kromozom (veya kromozom parçası) taşıması sonucu olur. Down sendromu vakalarında, 21. kromozomlar, olması gerektiği gibi bir çift değil, üç tanedir. Bu duruma trizomi denir, ve lisedeki bir biyoloji öğrencisinin dahi kromozomlara bakarak tespit edebileceği bir vakadır. Zaten hamilelik sırasında bebeğe yapılacak basit bir genetik test ile, %100 başarı oranıyla saptanabilir. Bu genetik durum değişmeyeceğine göre, down sendromlu bir bebeğin eğitimle bu sağlık durumunu aşabileceğini iddia etmek, öncelikle down sendromlu çocukların ailelerine hakaret, sonra da eğitim kurumunun omuzlarına yüklenmiş ağır bir yüktür. Eğitime bizim de en az sizin kadar saygımız var elbette, fakat eğitimin düzeltemeyeceği şeyler var. 21. kromozom trizomisi bunlardan biri.
Down sendromlu bebeklere hamilelik birçok ülkede isteğe göre sonlandırılsa da, bu çocuğu dünyaya getirmek isteyen anne babaların kararına da saygı duyulabilir, ve birçok down sendromlu çocuk, bu medikal durumlarına rağmen, lise diploması alırlar. Bizim şu anki, analitik düşünce gücüne dayalı dünyamızda bir anomali olmaları, onları bizden daha az değerli yapmaz. Fakat down sendromu, sadece zihinsel değil, fiziksel semptomları da olan, kromozom sayısında değişiklikten kaynaklanan, gelişim sürecine çok ciddi etkileri olan gerçek bir sendromdur. Hamilelikte tespit edilmişse, ‘ayy bu çocuk Down değilmiş galiba, sonradan bi baktık, değilmiş öyle!’ diyemezsiniz.
Dr. Cengiz’in hastalarına genetik testleri nasıl yaptığını çok merak ediyoruz. Kendi hayatıyla ilgili her kararda, ‘benim beynim, benim kararım’ demeyi seçebilir, fakat umarız özellikle riskli hamileliklerde yaptığı testlerde bebeğin medikal durumuyla ilgili doğru tespitleri yapıyor ve doğru adımları atıyordur.