Birkaç hafta evvel dedim ya TRT arşivinde kayboldum gittim diye, işte oradan eli kolu dolu olarak geri dönüyorum şimdi. Arşivde “tren” kelimesiyle arama yapınca çok fazla kayıt çıkmıyor, ama kayıtlardan bir kayıt son üç haftamı aldı.
Bir belgesel, adı Tren Penceresinden Bu Diyar. Size de oluyor mu, daha isminden vaad ettiklerine dair heyecana kapılarak seyredemediğiniz filmler, okuyamadığınız kitaplar? Üç gün bekledim yedi bölümden oluşan belgeselin seyrine başlamak için. TRT arşivinde bir nedenden yer almayan birinci bölüm bilgisayarımda seyre hazır biçimde bekledi durdu. Sonunda biraz hüzünlenerek, sevinerek heyecanlanarak, yer yer epey üzülerek, ara ara da gülümseyerek seyrettim bitti yedi bölüm.
1991’de çekilmiş belgesel, hatta o dönem döşeli tüm rayların üzerinden en az bir kere geçilmiş olmuş çekimler tamamlanana dek. İlk bölümde Ankara’dan Erzincan’a, ikinci bölümde Erzincan’dan Kars’a, üçüncü bölümde Van’a, sonra İstanbul’a, Ege’ye, Karadeniz’e, Edirne’ye gidiliyor bölümler boyunca. Hep trenin içindeyiz biz seyredenler. Gece oluyor yolcular uyuyor, sabah oluyor kompartmanlarda kahvaltılar ediliyor. Arada saz çalanlar var, dama oynayanlar, kitap okuyanlar, dantel yapanlar, yemekli vagondaki sohbetçiler ve demir yolcular var belgeselde. Demir yolculuğun, trenciliğin ne olduğunu anlatıyorlar, onları en çok korkutanın çığ olduğunu, tünelleri, karı kışı, köprüleri. Taşıdıkları yükleri, başlarına gelen ilginç olayları, demir yolculuğun eziyetini de, ödüllerini de anlatıyorlar. Durmadan içtikleri demli çayları, sönmeyen sigaraları da. Bütün bunlar olup biterken trenlerin yanından dağlar yükseliyor, nehirler akıyor, bozkırlar uzanıyor. İstasyonlarda çocuklar oyun oynuyor, trene eller sallanıyor, çamaşırlar asılıyor, yükler yükleniyor, indiriliyor, ekmekler taşınıyor, vagonlar ekleniyor, ayrılıyor. Burada bir çırpıda tarif etmemin olanaksız olduğunu düşündüğüm bir kendiliğindenlik, olağanlık içinde yaşam ilerliyor. Ve söyleşiler yapılan bazı yolcuları unutmak imkânsız. Meclise giden de var, süpürgelerini satıp evine dönen de.
Belgeselin yönetmeni Zehra Tülin Sertöz. Hem yurtiçinde, hem de yurtdışında pek çok defalar ödüller kazanmış bir belgeselci. Tren Penceresinden Bu Diyar‘ı seyrettikten sonra Sertöz’e ulaşmanın yollarını aradım, buldum. Bir söyleşi gerçekleştirdik onunla. Fakat önce sizin belgeseli seyretmeniz lazım, ben söyleşiyi yayına hazırlarken, size bu yedi bölümü bırakıyorum şimdi. Güzel bir şeyler seyredeyim diyenler için bundan daha güzelini önermeme olanak yok bugünlerde.
Bu bölümlerin hepsini seyretmeye zamanınız yoksa bile hızlıca bir göz atın. Sertöz ile yaptığımız söyleşide çekimlerin nasıl yapıldığını, yolcularla konuşurken neler olduğunu, katedilen mesafelerde olup bitenleri ve bazı yolcular hakkında konuştuk. Sertöz belgeselin bir fikir olarak nasıl ortaya çıktığını da anlattı, çekimlerde kendisini en çok sevindiren, üzen, yoran olayları da. Yarın görüşürüz!
Tren Penceresinden Bu Diyar
Birinci Bölüm: Doğu Mavi Treni.
İkinci Bölüm: Erzincan’dan Kars’a.
Üçüncü Bölüm: Son Durak Van Gölü
Dördüncü Bölüm İstanbul’dan Nusaybin’e
Altıncı Bölüm: Ankara’dan Kapıkule’ye
Yedinci Bölüm: Karadeniz’e Trenle