1912 yılının Ekim ayında Rus avangart ressam Mikhail Larionov, Çingene, Yahudi ve Rus Venüsler resmettiğini; Moldovalı, Türk, Yunan, Çinli, Japon, Hint, Siyahi, Ukraynalı ve Fransız Venüslerin de hazırlık aşamasında olduğunu duyurdu.
Gazete haberi şöyle diyordu: “Sanatçı bu eserlerinde her milletin kendi güzellik idealine atfettiği karakteristik özellikleri göstermeyi planlıyor”. Larionov resimlerin yalnızca güzellik betimlemesi değil aynı zamanda bu güzelliklerin bir kutlaması olduğunu önemle ekliyordu.
Olumlu mesajsa olumlu mesaj. Ama “siz kadınlar hepiniz zannettiğinizden güzelsiniz” mesajlarıyla gözlerimizi buğulandırıp markete gittiğimizde o buğulanmayı hatırlayarak kendi markasını seçelim diye uğraşan duş jeli viraline denk tutmak istemem Larionov’un Venüslerini. Hem Larionov’un bunu ifade ettiği yer ve zaman hem resimlerin kendisi, özellikle biri, daha fazlasına işaret ediyor çünkü.
Venera (Venüs)
Larionov’un listelediği halklardan günümüze sadece Çingene, Yahudi ve Rus Venüsler ve milliyeti belirtilmemiş bir iki Venüs daha gelebilmiş. Diğerleri büyük ihtimalle hiç yapılmadı ya da bulunmayı bekliyor. Sanat tarihçisi Sarah Warren diyor ki Larionov muhtemelen gazetede haberin çıkmasından hemen sonra bu Venüs projesinden vazgeçti(1). Larionov ilginç biri, yıllar sonra notları arasında kulaktan duyup kağıda geçirdiği Türkçe bir Karagöz oyunu buluyorlar mesela, adı Mandra Sefası Yahut Hımhımlı Mandra. Ressam aynı zamanda Natalia Goncharova’nın 50 yıllık sevgilisi.
Rus Venüs’ün ismiyle başlayalım. Resmin orjinal ismi Katsapskaya Venera. Yani Katsap Venüs. Katsap kelimesi tam olarak Rus demek değil. Katsap, Ukraynalıların Ruslara taktığı aşağılayıcı lakap. Larionov Rus olmasına ve resmi Rusya’da Ruslara gösterecek olmasına rağmen Rus Venüs’e neden Rus değil de, dışarıdan ve olumsuz bakarmış gibi Katsap adını vermişti? 20. yüzyıl başı gibi herkesin milliyetçilikle tutuştuğu bir zamanda ve Rusya gibi kendini koskoca bir coğrafyanın (ve içerisindeki farklı halkların) hakimi olarak gören bir yerde hem de.
Katsap Venüs
Larionov, Bessarabia denen şimdiki Moldova’ya tekabül eden Moldovalı, Yahudi, Çingene ve Rusların birlikte yaşadığı, Rusların kontrolünde bir sınır bölgesinde doğup büyümüş. Yani çeşitli halkların birlikte yaşadığı ve düşmanın (Osmanlı) sınırın hemen ötesinde, her zaman yakında olduğu bir yerden gelen Larionov, ötekilik mefhumuna da ötekinin yüzüne veya o yüzün temsil ediliş meselesine de aşina. Warren’a göre Larionov sırf bu Katsap kelimesiyle dahi Rusları oturduklarına inandıkları imparator tahtından indirmiş, merkezden alıp ötekinin yanına koymuş oluyordu.
Yahudi Venüs
Yapıldığı yer ve zırıl zırıl Yahudi düşmanı çağ hesaba katılınca Yahudi Venüs de politik bir anlam içeriyor tabii. Fakat Larionov’un Venüslerinin ırkçı, milliyetçi hissiyatları sorgulamak ve onlarla dalga geçmekten öte bir boyutu var.
Klasik, yatan çıplak Venüs pozunu alıp güncelleştirmek, başka bir şeye dönüştürmek ilk kez Larionov’un yaptığı bir şey de değil. Edouard Manet’nin Larionov’un Venüslerinden 47 sene önce yaptığı Olympia resmi mesela:
Olympia, 1865
Urbino Venüsü, 1538
Manet, Titian’ın Urbino Venüs’ünü Parisli bir seks işçisine dönüştürüp kusursuz kadınlığın simgesi mahçup, tatlı Venüs’ün yerine, izleyene dik dik bakan ve meydan okuyan Olympia’yı koymuş ve dönemin muhafazakarlarını fenalaştırmış. (En kötü muhafazakarınız böyle olsun diyesi geliyor insanın.)
Larionov’un Venüslerinin bence en iyisi Çingene Venüs’te ise ne Titian’ın Venüsünün uysallığı ne de Olympia’nın meydan okuyuşu var. Tarihin (çoğunlukla erkeklerin) kadınlara tayin ettiği boyun eğme/savaşma, tanrıçalık/orospuluk, uysallık/hırçınlık, iyilik/kötülük ikiliklerini yırtıp attığı ve dışında durduğu için bu kadar seviyorum galiba bu Venüsü.
Venüs ve Mihail (Çingene Venüs olarak geçiyor)
Yapıldığı çocuk resmi-mağara çizimi tarzının düzleştiriciliğinin yardımıyla bu Venüs’ün kendisine herhangi bir masumiyet, mücadele ya da başka bir etiket yapıştırılmasına izin vermeyişine bayılıyorum. O etiketlere hapsolmasını engelleyen şey garip bir şekilde başkalarının derinliksizlik de diyebileceği bu düzlük oluyor. Seni çözeceğim, şimdi çözdüm, şu an seni okuyorum çabalarıyla kendisini bir poşete tıkmak isteyen gözlere neşeli bir “saçmalama : )” cevabı veriyor sadece.
Saçmalama : )
(1) Mikhail Larionov and the Cultural Politics of Late Imperial Russia