Bu yazıya daha vurucu ve akıllıca başlamanın yolunu bulamadım: Jay Z’nin hasssssstasıyım. Günah, ölüm, iradeyle boğuştuğu, nefreti, küçümsemeyi ve affetmeyi hesapladığı, Myrtle cinayetlerini ve gözyaşıyla ıslanmış yastıklarını itirafladığı şarkılarıyla çok gündüz ve gece gömdüm. Şairliğini bi kenarda zayıf ve bitik ölmeye değil, som altın, Çin’de atölyede yapılmış bir imparatorluğa harcamayı seçmiş bu adam çoğu zaman tembel diyebileceğimiz sözler yazıyor, ama bir sürü şarkısında da araya sıkışmış iki-üç mısra vardır ki insanı yerine mıhlar.
Ama benim bir de metresim var: Kanye West. Kendinibilmez, tükettiğiyle devamlı iğrenç bir ergen kavgası halinde Kanye West’in sözlerine eskaza yakınlık kurduğum zaman nasıl kendimden hafif nefret ediyorsam, Jay Z’ninkileri istesem de tam anlayamayacağımı düşünüyorum. Kanye West çıktığı kızlara laf çakma derdinde “Üstündeki bluzla tren alırsın / Her bileziğin bedeli var güzelim, anlarsın” yaparken nasıl farkında olmadan hep kendine, hep kendine laf çakıyorsa, hatalarıyla hesaplaşma teşebbüsleri nasıl hep ağzından mama akan bir yetişkin görünümü veriyorsa Jay Z bir başka, trolleyecekse de boşuna trollemiyor. Neyse ben müzikten pek anlamam, ikisinin de diskografisini yalayıp yuttum diyemem de, Kanye West bir insanın unutmak istediği huyları ve Margiela ceket için ağlama rezilliğini, Jay Z ise resmen iyi, kötü, çirkin ama iradenin zaferini temsil ediyor.
Kanye West sarhoş olunca “Televizyonum altı metre, şerefe!” diye bağıran, en büyük hatasının hiçbir zaman kendini tanıyamayacak olduğunu, komedisinin dram, dramının ise komedi gibi durduğunu anlayamayacak dingil bir dostumuz. Müzeye gidip beş bin yıllık Mısır lahiti yanında sanki kırk yıllık arkadaşıymış ve EŞİTMİŞLER, tarihteki sayfaları yanyanaymış ifadesiyle fotoğraf çektirecek kadar büyüleyici. Röportajlarda “Bazen müziği açıp saatlerce ağlıyorum” gibi bir bombayı patlatacak kadar duygusal. Kameralı telefonunda keşfettiği eksiğin ancak insanın binlerce kere kendi fotoğrafını çektiğinde anlaşılabilecek bir şey olduğunu hiç umursamadan, bunu teknoloji peygamberiymiş gibi bağıra bağıra anlatacak kadar da… Kanye West işte.
Kanye West’in inadı, gözü, inanılmaz estetik incelikleri ve tam olarak ne kadar olduğuna kimsenin karar vermediği bir müzik yeteneği var… Viral albüm tanıtımı için şakayla karışık üç saniyeliğine anonim gibi davranacak, onu da Margiela PIRLANTA KAPLI balaklava ile yapıyor. İçimizden biri yani. Sade vatandaş. İşin sanatkarane kısmına gelince şarkı sözleri çok kötü, ama o çapta bir müzisyenin ortaüst sınıf suçluluğu ve görüntü sektörünün insan ruhuna tam olarak ne yaptığıyla yüzleşmeye çalışması, tutamayıp devamlı ağzından kaçırması da gerçekten doğaüstü bir şey. Kanye West’in yeni albümü Yeezus’ta (Başımıza Hasan Mezarcı oldu) yer alan New Slaves (Yeni Köleler) şarkısında Amerika’nın çıkmaz lekesi kölelik ve tüketim çılgınlığı arasına garip bir paralellik kurarak aynı anda pamuk toplamaktan ve modacı Alexander Wang’den bahsediyor, şahit olun:
Kabaca ve küfrünü yok etmeden çevirirsek “Maybach anahtarımı kenara atarım / Gönlümü yakama takarım” ve “Başkasınınkini yutacağıma / Kendim yarrak gibi davranırım” gibi efsanevi sözlere sahip bu şarkıda eskiden biz köleydik, şimdi hepimiz öyleyiz diyor. Kanye sen neler diyorsun? Tabi bu esnada gördüğünüz canlı performans, kendisiyle dalga geçtikleri için Power şarkısında affedersiniz bir tarafını yalamalarını emrettiği SNL programında yer alıyor. Ben bu manyaklığın, bu katıksız İkizler burcu çılgınlığının meftunuyum (Ama uzaktan) Jay Z bunların yanında çok sıkıcı sayılabilecek, Brooklyn’de uyuşturucu sattığı gençliğinden roket gibi, yeni Gatsby olarak fırlayışını kutlayan bir hikayeyi işliyor devamlı. Ama adamda dev yetenek var. Ne yapacaksın?
Jay Z’nin Samsung sponsorluğunda ve kullanıcı bilgilerini çok şüpheli biçimde toplayan bir app sayesinde piyasaya verdiği son albümü internete düştü. Kızına yazdığı “Sevgili Babacığım” şarkısında Joan Crawford’ın hayat hikayesi ve korkunç anneliğini anlatan kült film Mommie Dearest‘tan ses parçaları var. Ben bunu duyunca, doğal olarak, her mantıklı insanın yapacağı gibi, bayılacak gibi oldum. Şarkı aşağıda.
Jay Z, kendi babasından öğrendiğinden korktuğu babalığının hesaplaşmasını Joan Crawford rolünde Faye Dunaway bağrışlarıyla yapıyor. Ne yapacaksın? Dinleyeceksin, dikkatle dinleyeceksin. Samsung’a bilgilerini kaptırmayacak, kendini altı metrelik televizyonunda, özel yapım İran halılarında ya da kürklü yastıklarında görmeye çalışmayacak, ama Kanye’yi de dinleyeceksin. Yastığını da fazla ıslatmayacaksın, çünkü Joan Crawford’ın de dediği gibi: “Benimle uğraşmayın boklular!”
Arz ederim.