Eski bakan İmren Aykut önceki gün Habertürk’te, ne zaman tecavüz, ensest, çocuk tacizi ve hatta nüfus tartışmaları açılsa karşımıza çıkan o malum cümleyi ısıtıp yeniden önümüze koydu: ‘Bunlar hep Güneydoğu’da yaygın.‘ Toplumsal duyarlı ırkçılıktan ikrah getirmeyenler oldukça bir daha, bir daha konuşmak zorundayız demek ki bunu.
Öncelikle Canan Güllü’nün de söylediği gibi ensestin hangi illerde daha yaygın olduğuyla ilgili net bir rakam yok. Taciz, tecavüz ve ensest mağdurları suçun faillerinden beter cezalandırıldıkça, önce aileleri, sonra polis, doktor, mahkeme ve basın tarafından tekrar tekrar tecavüze uğradıkça da gerçekten hangi bölgede, kaç kadın ve çocuğun cinsel şiddetten etkilendiğini bilmemiz neredeyse olanaksız.
Kabul edelim, sahte istatistiklerin arkasında kendimizden uzaklaştırıp, Kürtlere, İslam’a, Doğu’ya, bizdendir demediğimiz kim varsa ona yapıştırarak üzerimize sıçrayan lekelerini silkmeye çalıştığımız şiddet, tek başına haber değeri taşımıyor. Bir köşesine ‘Kürt kökenli’ sıkıştıramadığımız, ağa dizisi kıvamında aşiretlerden bahsedemediğimiz, her haltı analiz etmezse ölecek hastalığımızı ‘feodal toplum yapısı, eğitimsizlik…’ ukalalıklarıyla süsleyemediğimiz şiddet haberleri üç saniyeden fazla yer etmiyor kafalarımızda. Belki ördeklere tecavüz eden sarhoş adam ya da safkan yarış atına tecavüz eden çapkın aygır gibi reyting rekortmeni, kahkaha garantili haberler istisna olabilir. Tecavüzün iç gıcıklayıcı, ağız sulandırıcı detaylarını vicdan azabı duymadan didiklemenin yolu: Ördekler, aygırlar ve Kürtlerden bahsetmek.
İmren Aykut, kendisini savunmak için, ‘Her bölgede ensest ilişkiler olur ve bu bölgede biraz daha fazla olduğunu söylüyorum. Çünkü bu bölgede bu durumlara bağlı intihar olayları daha fazla oluyor. Ben bölgenin halkını itham etmiyorum.’ diyor.
Peki, diyelim ki gerçekçi rakamlara ulaşmanın bir yolu bulundu ve Doğu’da cinsel şiddetin daha yaygın olduğu ortaya çıktı. O zaman tükürdüğümüzü yalayıp, ‘Bu azgın Kürtler dağda silaha, evde karılarına sarılırlar.’ korosuna katılmamız mı gerekecek? Yanlış kültürlerini hizaya çekmek için eğitim seferberliği mi başlatacağız (çünkü milli ders kitaplarımızı sıksan toplumsal cinsiyet eşitliği, şiddetsizlik ve sağlıklı cinsellikle ilgili mesajlar fışkırıyor), yoksa çok yakında yeniden önümüze gelecek hadım yasasının denekleri olarak mı kullanacağız?
‘Ama devlet şiddeti, savaş, ayrımcılık, etnik eşitsizlik topluluk içindeki şiddeti de, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de körüklüyor. Bunları çözelim.’ desek İmren Aykutgiller kaç saniyede suspus oluyor görmek isterim. Mesele tecavüz, ensest gibi kimsenin laf edemeyeceği kadar meşru bir sorunu ırkçılığa alet etmek olunca gerçek çözümler de konuşulmuyor.