Verilen soru önergesi ve kanun tekliflerinde kullanılan "kadın sığınağı" teriminin, her seferinde "konuk evi"ne çevrilerek geri dönmesi nedir sizce?

MEYDAN

Milletvekili Aylin Nazlıaka ile Taş, Kağıt, Pabuç

Ankara milletvekili Aylin Nazlıaka mecliste çok vurucu bir konuşmaya imza attı:

 

Videoyu izleyemeyenler için konuşmanın transkripsiyonu da aşağıda:
“Sayın meclis başkanı, değerli milletvekilleri, sığınmaevindeki kadınların oy kullanabilmesi amacıyla vermiş olduğum kanun teklifiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Tabii aslında biz bu kanunun yerel seçimler öncesinde o olmadı cumhurbaşkanı seçimleri öncesinde geçmesini çok önemsemiştik. Ancak malesef ertelene ertelene bugüne geldi, ama öyle umut ediyorum ki sizlerin de vereceği oylarla bu kanunu bir an önce geçirir, bu ayıbı bir an önce ortadan kaldırırız. Değerli milletvekilleri, öncelikle Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı’na teşekkür etmek istiyorum çünkü sığınmaevindeki kadınların sorunlarına ve sığınmaevindeki kadınların oy kullanamaması konusuna dikkat çekmek yönünde çok önemli çalışmalar yapıyorlar. İkinci söylemek istediğim ise – keşke Aile ve Sosyal Politikalar bakanımız burada olsaydı, ona bir duyuru niteliğinde- bakın bilinçli olarak çok yanlış bir terim kullanıyorsunuz. Biz size ne zaman bir soru önergesi versek ve önergede sığınma evlerinin ya da sığınma evlerindeki kadınların sayısını sorsak, bize verdiğiniz yanıtta “konukevi” terimini kullanıyorsunuz. Konukevi bilinçli olarak yanlış kullanılan bir terimdir. Çünkü konukevi diyerek bunun içine misafirhane ve yaşlı konuk evlerini de dahil edip sayıyı yüksek göstermeyi amaçlıyorsunuz. Oraların adı sığınaktır sığınak, kadınların can havliyle sığındıkları yerdir. Can güvenliği olmayan insanların korunma amaçlı olarak gittiği yerdir. O yüzden bir an önce bu yanlış terminolojiyi de bir an önce ortadan kaldıralım diyorum. Değerli milletvekilleri bu konuyu, sığınmaevlerindeki kadınların oy kullanması konusunu sizin bakanınıza soruyorlar, bakanınız “Bu çok karmaşık bir mevzu” diyor. Yani tabii ona karmaşık geliyor olabilir, ona bir takım konular çok karmaşık geliyor zaten bunu anlıyoruz, ama biz şimdi bu verdiğimiz kanun teklifiyle toplumsal cinsiyet eşliğinin olduğu ülkelerde bu sorunun nasıl çözüldüğünü bir kez daha sizin bakanınıza duyurmuş oluyoruz. Elbette ki kadınların güvenliği açısından sığınakların adresi gizli tutulmalıdır ancak siz adresi o ilde kadının bulunduğu ildeki aile ve sosyal politikalar il müdürlüğü’nün adresini göstererek kolaylıkla bu kadınlara oy verme hakkı tanımış oluyorsunuz. Nolmuş oluyor sizin bu sisteminizle birlikte, şiddet gören kadın bir kez de devletten tokat yiyor. Devlete sığınıyor ama devlet onu ölü ve yok sayıyor, işte o zaman diyoruz ki bir an önce kadınlarımızın en temel yurttaşlık haklarından biri olan seçme hakkını tanımış olalım. Tabi olup bitenlerden sizin bakanınızın pek haberi yok, örneğin kendisi diyor ki kadınlarımız koruma altındayken öldürülmüyor, ne yazık ki tam bu tarihte, 4 Temmuz 2014’te Şefik Sönmez adlı bir kadın arkadaşımız, 21 yaşında, gencecik bir kadın, evinin önünde koruma altındayken silahla öldürülüyor. Bu kadar olup bitenlerden bihaber olduğunuzu maalesef size söylemek zorundayım. Sayın milletvekilleri kadının bedeni üzerinden yürüttüğünüz siyaset nedeniyle geldiğimiz noktada kadınların ne yediği, ne içtiği, ne giydiği, ne renk ruj sürdüğü, hamile kadınların sokakta dolaşıp dolaşamayacağı, kadınların kahkaha atmasının iffetsizlik olup olmadığı ya da hatta bugünkü açıklamaya göre kadınların erkeklerle beraber horon tepmemesi bile tartışılıyor. Kızlı erkekli eğitim, karma eğitim bile tartışma haline geldi. Bunların sorumlusu sizsiniz, siz. Hani günde 3 kadın öldürülüyor ya. Hani kadına yönelik şiddette %1400 artış var ya işte o katilleri cesaretlendirenler, kadına nerede nasıl davranması gerektiğini söyleyenlerdir. Bakmayın öyle uzaklara, sizlerden bahsediyorum, sizlersiniz sizlersiniz o katilleri cesaretlendiren. Sizlersiniz evet, o yüzden diyorum ki, tabii izleyicilerimiz buradan söylenen lafların seviyesini duymuyor belki ama belki duymamaları daha iyidir televizyondan izleyenlerin. Valla şeytan diyor ki çıkar şu ayakkabını fırlat, ama bir ayakkabıma bakıyorum, bir size bakıyorum, değmez diyorum açıkçası. Evet, diyorum ki, DEĞMEZ. Bir kere olsun o ellerinizi hayır demek için değil, hayırlı olsun demek için kullanın. Parmaklarınızı bir kez olsun hayırlı bir iş için kullanın.”

 

Bir başka konuşmasında meclis kürsüsünde vajina dedi diye, Bülent Arınç tarafından ahlaksız ilan edilen Aylin Nazlıaka hayati önemde şeyler söylüyor yine kadınların hayatı üzerine karar verenlere seslenirken. Ama daha güzeli, mecliste siyasetin nasıl yapıldığını açık ediyor. Verilen soru önergesi ve kanun tekliflerinde kullanılan “kadın sığınağı” teriminin, her seferinde “konuk evi”ne çevrilerek geri dönmesi nedir sizce? Kelimelerden başlıyor, sonra sıra sıra ahlaksız, iffetsiz, namussuz…
Bu videoda Aylin Nazlıaka’nın söylediği şeyler kadar, belki daha çarpıcı olanı söyleme şekli gibi geldi mi size de? Yüzündeki ifade, sesindeki öfke…  Ayakkabı jestini adım adım hazırlayan bu değil mi?

 

Tartışınız.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YGazze için 8 Mart’ta Küresel Grev Çağrısı: Gazzesiz Bir Feminist Mücadele Yok!
Gazze için 8 Mart’ta Küresel Grev Çağrısı: Gazzesiz Bir Feminist Mücadele Yok!

'8 Mart'ta bize katılın ve ataerkil ve sömürgeci sistemlerin tahtlarını sarsacak küresel bir grev için bizimle birlikte örgütlenin!'

MEYDAN

YTrans Onur Haftası (Pride) Komitesi: “Dönmeyiz, Buradayız, Bir Aradayız”
Trans Onur Haftası (Pride) Komitesi: “Dönmeyiz, Buradayız, Bir Aradayız”

Yıllardır süregelen düzene bir darbe niteliğindeki söylemlerimizle, “Dönmeyiz, Buradayız” diyerek 18 Haziran Translarla Eşitlik Günü’nde sokaklara çıkıyoruz.

MEYDAN

YYazarak Kuirleştirmek Atölyesi
Yazarak Kuirleştirmek Atölyesi

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen CultureCIVIC Kültür Sanat Destek Programı’nın desteğiyle hayata geçen Yazarak Kuirleştirmek adlı atölye ve konuşma programı Mayıs-Eylül ayları arasında çevrimiçi olarak devam edecek. 31 Mayıs’ta başlayan program kültür ve sanat nesnelerini, otoriter kurum ve bireylerce onlara dayatılan ayrımcı anlatılardan özgürleştirmeyi hedefliyor.

MEYDAN

YBir Garip 8 Mart
Bir Garip 8 Mart

Dün okunan basın açıklamasında da dendiği gibi evet yastayız, evet öfkeliyiz ama bu enkazı birlikte kaldıracağımıza inanan milyonlarca insanız da.

Bir de bunlar var

feministin sömürgecilikle imtihanı
Kafkaesk (ve) Aile
Eurovision ve Türkiye’nin Yalnız Heyecanı

Pin It on Pinterest